Mutlu bir sahne

1K 78 156
                                    

Beş yıl sonra...

Şevket, evin verandasında keyifle kahvesini yudumlarken eşini izliyordu. Yıllar geçtikçe zamanın dokunuşuyla güzelleşip olgunlaştığını fark ederken ona tamamıyla sahip olamamak iç dünyasında derin sızıların oluşmasına sebep veriyordu. Bir gün kendisini terk edeceği düşüncesi aklından hiç eksik olmuyordu. Şimdi kabul etmişti ve mutlu da görünüyordu ya sonra...

Eğer bir gün Asuman hayatından giderse onsuzluğa ve yalnızlığa katlanabilecek miydi? Düşüncesi bile kahretmesine sebep verirken bir gün bu acı gerçek ile yüzleşmesi gerekirse dayanacağını hiç sanmıyordu. Bencil bir istek olduğunun farkındaydı ama yanında kalması için maddi ve manevi cömertlikte sınır tanımayı hiç düşünmüyordu.

Asuman' ı ilk başta kurban olarak seçmişti çünkü onu tanımıyor ve sevmiyordu, tanıdıkça temiz ve hassas kalbinin derinliklerini görmek ona karşı ısınmasına hatta sevmesine sebep olmuştu. Gittikçe aralarında oluşan bağın, karı koca sevgisinin ötesinde ulvi bir şey olduğuna inanıyordu. Ve bunun ilerde kopmaması için elinden gelen her şeyi fazlasıyla yapmayı düşünüyordu.

Asuman kitapları ve kedileri çok seviyordu. Elinde olsa bütün kedileri eve alıp bakmak isterdi. Oda ona bir çözümle gelmiş bahçelerinde kediler için bir alan yapmayı teklif etmişti.

Asuman'ın o günkü sevincini hiç unutamıyordu. İlk defa o kadar çoşkulu görmüştü onu. Coşkuyla ölesiye taşmıştı ki bahçeye bakan boş daireyi de kafe olarak işletmeyi istemişti. "Bildiğin sıradan kafe değil kitap kafe olacak," diyerek hayalini açıkladığı zaman hiç düşünmeden onu da kabul etmişti.

Asuman'ın yüzünde o günden sonra gördüğü neşe hiç kaybolmamış, hayata daha bir hevesle sarılmasından memnun kalmıştı. Onu, üzgün ve asık suratla görmek isteyeceği en son şeydi. Çünkü milletin ağzına düşmekten onu kurtardığı için bir ömür ona karşı borçlu hissediyordu, oda borcunu onu mutlu ederek ödemeyi düşünüyordu.

Kediler yerine kendi yavrularını kucağına almasını ondan esirgemiş olduğu için ne yapsa ona asla borcunu da ödeyemezdi.

"Şevket, çok tatlılar değil mi?"

Asuman'a bas işareti ile onay verdi sadece.

"Hey orada oturma senden ilgi bekliyorlar."

"Bence sen onlara yetiyorsun."

"Hala orada mısın?"
Asuman'ın kötü huylarından biri de mutluluğu paylaşmakta ısrarcı olmasıydı. Ama bugün gözüne çok tatlı göründüğü için hevesini kırmayıp oturduğu yerden kalktı.
Verandadan geçip sola doğru birkaç merdiven inerek kedilerin bulunduğu bölüme geçti. Kediler geldiğini görünce mırıldanıp ayaklarına dolanınca diz çöküp onlara istediği sevgiyi ve ilgiyi gösterdi.

"Seni seviyorlar."

"Sen, sen seviyor musun?"

Düşündüğünü ağzından kaçırmasına şaşırsa da belli etmedi. Sevecen ifade takınarak kaşlarını kaldırarak ona baktı. Bir nevi vereceği cevabı tahmin ediyordu ama yine de ondan duymayı isteyecek kadar bencil olmayı tercih etmişti. Asuman kucağında ki sarı renkli kediyi yere bırakarak yanına geldi.

"Sen sevilmeyecek biri değilsin ki."

"Öyle miyim?"

"Tabi öylesin. Aslında ilk başlarda korkmuştum senden. Ama sonra..."

"Sonra benim sevilecek biri olduğuma mı karar verdin?"

Asuman yerde diz çöken Şevket'in yanına çökerek ellerini tuttu ve ona sıcak bakışlarını yönelterek samimi bir şekilde konuşmak için nefes aldı.

MAHRUMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin