Keyiflice okuyun la
Yorumlarınızı bekliyorum
Günün üçüncü bölümüdür.
📍
Odaya dalarak oğlanı kaptığı gibi çıkardı odadan Feride, içinde bir soğuma bir ferahlama hissediyordu. Sanki olması gereken oluyordu şuan, istenmesi gereken çocuğu isteniyordu.
"Oğlum sakın ablana aldırma, bu senin hakkın." Daha da bir şey söylemesine gerek kalmadan salona geçti ikili. Herkes onlara bakıyorken Ramazan için başını kaldırmak ne büyük bir eziyetti öyle. Oğlan kafasını toprağa sokma isteğiyle kavruldu.
"Neyse madem az önceki tatsızlığı unutalım. Bey hadi iste de gidelim, çok durmanın bir anlamı yok." Füsun hanım acele işleri varmış gibi konuşuyordu daha fazla aileyle yüz göz olmamak için. Zaten oğlanı da gelin diye değil çocuk doğursun diye alacaklardı.
Resmi nikah olmadan dini nikahla her şeyi halledeceklerdi.
"Ihm! Sebebi ziyaretimiz bellidir. Oğlunuz Ramazan'ı oğlumuz Kandemir'e istiyoruz, bu işin hayırlı olacağına karar vererek size geldik. Siz ne dersiniz?" Mecbur kabul edeceklerdi fakat usulen yine de sormak gerekirdi.
Ellerini önünde kavuşturmuş oğlan yine heyecanlanıyordu, az önceki olanları kafasından atmak için ortama yoğunlaştı. O, asla öyle biri olmamıştı, kendisini çok iyi bildiğinden kimsenin dediğine aldırmayacaktı.
"Vallahi biz Ramazan'ı beklememiştik hiç, malum kaç yıldır... Neyse madem ki gönüller artık bir olmuş bize de evet demek düşer." Adamın konuşmasına Kandemir sadece hafif bir tebessüm etti, alaylı bir tebessüm. Ettiği lafla oğlanı ne de utandırmıştı öyle.
Ahmak insandan bu nedenle hoşlanmazdı işte, ne dediğini bilmeyen insanlar oturup sohbet edilir miydi hiç!
Herkes ayağa kalktı birden, Kandemir göstermelik olarak aldıkları yüzükleri çıkardı cebinden, en küçüklerden almıştı bir yüzük ama duruma göre değiştirirdi sonra ne de olsa. Bu istemeden sonra karşılaştıkları ilk an açıklayacaktı durumu ona, o evde ne sıfatla ne olarak kalacağını bilmeye hakkı vardı.
Ramazan ve Kandemir yan yana gelmiş bulundu, her şey bir kaç saniyenin içinde olurken ne olduğuna anlam veremedi oğlan. Bu şey gerçekten oluyor mu diye kendini çimdikledi ve can acısıyla dudağını ısırdı. Titreyen parmağına yüzük takan evin gelinlerinden ortancası oğlanın bu ürkek haline gülümsedi ve kolunu sıvazladı.
"Her şey iyi olacak, sıkma kendini."
Ramazan yutkunup kadına baktı sadece, kendi öz ablası ona çok kötü davranıyorken onlar hiç kibirli değildi. Yaşlı adam eline makas aldı ve kurdeleyle bağlı yüzüklerin tam ortasını makasla kesti.
"Hayırlısı olsun bakalım, tez zamanda mutlu yuva versin Allah." Tez zamanda çocuk doğursun diyemiyordu, o nedenle çevirmişti lafı adam. "Amin amin. Ee ağam ne olacak nasıl olacak bu işler?"
Paradan söz ediyordu, umrunda olan tek şey paraydı. "Bir kilo altın veririm ama düğün yapmayacağız, sade imam nikahı olacak hayvan kesip dağıtırız o kadar." Bir de anlı şanlı düğün mü yapacaklardı sanki. Adam duyduğu bir kilo altında beyninden vurulmuşa döndü. Müthiş paraydı, tüm hayatı kurtulurdu o paraya.
"Olur ağam olur, ne gerek var zaten ikisi de erkek. Alın götürün oğlanı." Kandemir ağzını açtığında anda babası oğlunun kolunu tuttu. "O kadar da değil, bir hafta içinde toparlansın biz alırız eve onu. "
Ramazan bu kadar hızlı gelişen olaylara yetişemiyordu artık, ne kalbi ne de beyni yetmiyordu tüm olanlara. Yanındaki adamın varlığıyla titriyordu her bir hücresi, onunla evleneceği düşüncesi bile delice bir şeydi.
O, bunun hayalini hiç kurmamıştı ki...
Hiçbir hayalinde Kandemir ve o yan yana değildi, aşık olduğu adam sadece vardı fakat asla hayallerinde dahi yanında değildi.
"Olur ağam olur, siz nasıl uygun görürseniz." Adam için sorun yoktu, para geldiği müddetçe sorun olamazdı.
Kandemir ve Ramazan herkesin ellerini öptü tek tek, tekrar oturuldu ve evlilik hakkında sohbet edilmeye başlandı. Adamın kız kardeşi ise usul usul yanaştı Ramazan'a.
"Şey... Beni bilirsin ama yine de tanıtayım kendimi. Ben Zeran, şunun kız kardeşiyim. Seni bizim evi temizlerken görüyordum ama hiç tanışmadık." Genç kızın sıcak tavrıyla oğlan da gülümsedi, Kandemir'den en uzak köşeye oturmuştu kalpten gitmemek için.
"Şey evet görüyodum ben, memnun oldum." Utanıyordu, o şimdi damat mı olacaktı yenge mi? Ah ne karışık sıfatlardı öyle, insanın içini okşuyordu. "Ay odamı da sen temizliyorsun değil mi?" Oğlanın gülümsemesi büyüdü. "Evet... Memnunsun inşallah?"
"Ay kız ne güzel temizliyorsun vallahi gıcır gıcır." Oğlan utandığı için ağzını kapatarak kıkırdadı, Kandemir'in onun gülüşüne bakıp hoşmuş dediğini bilmiyordu bile. "Arap sabununun içine azıcık elma sirkesi katıyom, ondan öyle oluyo."
Sanki yüz yılın tarifini vermiş gibi gururluydu, sonuçta yaptığı işi en iyi şekilde yapmak erdemli insan işiydi. "Şahanesin ya her şeyden de anlıyorsun, abim bile odanın temizliğini seviyor. Hep yasemin kokuyormuş odası."
Ramazan fark edilen durumla beraber dudağını ısırdı hafifçe. "Şey gevşetip rahatlatıyo insanı. Abin de sinirli ya azıcık, ondan." Genç kız hıı hınzır diyerek dürttü Ramazan'ı, oğlan ne de düşünceliydi öyle.
Oysaki bilmiyordu gerçekleri, Ramazan'ın bütün hayatının adamın mutluluğuna bağlı olduğunu. Adam mutsuz olursa Ramazan'ın aynı mutsuzlukla öleceğini.
Oğlanın bütün endişeleri aşık olduğu adama aitti, bütün düşünceli halleri onun eseriydi.
"Çok mu seviyorsun abimi." Allah'ın ve pek çok kulun bildiğini kızdan saklayacak değildi oğlan.
"Hiç sevmek istemeyecek kadar..."
📍
Bölüm nasıldı???
Evleniyoz la
Sizi seviyorum ♥️🌼
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölünün Yası
General Fiction..... interseksüel birey içerir. Ramazan'ın içindeki duygular coşarken ağlamamak için başını gökyüzüne çevirdi. "Onun o çatık kaşları bir seni görünce yumuşardı, onu niye ebedi bir yalnızlığın ortasında bıraktın?" Gözleri doluyordu artık. ..... mpreg