Bir saate yakındır tek yaptıkları utanmadan, yüzleri kızarmadan, zerre pişmanlık duymadan öpüşmekti.
Baekhyun'un böyle bir yanı olduğu aklından bile geçmemişti, tahmin dahi edemezdi, öyle şehvetli ve baştan çıkmış davranıyordu ki Chanyeol nefesi kesilse de devam etmek zorunda kalmıştı. Ne yapacağını bilmiyordu, Baekhyun'un onu büyük bir açlıkla öpmesini yetişemeyecek kadar deneyimsizdi ve paniklemişti. Sadece gözlerini kapatmış, bir eliyle Baekhyun'un belini tutarken diğer eliyle yatakta sırt üstü düşmemek için kendini tutmaya çalışıyordu.
Baekhyun adeta üstüne çıkmıştı, yerinde duramıyordu, cadıların şehvetli varlıklar olduğunu bilse de şaşırmadan duramıyordu. Baekhyun yüzünü iki eliyle kavramıştı ve sanki bu son öpücükleriymiş gibi, sanki son akşam yemeğini yiyormuş gibi öpüyordu onu. Ne zamandan beri böyle biriydi? Chanyeol, cadının hızına yetişemiyordu.
"Baekhyun." dedi nefes nefese kalmış bir şekilde, biraz geriye çekildiğinde hâlâ eli cadının belindeydi.
Biraz nefes almak istemişti, ikisi de şehvetle birbirlerinin gözlerine bakıp derin nefesler aldı; tek kelime etmediler, Baekhyun önce elini Chanyeol'un ensesine çıkartıp biraz okşadı ve tekrar dudaklarına bir öpücük bıraktı. Bu sefer yavaştı, kibar bir öpücüktü ve Chanyeol artık duracaklarını zannetmişti. Durmak istemiyordu, Baekhyun'un tadını bir kere almıştı ve aklında onu öpmekten başka hiçbir şey yoktu.
Kendi inancı, Baekhyun'un ona ihaneti veya uzun bir süredir kafasını meşgul eden her şey uçup gitmişti; sadece Baekhyun vardı, sadece onun dudakları zihnini işgal etmişti ve başka bir şey düşünemiyordu.
"Seni o kadar çok öpmek istiyorum ki..." Baekhyun'un fısıltıları kulağında bir şarkı gibi dolaştı, cadının belini tutan eli daha sertleşti. Ne kadar güç uyguladığından bihaberdi, Baekhyun'u kendine doğru çekip bu sefer o dudaklarının birleşmesini sağladığında cadı dudaklarına doğru inledi. "Gevşet elini biraz, canımı yakıyorsun, avcı."
Chanyeol'a kim olduğunu dahi unutturmuştu.
Öyle bir hakimiyet kurmuştu ki üzerinde Chanyeol kim olduğunu, bir cadıya neler yapabileceğini, istese Baekhyun'un canını bu elleriyle alabileceğini unutmuştu.
"Üzgünüm, fark etmedim."
"Üzgünsen neden beni öpmüyorsun? Sadece bir özürle affetmem."
Baekhyun kendi gibi değildi. Chanyeol'un şaşkın bakışları Baekhyun'un yüzünde dolaştı, o her zamanki soğuk ifadeyi aradı fakat eser dahi yoktu. Mum ışıklarının yansıdığı yüzü keyif içindeydi, eğleniyordu, mutluydu; elleri yaramaz bir şekilde Chanyeol'un bedeninde gezinirken gözleri her yerini süzüyordu.
Sanki o bildiği Baekhyun değildi, o nefret ettiği cadı değildi, bambaşka biriydi.
Aniden duraksadı, Baekhyun onu öpmeye tekrar başladığında bu sefer zor da olsa karşılık vermedi. Sadece durmuştu. Baekhyun onu birkaç kez öptü fakat karşılık vermediğini fark edince geri çekildi, ona baktı ve "Niye durdun?" diye sordu merakla.
Chanyeol uzun bir süre sessiz kaldı, öylece süzdü cadıyı, aldığı derin nefesler yüzünden göğsü inip kalkıyordu.
"Sen kimsin?" dedi büyük bir şüpheyle, gözlerini kısıp rahatsız olmuş bir ifadeyle Baekhyun'u baştan aşağı süzdü. Sorusu Baekhyun'u da şaşırtmıştı, aynı şekilde kaşlarının çatılmasını saniye saniye izledi.
"Ne demek istiyorsun?"
Baekhyun'un gözleri yüzünde dolandı, hemencecik sinirlenmişti.
"Benim kim olduğumu gayet iyi biliyorsun.""Bilmiyorum."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dusk to Dawn
FantasiaYüksek ve ıssız dağların ortasına kurulu bir şehirde, birbirlerine olan arzuları her geçen gün tehlikeli bir hâl alan iki aşık, alacakaranlıktan şafağa etraflarındaki herkesin hayatını cehenneme çevirir. 30.09.23