Asuman salonda işittiği sesler yüzünden uykusundan uyandı. Gece lambasının aydınlattığı odada yolunu bulmak için zorluk çekmeden yatağından hayelet gibi kalkarak usul adımlarla seslerin geldiği yöne doğru ilerledi.
Karanlık holde kalbi ağzında ilerliyordu. İnleme seslerini, yaklaştıkça daha iyi duyuyordu. Dizleri korkudan titriyor bir adım atmak için cesaretini kaybediyordu. Bir his içeride kötü şeylerin varlığını haberdar ediyordu.
Duyduğu son hıçkırık sesiyle arkasına bakmadan kaçmak istedi ama ayaklarına hükmedemiyordu. Kendinden bağımsız sekilde salonun girişine doğru ilerliyordu.
Açık kapıya doğru ilerleyince birden beyaz bir sis bulutunun her yeri kapladığını gördü. Daha fazla korkmaya başladı. Buradan, bu evden kaçmak istiyordu. Ama adımları kendinden bağımsız olarak odaya sürüklüyordu onu.
Sisli salondan içeriye bir adım atınca gördüğü vahşetle avazı çıktığı kadar bağırmaya başladı...
"Asuman , Asuman!
Şevket duyduğu çığlıkla Asuman'ın yattığı odaya doğru adını haykırarak girdi. Henüz uyumamıştı. Kütüphanede vakit geçirirken odadan gelen acı çığlıkla yerinden fırlamıştı. Asuman'a bir seyler olacabilecegi korkusuyla odaya kadar tık nefes bir halde ilerlemişti. İlk defa kendi hız sınırını aşmış olmalıydı.
Terler içinde yatağın ortasında ki kadına koşarak ilerledi ve onu göğsüne bastırarak sakinleşmesine yardımcı oldu.
"Sakin ol yavrum..."
Şevket'in ona sarılması üzerine gördüğü rüyanın etkisinden dolayı ağlamaya başlayan Asuman kendini Sevket'in kollarına bıraktı.
Rüyası gerçek olacak kadar sahiciydi. Hâlâ gördüğü rüya gözlerinin önünden bir türlü gitmiyordu.Salonda yerde yatan Sevket'in üzerinde ki Şahin göğsünü yarmış kalbini elinde tutuyordu. Onu görünce sırıtarak elinde tuttuğu kanlı kalbi ona uzatmıştı.
Böyle bir rüyayı görmek sinirlerini germisti. Görüntü zihninden silinsin diye ellerini yüzüne kapatıp aglamaya devam etti.
Şevket kollarında ki çaresiz kadının bu hale gelmesinden dolayı kendini suçlarken bir yandan da sebebini merak ediyordu. Ona göre her şey güzel gidiyordu. Asuman mutluydu oda Asuman bir çocuk gibi sevincini ve mutluluğunu evin her köşesine yansıttığı için mutluydu. Belki de durum tahmin ettigi gibi değildi ve belli ki yoluna gitmeyen bir şeyler vardı..
"Biliyor, biliyor," diye hıçkırarak konuşan Asuman'ın ruhsal durumuna şaşırmıştı. Onu bu hale kim getirmisti. Aslında son iki gün biraz değişmişti. Şimdi düşününce hatırlıyordu. İştahsız ve asık suratlı hallerini şimdi daha iyi anlıyordu. Sevket bunu yorgunluğuna yormuştu ama altında yatan sebep başkaydı demek.
"Önce sakinleş, sonra konuşuruz. Şimdi burada bekle beni. Mutfaktan su alıp geliyorum."
Asuman' ın yüzünü iki avucu arasına alıp gözyaşlarını sildi ve ona güven verircesine baktı. Ondan onayı alan Şevket mutfağa gidip su aldı.
Elinde sürahi ve bir bardakla geri geldiğinde Asuman'ı yatağın ortasında dizlerini kendine çekmiş derin düşünceler içinde gördü. Onu böyle ilk evlendikleri düğün gününün sabahında görmüştü. O zaman ki haline sebep olduğu için çok üzülmüştü şimdi olduğu gibi.
Yanına usulca oturdu ve içmesi için su bardağını ona uzattı. Asuman oralı olmayınca kendi içirmek için bardağı ağzına dayadı.
"Hadi yavrum şu suyu içersen rahatlayacaksın," derken başının arkasını tutup suyu içmesini sağladı. Asuman da titrek ellerini, bardağı tutan Sevket'in eli üzerine koyunca suyu daha rahat bir şekilde içmeye başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAHRUM
General FictionAilesinin şiddetli geçimsizliginden yorulan genç kız, çıkış kapısı aradığı zamanda önüne çıkan ilk taliplisiyle evlenmenin hatasını bir ömür boyu yaşayacaktır. Artık her sey cok geçti. Tekrardan baba evine dönecek gücü yoktu. Bu yüzden kaderine raz...