NOT: bu bölüm diğer bölümlerin aksine
duygusal şarkılar eşliğinde yazılmış bir şarkıdır, azcik üzülme falan
içerebilir.........
(okuru krize
sokunca gelen pişmanlık hissi...).....................
her pazar atacağımı söylemiştim ama çok kötü yorum geldi birkaç bölüme ve çok üzdüler. öyle olunca belki bu bölüme güzel yorumlar gelirde sevinirim diye erken atıyorum, iyi okumalar🤍🤍
ILGININ ANLATIMIYLA-
gözlerimi derin bir baş ağrısıyla açmıştım. başımda kuşlar uçuluyorlardı sanki. beynime kan gitmiyor gibiydi. yada her neyse...
kendi kanımda boğulurken uyanmıştım. bir an önce doktora gitmem gerekiyordu kesinlikle. yatağım tamamen kan olmuştu. bu korkunçtu.
ne yaptığımı hatırladım bir an. öyle bir salaktım ki karışık ilaçlardan içmiştim. o dolapta tüm her ilaç vardı ama...
bir anda kapı açıldı. hayır, abim gelmişti.
aniden kalktım yerimden ve kanı örtmeye çalıştım. olmadı. abim şaşkınlıkla bir bana, bir kanlarıma bakıyordu.
"ılgın?..." dedi ve birkaç adım sendeledi. "sen ne... yaptın?"
başımı iki yana salladım. tüm kanımın çekildiğini hissediyordum. ellerim ve bacaklarım titriyordu. karnım kasılıyor, kusma isteğim geliyordu. ama şunu da biliyordum. kusarsam tek çıkacak şey kendi kanımdı.
konuşmak istedim ama ağızımı açtığım an kusacağıma emindim. açamadım ağzımı. konuşamadım abimle.
abim odamdan koşarak çıktı ve merdivenlerden indi. tüm bunları seslerden anlamıştım.
kesinlikle birini arayacaktı. buna engel olmak için ayağa kalkmaya çalıştım ama direkt yere düştüm. daha fazla kapatamadım ağızımı ve o şeyin akmasına izin verdim. elim karnımdaydı, yerde hareketsizce oturuyordum. bir yandanda ağlamamak için direniyordum.
abimin seslerini duyuyordum aşağıdan.
"her ne sikim işin varsa bırakın onu! kardeşim ölüyor baran! o kötü durumda ve ben araba kullanacak durumda değilim. tek bir manevrada kaza yapabilecek durumdayım!"
daha fazlasını dinlemeye bünyem yetmedi.
birkaç dakika sonra abim yanıma çıktı. yürüyemediğimi anlamıştı.
birkaç dakika daha sonra aşağı kapının kırıldığını duydum. biri gelmişti, ama kimdi?
ardından odaya çağan ve baran daldılar. o sırada fark etmiştim de abimin elleri de aynı benimki gibi tir tir titriyorlardı.
"siktir..." dedi çağan beni ve yatağı görünce.
sanırım bu sefer ölecektim.
elanur neredeydi? ne yapıyordu? beni merak etmiyor muydu? acaba başına bir iş mi gelmişti...
baran yanıma gelip beni anında kucağına almıştı. sonrası da zaten evden çıkma, arabaya yerleşme ve hastane.
sedyenin üzerinde kanlarla yatıyordum. acile sürükleniyordum adeta.
saatin kaç olduğunu bilmiyordum ama geç olmalıydı ki hastane sakindi ve önemli doktorlar gitmişti. aile hekimimiz hariç tabii.
direkt olarak aile odamıza nakil edildim. hemşirelerden birkaç tanesi beni sedyeye oturttular ve önüme hiçbir şey koymadan burnumu sıkmaya başladılar. başımı öne eğdiklerinde ise içimdeki tüm mide bulantısını atacak kadar kustum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOPYA
Teen Fiction"onun kalbi durduğu için herkes ağlıyordu. ancak kimse bilmiyordu ki kalp tekrar atmaya başladığı için saatim ötüyordu..."