Keyiflice okuyun la
Ustanız şifa dağıtıyor sabah sabah
Yorumlarınızı bekliyorum
📍
Kapının açılıp içeriye tüm heybetiyle giren adamla eli ayağı dolandı Ramazan'ın, daha gelmesine epey vakit olmasına karşın adam karşısındaydı şimdi. "Ayağa kalk, takip et beni."
Kandemir belki annesi izler uzaktan bir yerden diye sesini sert tutmaya özen göstermişti. Ramazan biraz korku biraz endişe barındıran haline karşın sakince kalktı ve önden yürüyen adamı takip etti.
Muhtemelen çok üzüleceği şeyler duyacaktı birazdan.
Üst kattaki Kandemir'in çalışma odasına girdi ikili, genç adam oflayarak elini yüzünü sıvazladı, kendisini zor tutuyordu. Heyecanlanmamak için ceketini çıkarıp koltuğa koydu ve koltuklardan karşılıklı olana oturup diğerini gösterirdi oğlana.
Ramazan tüm bu süreç boyunca sadece adamı izleyip dedikleri yaptı, aptalca davranıp sinir bozucu olmak istemiyordu.
"Şimdi tüm konuşacaklarımız aramızda kalacak anladın mı?" Oğlan dudağının kenarını ısırdı gerginlikle, başını sallasa da karşı tarafın yutkunup başka tarafa baktığını görünce üzülmekten alamadı kendisini. Ona bakmaya bile tahammülü yok muydu yani!
"Evlenmek istemiyosan ben atayım yüzüğü, sen aşiretsin zorundasın. Ben ise en fazla dayak yerim." Muhtemelen babası onu yüksek bir ağacın dalına asardı fakat bunu elbette karşısındaki adama demeyecekti.
"Hayır, bak açık konuşacağım. Zaten laf dolandırmayı da sevmem, annem babam sen bu eve torun ver diye getirttiler seni. Benim senden hiç hazmetmediğimi düşünüyorlar, o nedenle biz de onlara öyleymiş gibi yapacağız. Sanki sen seni sevmiyormuşum da zorla beraber oluyormuş gibi yapacağız tamam mı?" Oğlan yine başını olumlu anlamda salladı.
"Şey... Zaten öyle değil mi?"
Gülümsedi Kandemir, keşke kapıyı kilitleseydi, oğlanı birazcık sıkıştırır boynundan bir öpücük çalabilirdi belki.
"Aylardır seni bu eve almak için ne çileler çektik Zeran'la biliyor musun sen? O mezarı sen her temizlediğinde nasıl uzaktan izleyebildim biliyor musun? Sen kendini sevmezken ben nasıl seviyorum haberin var mı senin? Varsa yoksa kendi sevdan, hiç başını kaldırıp gözlerimin içine baktın mı sen?"
Oğlan şokla araladı ağzını, her şeyi bekliyordu da adamın onu sevdiği gerçeğini asla beklemiyordu Ramazan. Nasıl olmuştu da gönül vermişti kendisine anlamıyordu. " Nasıl yani? Sen hiç... Ama karın.."
Karşılıklı oturan ikiliden; Kandemir gözlerini ayırmıyordu, Ramazan'ın aksine o uzun uzun seyrediyordu oğlanın yüzündeki her bir kusru. Hepsini cumartesi gecesi tek tek öpecek, yanağının o güzel kokusunu içine çekecekti.
"Elzem... 13 yaşında beşik kertmen diyip yanıma getirdiler onu. Arkadaşlık ettik yıllarca birbirimize, evleneceğimizi hiç düşünmedim bile. Büyüdük, büyüdükçe fark ettim ki Elzem beni seviyor, onunla evlenmemi istiyor. İnanamadım başta, yakın dostum yol arkadaşımdı o. Askere gittim bi geldim demesin mi ben aşık oldum, mutluluğumu dün gibi hatırlıyorum. İnsan arkadaşının koynuna giremiyor neticede, evlendik barklandık ama ayrı yatıyorduk. Evdekiler laf etmesin diye temas sevmiyor yalanını attık ortaya, her gün şikayetçi gibi davranıyordu benden." Derin bir soluk aldı.
Güzel bebeği dikkatlice dinliyordu onu, yüzünde şaşkınlığını belirten ifadeler karşısında zor tutuyordu kendini onu öpmemek için.
"Senin beni sevdiğin dedikodusu bizim düğünümüzden sonra çıkmış sanırım, herkes öyle diyor. Kim yaymış etmiş bilmem ama ben bunu duymadan evvel aşık oldum sana. Hatırlar mısın bilmem... Köyünüze gelmiştim arkadaşa bıçak vermek için, sen de kahvenin yanındaki ekmek fırınında o ablan mıdır nedir onunla sıra bekliyordun. Bir gülümsemen vardı Ramazan, anlatamam ulan sana."
Onu dikkatlice dinleyen oğlanın ellerini tuttu, sert ve yaralı ellerini okşadı.
"Senin gördükten sonra akşamına seni anlattım Elzem'e, korktum duygularımdan, o daha iyi bilir dedim. Hep destek oldu bana, her zaman yanımda oldu. Tabii haberim yok almış başını gitmiş dedikodular, seni rahatsız etmeye başlamışlar. Beni sevdiğine sevinemeden herkesi susturmakla uğraştım, hakkında konuşanla adamlarım ilgilendi tek tek." Ramazan'ın gözleri sulanmıştı, bunca zaman yaşadığı o kalp burukluğu boşuna mıydı yani?!
"Sen... Neden demedin ki bana? Ben hep ağladım, üzüldüm." Sevildiğine sevinemeyecek kadar yorgundu, sevdası onu perişan etmişti. "Sen de dedin, aşiretiz biz. Senin hiç 2000 kişilik sorunlu ailen oldu mu? Ben gelseydim sana oracıkta öldürürlerdi seni. Önce seni hizmetçi diye bu eve aldırdım bir şekilde, şimdi de çocuğumu doğuracak kişi olarak geleceksin. Biz her şeyi ayarladık, 2 ay içinde yeni yuvamıza geçeceğiz, o zamana kadar anneme babama dediklerine sabret olur mu?" Oğlan istemiyorum derse yakardı evi köyü, zaten çok çekmişti herkesten.
"Elzem hamileydi ama..." hala orada bir yerlerde kalmıştı oğlan. "Güzelim, dedim ya Elzem aşık oldu diye. Ondan bebek, o gece kaçacaklardı, fakat kaza oldu ikisi de öldü. Uzun bir süre dostumu kaybettim diye toparlanamadım, ailem gerçeği öğrenmesin diye yedim bitirdim kendimi. Sana gelmem hiç kolay olmadı ama asla gitmeyeceğim. Gitmene de izin vermeyeceğim."
Ramazan ne diyeceğini bilmiyordu, duydukları kalbi için hiç iyi değildi. "Beni seviyon mu yani?" Yanakları, burnunun üstü hep kızarmıştı utançla. Başını da eğmişti hafifçe, dudağını ısırmadan duramıyordu.
"Yüzüme bak!" Kandemir, oğlanın çenesinin altından tutarak başını kaldırdı. "Aşığım senin her bir zerrene." Ramazan'ın kalbi gümbürdedi sertçe. "Bir anda deme öyle..."
"Ben dayanamıyorum, gel lan kucağıma sarılmamız lazım." Oğlanın konuşmasına fırsat bile vermeden çekti kucağına, Ramazan şaşkınca ağzını açsa da Kandemir çoktan burnunu oğlanın boynuna iliştirip gözlerini kapatmıştı. "Şey kapıyı açarlar ama..."
Sesi bile titrediğini belli ediyordu, ne kalbini ne midesindeki kelebekleri durdurabiliyordu. Şuan yokuş aşağıya koşuyor gibi hissediyordu.
"Açmazlar, benim odam burası. Hem şimdiden alışsan iyi olur, gölgemden bile ayrılmayacaksın." Oğlanın elleri adamın geniş omuzlarını buldu. "Ama Zeran dedi ki sen dokunmayı sevmiyosun, herkes şüphelenmez mi?" O olsa şüphelenirdi, madem oyun oynuyorlardı düzgün yapmalılardı.
"Dışarıda öyle davranacağız ama odamıza girdiğimiz anda... Kendine kaçacak bir delik bulsan iyi olur."
"Ne yaparsın ki?"
"Ne yapmam ki.."
📍
Şey... Herif kudurdu aq soft bir sahne olması gerekiyordu bunun
Yalnız aralarındaki seksüel tansiyon Çok yüksek
Bu sefer yılgındaki gibi es geçmeden ilk gece smutunu da yazacağım
İnşallah becerebilirim
Bir de hani telefon vs gibi araçlar çok olmadığından her şeye erişim zor, eski zamanda geçiyor hikaye her şeye neden şöyle yapmamış böyle etmemiş yorumu yapacak olan olursa okumasın lütfen
Yapmazsınız siz meleklerim ama ben uyarımı yapayım
Sizi seviyorum ♥️🌼

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölünün Yası
General Fiction..... interseksüel birey içerir. Ramazan'ın içindeki duygular coşarken ağlamamak için başını gökyüzüne çevirdi. "Onun o çatık kaşları bir seni görünce yumuşardı, onu niye ebedi bir yalnızlığın ortasında bıraktın?" Gözleri doluyordu artık. ..... mpreg