5 Bölüm

4.5K 168 37
                                    

atla düğünün olacağı yere geldiğimizde atlar durdu kapının önünde herkes dans ediyor alkışlayıp gülüşüyorlardı atımı tutan ağa bozuntusu atı birine teslim edip kalabalığın arasına girip dans etmeye başladı.

ben çatık kaşlarla ona bakmaya devam ederken onunda gözleri beni bulmuştu yüzünde ki sırıtma bana bakmaya devam ederek büyüdü.

biz kapının önünde durmaya devam ederken içeriden bir kadın gelip elinde ki vazoya benzer şeyi sertçe yere atıp kırdı ben titreyerek kırılan vazoya baktığımda bir sürü şeker ve paranın olduğunu ve çocukların hemen eğilip almaya çalışması bir olmuştu.

buranın adetleride ne değişikmiş.

ağa bozuntusu kadının yanına gidip elini öpmüştü sonra bana dönüp yanıma ilerlemişti.

"İn bakalım" diyip elini uzatan adama baktım.

onun elini takmadan kendim inip üzerimi düzeltmeye çalıştım gözüm yanımdaki adama kaydığında güldüğünü gördüm ben kaşlarımı çatıp ona sertçe baktığımda yüzündeki gülümseme an be an kayboldu kaşlarımla bile yön vermek beni mutlu ediyordu.

arkamı dönüp ilerlemeye başladım babamların yanına gittiğimde bana baktı ve şaşırdı noluyordu be.

babam "oğlum sen niye baran ağanın yanında değilsin" dediğinde şaşırmaktan yorulmuştum artık bu adam ne söylüyordu.

"niye onun yanında olacakmışım" dedim kafamı çevirip bana bakan adama baktığımda öylece duruyordu bana bakarak.

gözlerini bir saniye bile benden ayırmadı ben daha fazla dayanamayarak içeri girmeye başladım.

babamların arkasından gidip bir masanın yanında durup oturmaya başladıklarında bende tam oturucakken duyduğum kadın sesiyle duraksadım.

"Ömer sen oraya değil baranın yanına oturacaksın" demesiyle kadına baktım hızla bu kadın adımı nerden biliyordu ve en önemlisi niye buraya değildi o adamın yanına oturacaktım.

ben tam ağzımı açıp itiraz edecekken babamın ayağa kalkıp yanıma gelip kolumu tutması bir olmuştu.

"Hanımım ben götürürüm ömer'i oraya" demesiyle kadın başını aşğa yukarı sallayıp yanımızdan ayrıldı.

babam beni o ağa bozuntusunun oturduğu masaya doğru ilerletmeye başladı.

"ben onu yanına oturmak istemiyorum ve niye oraya oturuyorum saçmalık bu bırak beni oraya gitmeyeceğim" dediğimde babam beni yürütmeye devam ediyordu bu adam beni dinlemiyordu.

masanın yanına geldiğimizde ağa bozuntusu ayağa kalktı ben napıcak diye onu izlerken yanındaki sandalyeyi çekip kaşlarıyla oturmamı işaret etti.

ben ona bakmaya devam ederken babamın "hadisene oğlum otur" diyip beni çekiştirip oturtması bir oldu. o da tekrar eski yerine geçip oturdu yanı benim yanımda.

ben saf saf etrafa bakmaya devam ederken aklıma gelen düşünceyle hızla masaya baktım lan bir masa iki sandalye masanın sağ tarafında bir sandalye vardı gözümü diyer tarafa çevirdiğimde iki küçük sandalye vardı biz gelin ve damadın masasına mı oturmuştuk.

kaşlarım an be an çatılırken yanımdaki bedene baktım beni izliyordu tam ağzımı açıp konuşacakken sesten dolayı beni duymaz diye ona biraz daha yaklaşıp konuşmaya başladım.

"Biz niye burda oturuyoruz.. yani sen ve ben niye tek başımıza burda oturuyoruz" dememle yüzünde anlamadığım bir duygu ortaya çıktı ben cevap verecek diye beklerken o tek kelime etmeden ayağa kalkıp gitmişti.

TUTSAK bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin