✨ 25

3.2K 409 92
                                    

Keyiflice okuyun la

Yorumlarınızı bekliyorum

📍

Dün akşamdan beri Füsun hanımın gözüne ayrı olarak batıyordu genç oğlan, oğlunun kucağında uyuyarak ve girmiş, özenle odaya çıkartılmıştı. Bunun acısını çıkarmalıydı kadın, bu böyle gidemezdi.

Köşede Zeran'ın kitabını okumaya çalışan Ramazan ise bambaşka diyarlardaydı. Cemal Süreya okuyor, okudukça içindeki aşk coşuyordu sanki. Ruhunu besliyordu dünyanın en güzel besini olan şiir.

"Ne zaman gebe kalacaksın sen? Buraya doğurmak için geldiğini mi unuttun?" Sonunda çatmıştı işte, bu kara yılanı oğlundan uzak tutmalıydı kendince. Ramazan yutkundu ve elindeki hoş kitabı sedirin üstüne bıraktı, sabırlı ve hoşgörülü olmalıydı.

"Yok... Unutmadım hanımım. Ben sadece... Şey oğlunuz bana pek yanaşmıyo da ondan galiba..." bunu demesi çok iyi olmuş, kadının yüzünde güller açmıştı bir anda.

"yaa çok dokunmuyor demek, iyi iyi ama bir an önce gebe kalsan iyi olur seni sürekli bu evde besleyecek miyiz biz! Zaten aşiret çok rahatsız oğlandan olacak bebeğe, zar zor ikna ettik bir de gebe kalmazsan sonunu Allah bilir." Olan yine ona olacaktı şüphesiz. Kusrunun üstüne kusur koyacaklar ve cezasını ayıplı sayılan onu öldürerek keseceklerdi.

"Peki hanımım." Başını öne eğip eline kitabı alarak ayağa kalktı. "Bir de... Bu gece kendi odanda kal, madem sana dokunmuyor ben de dokunacağı birini getiririm." Ramazan'ın eli ayağı boşaldı bir anda, dediği laftan bin pişman olmuştu. "Ama hanımım, yani gerek var mı ki?"

"Kocan sandın herhalde sen Kandemir'i, oğluma zevk bile vermeyi becerememişsin. Seni mi bekleyecekti." Ağlayacak gibi hissediyordu, bu gece kocası da eve geç gelecekti zaten. Zeran ise Ünal ile beraber Antalya'ya gitmişti gezmeye.

Ev telefonundan nasıl arama yapacağını da bilmiyordu üstelik, hiç telefonları olmamıştı.

"Ama nikahımız var bizim, kocam o benim. Ben hazırlanırım onun için getirmeyin başkasını hanımım." Yalvaracaktı şimdi, kadın eğer isterse bunu yapabileceğini biliyordu. "Sen kimsin ki sana soracağım, geç odana çıkma sakın. Kırarım o kemiklerini."

İstemiyordu işte oğlanı, zaten bin pişman olmuştu kızını dinlediği için.

Ramazan iç çekerek gitti odasına, kocasının asla kimseye dokunmayacağını biliyordu ama artık bıkmış, bunalmıştı. Bir süre annesinin yanına dönmek istiyordu, belki bu evden uzak durursa daha mutlu olurdu.

Eskiden en azından evde aşağılanmıyor, sadece sevdalığın acısıyla kavruluyordu fakat şimdi yanında olan adam yetmiyor, psikolojik olarak evde sürekli yıpratılıyordu.

Kadın memnunca arkasına yaslanıp köydeki güzel kızları düşündü, hangisini istese eve gelirdi zaten kuşkusuz fakat oğlanı en çok yıpratan kız kardeşini buraya getirtmek olacaktı. "Nazen gel çabuk buraya."

Kadın koştur koştur geldi hemen. "Efendim hanımım."

"Git çabuk Ramazan'ın ablasını getir buraya, güzel giyinsin." Kadın afallamış halde kaldı bir kaç saniye. " Ne bakıyorsun öyle aval aval? Çabuk ol akşam olmak üzere."

Peki dedi kadın, hanımı ne diyorsa o yapmakla hükümlüydü. İçeriye geçip başörtüsünü bağladı ve konaktan çıktı hemen, konak için tahsis edilen araca binerken düşüncelere dalmıştı. Anlıyordu yıllardır yanında çalıştığı kadının ne yapmak istediğini, bu nedenle dayanamadı genç kadın.

"Mehmet abi sen fabrikaya sür nolursun, Kandemir ağama diyeceğim önemli şeyler var." Mehmet duraksasa da başını salladı. "İnşallah önemli bir şey değildir bacım?" Bir anormallik sezmemişti evde. "Var abicim, çok önemli bir şey var sen sür nolursun."

Başını salladı orta yaşlı adam, bacısı ne derse onu yaparak fabrikaya sürdü.

----

Ramazan akşama doğru bir o yana bir bu yana dönüyordu eski yatağında, ağlamamak adına sürekli başka şeyler düşünmek istiyordu. Dün adam ona o kadar güzel davranmıştı ki kendisini dünyanın en güzel varlığı gibi hissetmişti genç oğlan, bunu düşündü.

Asla kocası kimseye bakmazdı, onu çok seviyordu bir kere. Kesin annesine çok kızacak ve Ramazan'dan ona bunu yaşattığı için özür dileyecekti.

Hem o da kocasını çok seviyordu, sabredecek ve en sonunda hazırluca yuvasında yaşayacaktı. Sadece bir kaç ay kalmıştı ve dayanmak zorundaydı.

Yine de annesine gitmek ve sıkıca sarılıp onun tarafından az da olsa sevilmek istiyordu. Annesi okşardı saçlarını, öperdi alnını ve en çok o şevkat gösterirdi ona. Üzmezdi onu hiç.

İçindeki buruk üzüntüyle kendisini uykuya verdi Ramazan, gerginlikten tırnaklarıyla çizmişti ellerinin üstünü, biraz da kanatmıştı. Çok az da iç cekerek ağlamıştı fakat ziyanı yoktu, sevildiğini biliyordu o.

------

"Ağam..." kadının saygıyla başını eğdi Kandemir ağaya karşı. "Buyur Nazen abla? Bunca işin içinden acil demişsin geldim." Bu gece eve gidebilecek miydi o bile meçhuldü, dün eşiyle ilgilendiği için işler bir günde birikmişti.

Bu ara işte çoktu üstelik.

"Ağam... Anneniz Ramazan ağamın kız kardeşi için süslensin gelsin dedi." Kaşlarını çattı adam. "Sebep? Derdi ne bu kadının?"

Kadın Ramazan'ın iç çekerek odasına girdiğini de görmüştü. "Ramazan ağam iç çekerek girdi odasına ağam, galiba hanımağam sizin için getirtecek kızı." Çok sevmişti o Ramazan'ı, hiç yorulmadan onlarla iş yapıyor, onlarla yiyip içip sohbet ediyordu.

Hiç kibirli de değildi.

"Nedir bunun derdi ya, kafayı yedirecek bana bu kadın. Tamam Nazen abla sağ ol, ben halledeceğim." Artık babasıyla konuşma vakti gelmişti, gerekirse tehdit edecek, bir şekilde oğlanı da alıp defolup gidecekti.

Ramazan'ı üzen kimseye affı yoktu onun.

📍

Artık o evden kurtulma vakitleri geldi de geçiyor.

Bir de hemen mi hamile kalsin yoksa üç beş yıl aradan geçsin mi arkadaşlar

Kurgu uzun olmayacak çünkü

Bölüm nasıldı?

Sizi seviyorum ♥️🌼

Ölünün YasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin