✨15

5.6K 469 54
                                    

Keyiflice okuyun la

Yorumlarınızı bekliyorum

📍

"Her şey çok güzel duruyo." Ramazan ağzı açık hayran hayran bakıyordu masaya, Kandemir a'dan z'ye her seyi dizmiş, hazırlamıştı. "Hadi otur güzelim, çayları koyayım ben de."

Oğlan başını sallayıp belinden tutarak onu oturtan adama baktı. Gözlerinin içine içine bakıyordu resmen, etkilenmemek elde değildi.

Saat 16:49'u gösterirken onlar daha kahvaltı masasındaydı, birbirlerine sarılıp uzun uzun uyumuşlardı güneşin doğuşunu izledikten sonra. Belki de hayatları boyunca en güzel uykuyu tatmışlardı ve ikisi de bunun son olmadığını biliyordu.

"Ben koyardım çayları..."

Kandemir şş diyerek susturdu oğlanı, güzel eşine o hizmet edecekti ve aksine asla izin vermeyecekti. "Sen sadece gözlerini benden ayırma, ben yaparım her şeyi. Senin bakışın ve gölgen benimle olsun yeter." Ramazan'ın dolgun dudakları gerildi ve minik bir gülümseme belirdi. "Ben hala inanamıyom bazen, beni seviyon... Hem de baya seviyon." Yanakları burnunun ucuna dek kızardı.

Şimdi daha da güzeldi.

"Keşke en başında diyebilseydim de gözyaşlarına engel olabilseydim." Hala içi acıyordu. Güzel sevgilisi ağlarken o ancak izleyebiliyordu uzaktan, başka hiçbir şey yapamamıştı. "Olsun... Bazen bunları yaşamak gerekiyo. Geç olsun güç olmasın derler hem."

"Ama ben sana hem geç geldim hem de güç oldum." Ramazan'ın gözleri sulanacak gibi oldu. "Bundan sonra arkamdaki güç ol o zaman, o vakit gücenmem." Kandemir koyduğu çayı oğlanın önüne yerleştirdi ve eğilerek yanağından öptü.

"Ne gücü dünya olurum senin için."

Ramazan'ın karşısına geçip oturdu ve kahvaltılıklardan oğlana büyükçe bir tabak hazırladı, aynı zamanda konuşmayı da unutmuyordu. "Bugün ormanda yürüyüş mü yaparız yoksa nehre mi gireriz? Bugün birini yaparsak diğer gün öbürünü yapacağız çünkü. Sana bıraktım sırasını güzelim."

"Şey bilmem ki hangisi daha güzel olur?" Hiç sosyal aktivitesi olmamıştı ki bunca zaman, şimdi hangisi iyi olur bilemiyordu. " Şey ben yüzemem bu arada.." kendi vücudundan utanıyordu.

Yer yer sivilceleri vücudunda da vardı.

"Neden yüzemezmişsin?" Öyle de güzel yüzerdi ki kucağında, Ramazan bile şaşırırdı kendine. "Vücudum... Pek güzel değil de ondan." Kızartılmış patatesten aldı bir kaç çatal, çok hoşuna gitmişti baharatlı şey. Çaydan da bir yudum alıp içini ısıttı.

"Güzel olup olmamasını bırak da ben düşüneyim olur mu? Gayet de güzel bu arada, sen kendini beğenmedikçe her tarafını ısırasım geliyor. O zaman bugün yüzüyoruz?" Hava ve su ılıktı fakat kazanı yakmalı, evi sıcak tutmalı ve sıcak su bulundurup gelir gelmez oğlanı banyoya sokmalıydı.

Hasta olmasını istemiyordu.

"Tamam, olur." Vücudunu görüp de beğenmezse de yapabileceği bir şey yoktu. "Tamamdır hadi ye bakalım... Lan bal ağzını yerim gel buraya." Oğlanı çenesinden tutup reçel bulaşmış dudağını okşadı. "Sen böyle her tarafını bulaştırırsan bu haftanın bitmesini zor beklerim. Uyarıyorum sadece."

Oğlan utançla başını eğdi, çok heyecanlı hissediyordu Kandemir onunla böyle konuştukça. " Bilerek yapmadım ki ben." Dili istemsizce dudağının kenarına giderken adamın parmağının hala orada olduğunu unutmuştu, Kandemir'in elini yaladı.

"Ay bunu da bilerek yapmadım!" İşte şimdi çok utanıyordu. Adamın yüzüne bakabilseydi gözlerinin bile karardığına şahit olabilirdi fakat fark etmedi. "Neyse..." derin bir nefes aldı ve parmağını çekti oğlanın dudağının kenarından. "Ihm! Kahvaltımızı yapalım biz en iyisi." Derin bir nefes daha aldı ve çayından sıcak olmasına rağmen büyükçe bir yudum aldı.

Yanmıştı.

Hem dili hem de yüreği yanmıştı işte.

Şimdi bir bardak soğuk suya veya oğlanın dudaklarına ihtiyacı vardı, o ise su içmeyi seçti. Aklının selameti için su içmesi en mantıklısıydı.

-----

"Soyun yavrum, bak ben çıkardım üstümü." Kandemir'in çıplak gövdesi güneş ışıklarının yatay bir şekilde durmasıyla parlıyordu. Esmer tende beliren ufak kıllar göğsünden kasıklarına değin ulaşıyordu.

"Şey benim tişörtüm kalsa? Böyle cıbıl cıbıl olmak garip duruyo." Kandemir cıklayıp oğlanın tişörtünü tutup çıkardı bir anda. Ramazan elini göğüslerine siper ederken Kandemir kahkaha attı. "Ya yavrum ne güzel bir şeysin sen! Utanmaya bak."

Eşinin belinden tutarak çekti, alnından öptü. Sıcak ten avuçlarını yaktı. Ramazan da elini adamın göğsüne yerleştirdi ve soluklandı. "Beni tut tamam mı suya girince."

Eğer tutmazsa elinin altındaki kılları yoluverirdi.

"Tutarım tabii, sar bakalim belime bacaklarını." Elini oğlanın kalçasına götürüp kaldırdı ve Ramazan'ın çığlık atarak beline bacaklarını sarmasına neden oldu. "Ya Kandemir yapma şöyle ani şeyler."

"Alışsan iyi olur bu halime, elim hep üzerinde artık." Oğlanın boynuna sarılmasıyla suya doğru yürümeye başladı. "Su soğuk mu peki? Akşam olacak yakında." Adamın kendisini utandırma çabalarını görmezden geldi, yanakları kıpkırmızı olmuştu.

"Ilık, vücudumuz alışır hemen." Oğlan başını salladı, Kandemir bacaklarında suyu hissederken Ramazan'ın burnunun ucunu öptü. "Tamam... Bi tane havlu var ama." Ramazan da ayaklarının ucunda hissetmeye başlamıştı.

"Beraber gireceğiz, beraber kurulanacağız. Daha fazla konuşma o dudaklarını öpeceğim şimdi." Karşı tepki olarak hii diyerek omzuna vuran oğlan olmuştu. Kandemir gülümsedi ve bir anda kendisiyle beraber oğlanı da suya daldırdı.

Oğlanın çığlık sesleri su sesiyle birleşmiş, Ramazan boynuna daha da sıkı sarıldı.

"Hani yavaşça girecektin? Bir anda niye girdin korktum!" Kandemir kahkaha attı ve oğlanın çenesini öptü.

"Benim yavaşça gireceğim tek yer var güzelim."

"Ne? Ya sapık!"

📍

Abi cinsel şakalar ve laflara bayılıyorum.

Bölüm nasıldı?

Sizi seviyorum ♥️🌼

Ölünün YasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin