✨ 6

5.5K 522 100
                                    

Keyiflice okuyun la

Yorumlarınızı bekliyorum

Gözleri çekik düşünmeyelim lütfen, ramazan böyle bir yüz tipine sahip. Onu olduğu gibi sevecek bir adam var ve unutmayın lütfen, herkes her koşulda sevilebilir.

Bir kurgu yazarken genelde kusurlu olmasına özen gösteriyorum ki ne demek istediğim anlaşılsın. Çok fazla takılıyoruz güzellik algılarına.

📍

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

📍

İki gün öncesi aklından bir an bile çıkmadan yeri temizliyordu Ramazan, konağa temizlik için gelmişti anasıyla. Parmağındaki yüzük çıkar gibi olsa da sıkıca tutuyordu oğlan, bunu takması bile ne zor olmuşken kolay kolay kaybedemezdi.

"Bu halin ne senin? Kalk çabuk!" Füsun hanım oğlanı yerde yer silerken görür görmez sinirlenmişti. " Ben bir hata mı ettim?" Ayağa kalkmış, başını öne eğmişti. Şimdiden evde istenmeyen damat olmak istemiyordu, onu sevsinler diye her şeyi yapabilirdi.

"Bu eve ağa eşi olarak geleceksin! Ne demek iş yapmak? Çabuk ellerini temizle, Nazen vazelin getir hemen! Bana bak bir daha elini çöpe bile sürmeyeceksin anladın mı beni?" Ramazan elindeki bezi yavaşça elinden bıraktı. Belli ki evdeki herkes bu konuda çok hassastı, onun canına minnetti iş yapmamak. Bundan sonra hiçbir şeyciklere elini sürmezdi.

"Tamam hanımım." Nazen elindeki işini bırakıp vazelini getirdi Füsun hanıma. Yaşlı kadın oğlanın ellerinden tutarak lavaboya götürdü ve sabunla yıkamasını söyledi. Başında resmen nöbet tutarken eğitilecek çok özelliğinin olduğunu fark etti kadın.

"Bak oğlum, bu eve gireceksen bu sofrada yemek yiyeceksen hizmetçilik yapmayacaksın. Sen bu aileye çocuk vereceksin, elini sıcak sudan soğuk suya sokmayacaksın anladın mı? Getir bakalım ellerini." Oğlan ellerinden utansa da kadına uzattı.

Çalışmaktan ötürü bazı yerler nasır olmuş bazı yerler patlamış yara olmuştu. Kadının kaşları çatıldı bu duruma, elleri felaketti. "Bunu her gün süreceksin ellerine tamam mı? Al bunu sür güzelce, geç avluya otur bir saat sonra oğlum gelecek. Seninle konuşacakmış."

Oğlanın nefesleri sıklaştı birden, acaba Kandemir onunla ne konuşacaktı? Belki nikahları hakkında bilgi verecekti ona, kim bilir? Sonuçta tecrübeli olan oydu. O ne derse yapardı Ramazan, asla yapmam demezdi.

Füsun hanımın elinden vazelini alıp avluya geçti oğlan, eline bol bol sürüp kocası olacak adamı beklemeye başladı. Gergindi, avuç içlerini çamaşır suyu olmuş olan eşofmanına sürtüp duruyordu. Her zaman olduğu gibi bugün de çok çirkindi, bilseydi adamın onunla konuşacağını en azından esans yağ sürer güzel kokardı oğlan.

Yüzündeki sivilceler için de pek çözümü yoktu, bir şekilde hep çıkıyorlardı. Ellerini pürüzlü yüzünde gezdirdi, neden Kandemir evlenmek için onu seçmişti, onda bunca zaman ne bulmuştu bilmiyordu.

Dudağının kenarını ısırdı yine, hep üzüldüğünde yaptığı şeyi yaptı. Muhtemelen bu işin içinde yine bir iş vardı, herkesin bu kadar normal davranması çok anormaldi. Bu durumda çok üzülecek şeyler yaşamamayı umdu. Babası parayı almışken asla evine geri dönemezdi.

Kendi kendine düşüncelere dalmışken Zeran odasının penceresinden gördüğü minik eniştesiyle keyfi yerine gelerek hoplaya zıplaya aşağıya indi. "Ay eniştem!" Oğlan o kadar tatlıydı kendisine denilen enişte lafıyla ağzı açılmış gözleri büyümüştü.

"Ay ama sen ne kadar tatlısın öyle! Abimi bırak benimle evlen." Kıkırdayarak kurduğu cümle oğlanı da gülümsetti. "Şey öyle hemen beni benimsemen garip geldi bana da kusura bakma."

"Ben anlıyorum seni, yengen öleli iki yıl anca olmuş sen hemen nasıl yenisini kabul ediyorsun diyorsun yani. Eh haklısın ama unutma ki ölenin ardından sadece rahmet okunur, tutup onunla mezara girilmez. Abim için de hayat devam ediyorken neden kabul etmeyim ki?"

Genç kız gerçekleri biliyordu da öyle hemen oğlana söylemeyi düşünmüyordu, yengesi çok iyi kadındı da abisiyle aşk evliliği değil dost evliliği yapmıştı. Fakat oğlan ne bilecekti ki!

"Şey doğru diyon... Abin seviyo amma hala." Bu bir sitem değildi, aksine bu gerçeği en içten şekilde kabul etmişti o. "Bilmem, belki de seviyordur. " abisiyle çok iyi anlaşmadıklarını düşündü Ramazan, insan hiç abisinin sevdiği insanı bilmez miydi sanki! "Şey... Ben sana bir kaç şey demek istiyorum aslında Ramazan."

"Buyur?"

"Hani evleneceksiniz ya cumartesi akşamı... Abimin bazı huyları vardır, yani yengem hep sitem ederdi. Sen şimdi abim onları yapar da üzülürsün diye anlatacağım sana." Başını salladı oğlan, bu ailede samimi, iyi insanlar da vardı. "Sağ olasın, seni dinliyom?"

"Bak şimdi abim temas etmeyi pek sevmiyor, bunu hepimiz biliyoruz ama yatakta da öyleymiş. Ayh hemen belertme gözlerini öyle, aman aman utanma da. O manada demedim, uyurken de temastan hoşlanmazmış yani. O yüzden uyurken falan hep mesafeli yatar sen sakın yanlış anlama olur mu?" Genç kız saçlarını kulağının arkasına iliştirip konuşmaya devam etti.

"Çok öpüşmez de, yani öyle romantik bir adam da değil. Gerçi yıllarca nesini sevdin seni de anlamak güç ya neyse. İşte ne bileyim ilgili alakalı bir adam değil, insan içinde üzerine düşer ama konu ev içinde özeli olunca çok umursamazmış. Yengem hep yakınırdı odun adam diye." Oğlan bunları bilirse her olayda kendisini suçlamak yerine bu adam da böyle der geçerdi.

Genç kız oğlanın üzülmesini istemiyordu.

"Sağ olasın Zeran, hakkını ödemeyemem. Bana bunları anlatmasan hep yanlış anlar çok üzülürdüm. " İçini saran kıskançlığı bir kenara bırakmaya çalıştı, şimdi hiç sırası değildi. Ölmüş gitmiş kadın kıskanılır mıydı hiç!?

"Ne demek canım enişteye hizmet vatani görevdir. Sen niye bekliyorsun burada? Ay burnun ne kadar şirin senin!" Ramazan gülümsedi. "Şey abin benimle konuşacakmış da ondan." Genç kız hmmladı, abisinin ne konuşacağını az çok anlamıştı.

"O kazma seni üzecek laf ederse vur şeyine yok et onu." Oğlan kendisini tutamayarak kıkırdadı. "Çok ayıp deme öyle."

"Ay hayatım ayıbın ta kendisi o, görürsün evlenince zaten."

📍

Zeran bizim koruyucu meleğimiz💓

Bölüm nasıldı????

Sizi seviyorum ♥️🌼

Ölünün YasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin