Keyiflice okuyun la
Yorumlarınızı bekliyorum
📍
"Anne! Anne gel çabuk buraya!" Kandemir dış kapıyı açtığı gibi çarpmıştı duvara, sesi gür bakışları sertti. Hala inşaatta olan ve son temizlikleri bugün bitecek olan evde ancak pencereler takılmış, daha parke döşenmemişti.
Fakat önemi yoktu artık, eşini bu evden bu gece alacak ve kasabadaki otelde bir kaç gün barınacaklardı, sonrasında aşiret üyeleri onu bulur ve onlar bulana kadar da uzakta, ücrada yaptırdığı eve yerleşirdi Kandemir.
"Aa oğul sen erken gelmedin mi? Geç geleceğim demiştin bu akşam için?" Kadın neler döndüğünü anlayamamıştı daha, oğlu planlanandan erken gelerek işine ket vurmuştu. Kandemir annesine bir kaç adım atarak konuştu, çok sinirli hissediyordu.
"Sen hangi hadle benim koynuma almam için bu gece birini, özellikle de eşimin kardeşini getirtmeye kalkışırsın? Sen annem sıfatından başka hangi sıfata sahipsin de benim adıma karar verebiliyorsun?" Kadın ağzı açık halde bakakaldı oğluna.
"Oğlum ne kararı? Ne olmuş haberim bile yok!" Sonuna dek inkar edecekti mecburen. "Bu akşam benim evime benim odama Ramazan'ın ablasını getirtecekmişsin, sakın yalan söyleme annem demem kötü olur." Kandemir'in sesinden ötürü geri çekildi kadın, korkmuştu.
"Ah oğlum ah, Ramazan dedi onu bana da. Kandemir bana pek dokunmuyor ben ona eşlik yapamıyorum dedi. Benim de aklıma ablası geldi, hem bu gebe falan da kalamıyor Kandemir, belki ablası kalır da işimiz görülür."
Adam annesinin bu söylemleriyle iyice çıldırdı.
"Ya ulan ne diyorsun sen be amına koyayım! Bıktım senin çocuk sevdandan da! Aşiretinden de! Lan bıktım komple senden. Annem olduğun için utanç duyuyorum artık! Bak lan yüzüme! Bak bana! Çok aşığım ben Ramazan'a, değil bir başkasına dokunmak, eşimden başkasının kokusunu bile solumam ben." Derin bir soluk aldı, karşısındaki erkek olsa babası bile fark etmez döverdi.
"Şimdi eşimi alıp siktir olup gideceğim, ömür boyu da bir daha yüzümü bile göremeyeceksin duydun mu beni? Ben sen buna mecbur ettin anne, aklın başına da gelse, Ramazan'ın ayaklarına kapansan da seni asla affetmeyeceğim anne bunu bilmiş ol."
"Oğlum! Oğlum nolursun yapma böyle. Bir oğlan için değer mi anneni çiğnemene, yapma böyle." Oğlunun kolundan tutup yalvarmaya başlamıştı kadın, Kandemir annesinin elini itti ve odaya doğru yürümeye başladı.
"Ramazan! Ramazan nerdesin?" Trabzanlardan yukarıya doğru oğlana sesleniyordu. "Anne çekil vallahi elimden kaza çıkacak." Sürekli onunla konuşmaya çalışan annesine sertçe baktı ve söylendi. "Ramazan yavrum nerdesin? Ramazan!"
Kadın ağlamaya başlamıştı artık. "Oğlum tamam söz veriyorum daha da laf etmeyeceğim, hatta hiç karışmayacağım. Hadi bırak kalın istediğin yemeği yaptım akşam. " oğlunun koluna sımsıkı sarılmış bırakmıyordu.
Merdiven altındaki odadan çıktı Ramazan, ağlamış ve o şekilde uyumuştu. Ondan dolayı yüzü şişmişti. "Kandemir? Saat erken değil mi? Bir şey mi oldu?" Oğlan hiçbir şeyden habersiz öylece saf saf bakıyordu karşısındaki adama. Ağlayan hanımağasını fark edince afalladı.
"Üstüne bir şeyler al, gidiyoruz. Hadi güzelim toparlan çabucak." Kandemir'in yumuşayan sesine başını salladı, sonra sorardı neler olduğunu. Şimdi dediğini yapsa iyi olurdu. "Tamam, geliyom hemen."
Merdivenlere yönelip sinirli adamın yanından geçti rüzgar gibi, bir an önce odasına ulaşmış, eşyalarını hemen toparlamıştı. Adamın bir kaç parça eşyasını da almayı ihmal etmedi.
Kandemir hala ona yalvaran annesini dinlemiyordu. "Anne boşuna ağzını yorma, söyle babama ben yarın iş yerinde konuşacağım onunla. Bundan sonra benden size hiçbir şey yok, adımı bile anma, ben yokum artık. Bu son yaptığın bardağı taşırdı." Ya Ramazan çekip gitmiş olsaydı, ya evi terk etseydi o üzüntüyle? Kafayı yerdi Kandemir, mahvolurdu.
"Oğlum yapma tamam hatalıyım özür dilerim bak böyle davranma." Füsun hanım ilk kez bu kadar çaresiz hissediyordu, oğlu gözlerinin önünde o oğlanı alıp gidecekti. Terk edecekti evi...
"Özrünle hallolacak mesele değil bu, artık hallolacak bir şey de kalmadı. " Ramazan merdivenin başında göründü, küçük valiz ellerinde ne olduğunu anlamaz halde adama doğru merdivenleri inmeye başladı. "Ağladın mı sen?" Kandemir fark ettiği şeyle dumur oldu.
"Yok... Uyudum ya ondan olmuş." Ayağa kaldırırdı adam şimdi konağı. "Bak gözlerime? Annem mi ağlattı seni? Bak Füsun hanım, eşimin gözlerinin içine bak nasıl ağlamış senin yüzünden... Cehennem ateşinde yansan bir kaşık su vermem artık." Oğlanın elinden valizi alıp diğer eliyle de Ramazan'ın elini tutmuş, aşağıya inmeye başlamıştı.
Ne annesinin bağırışları umrundaydı, ne de büyüdüğü konağı geride bırakmış olmayı umursuyordu. Tek derdi yanında ağlamış oğlandı, tek derdi tek kişilik ailesiydi.
"Kandemir... Nereye gidiyoz biz şimdi?" Yanındaki adamın elini sımsıkı tutmuş bilinmeze doğru ilerliyordu, arabaya binmesi için Kandemir kapısını açtı. "Artık burada yaşamayacağız, şimdilik otele yerleşeceğiz güzelim. Sonra da evimize tabii..." Ramazan arabaya binerken adam oğlanın alnını öpmeyi unutmadı.
"Ama niye? Şimdi bir anda nereden çıktı bu?" Kandemir sakince arabayı çalıştırdı, Ramazan'ın varlığı bile ona iyi geliyordu. "Niyesi mi var Ramazan, annem koynuma kız sokacakmış bu gece. Hem de kimi biliyor musun? Ablanı." İşte yeniden sinirlenmişti.
"Ne? Ablam mı? Ama... Ama anan nasıl bu kadar kötü olabilir Kandemir? Ben ona ne ettim?" Zaten tüm gün ağlamıştı, şimdi de gözleri yanıyordu acıyla. "Annem kafayı yemiş artık , valla dünya umrumda bile değil. Şu ev yapılsın bizi sittin sene bulamazlar artık."
Ramazan sıkıntıyla nefes aldı.
"Bulurlar Kandemir... Aşiret her şeyi bulur." Genç adam sevgilisinin ellerini öptü arabayı sürerken. "Benimle gel o zaman, bizi asla bulamayacakları bir yere gidelim... Herkesten uzakta yaşayalım."
Duraksadı oğlan, Zeran geldi aklına. "Ama Zeran?..."
"O sümsük ayrılmaz bizden, sen ne diyorsun şimdi?" Ölüme bile giderdi tereddütsüz Ramazan. "Ben seninle her yere gelirim kocacım."
"Lan sana ömrüm feda, benim güzel yuvam."
📍
Kurtulduk la
Bölüm nasıldı???
İyi bayramlar gençler, 11 ayın sultanı bittiğine göre smut grevine son
Sizi seviyorum ♥️🌼
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölünün Yası
Художественная проза..... interseksüel birey içerir. Ramazan'ın içindeki duygular coşarken ağlamamak için başını gökyüzüne çevirdi. "Onun o çatık kaşları bir seni görünce yumuşardı, onu niye ebedi bir yalnızlığın ortasında bıraktın?" Gözleri doluyordu artık. ..... mpreg