19. Bölüm

330 36 4
                                    

Eve Dönüş?

Bugün bir yılı daha tamamlayacaktık

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bugün bir yılı daha tamamlayacaktık. Hogwarts'taki sayılı günler ne yazıkki sona ermişti. Eve dönecektik. Eve dönmeyi istemiyordum ama saldırılara giderken, veya kolumdaki işareti taşırken Hogwarts'ta ne kadar zorlandığımı tarif bile edemezdim. Ondan dolayı şu aşamada eve dönmeyi tercih ederdim. Sanki her an biri işareti görecekmiş yada biri beni şikayet edecekmiş gibi çok zordu.

Büyük Salon'a girdiğimde aşağı yukarı herkesin orada olduğunu gördüm. Masalar boştu ve yemeklerle dolmayı bekliyorlardı. Kiminin yüzü gülerken kiminin suratı sirke satıyordu. Doğruca Emily'nin yanına gidip oturdum. Suratı ifadesiz gibiydi.

"Emi gelecekteki nişanlın için heyacanlı mısın?" Anlamsız mırıltılar çıkarttı. Evet ailesi ona nişan için bir aday arıyorlardı. "Yoksa o kişinin Evan olmamasından mı korkuyorsun." Dedim sırıtarak. Emily ise dediğim şeyi anladığı suratını çevirip saçını savurttu. Elvan'dan hoşlandığını hissediyordum ve davranışlarına bakılırsa oldukça haklıydım. "Hiçte bile." Tabi canım bakışları atmaya başlayınca oda tribini devam ettirdi. Bizim kısırdöngümüzü sonlardıran şey Dumbledore'nin sesi oldu.

"Herkese merhabalar. Bir dönemin daha sonuna gelmiş bulunmaktayız ve bir dönemin sonu bir bina şampiyonluğu demektir. Bu dönemin şampiyon binası herkesin bildiği üzere beş yüz puanla SLYTERİN." Salonu alkış sesleri doldurmuştu. Gryffindor binasından çoğu kişinin suratı asık duruyordu. Oh canıma değsin

"Evet-evet neyse bu başarılarından dolayı tüm Slyterin öğrencilerini tebrik ediyorum. İkinci sırada dört yüz altmış puanla Ravenclaw var." Ravenclaw binası biraz mutsuz duruyordu. Bence ikinci olduklarına şükretmeliydiler.

"Veeee üçüncü bina üç yüz doksan puanla Hufflepuff." Alkış seslerinin modu bi nebze düşmüştü. Ama Hufflepuff binasındakiler çok mutlu gözüküyorlardı. Muhtemelen o iyi kalpleriyle sonuncu olmadıkları için seviniyorlardı. Ne kadar bir Slyterin olsam bile Hufflepuff binasındaki öğrencileri diğer binalardaki öğrencilere kıyasla daha yakın hissediyordum.

"Son olarak geriye üç yüz on beş puanla Gryffindor kalıyor. Gryffindor binası bu dönem çapulcular sayesinde sonuncu oluyor. Tebrik ederim." Gryffindor binasında herkes bu dörtleye öldürücü bakışlar atmaya başlamıştı. Bizde Slyterin binası olarak onların bu haline gülüyorduk. Sonrasında afiyetle yemek yedik. Bu dönemki son yemeğimizdi. Yemekten sonra eşyalarımızı alarak trene doğru yol aldık. Geriye kompartman bulmak kalmıştı ki bu Emily'nin uzmanlık alanıydı. Kız hangi kompartmanı açsa boş çıkıyordu. Emily süper güçlerini kullanıp boş bir kompartman bulduktan sonra yerleştik ve yolculuğun tadını çıkartmaya başladık.

"Ri acaba şey acıtıyor mu?" Anlamaz bakışlar atmaya başladım. 'Şey' derken neyi kastettiğini anlamamıştım. Yanıma biraz yaklaştı. "Karanlık işareti almak" dedi fısıldayarak. Muhtemelen bunu yapma sebebi her ihtimale karşı birinin duyma ihtimaliydi ne de olsa ne demişler 'yerin kulağı vardır'. Düşünmeye başladım. Acıtmış mıydı? Evet acıtmıştı ama hiçbir şey bu yükün altında kalmak kadar çok acıtamazdı ama Emily'nin ölüm yiyen olmak gibi bir düşünceye kapıldığını seziyordum. Bundan dolayı en azından şimdilik onu bu yoldan uzaklaştıracak şeyler söylemeliydim.

"Evet evet çok acıtıyor. Acısını iki üç gün çekiyorsun. Ayrıca saldırılara gidince kimse sana hayatta kalma garantisi vermiyor. Çok zor bir iş. Bende Lord için yapıyorum. Yoksa hiç çekilmez" Emily'nin gözünün korktuğunu fark ermiştim. Bende içime dolan rahatlamayla arkamı yaslanarak yolu izlemeye başladım. Yol boyunca Emily ile boş şeyler hakkında konuşmaya başladık.

Geldiğimizi anladığımızda eşyalarımızla beraber trenden indik ve son kez vedalaşıp sarıldık. Emily ailesine doğru yol aldı. Bende annemleri bulmak için bakındım ama gözükmüyorlardı. Bende Evan'ı bulmaya karar verdim. Arkadaşlarıyla bir yandan gülep bir yandan da bir şeyler anlatarak trenden çıkıyordu.

"EVAAAAN" Sesimi duyunca arkasını dönüp bana baktı. Sonrasında bişey hatırlamış gibi yanına koşarak geldi.

"Evan bizi almaya kim-"

"Aslına bakarsan sana söylemeyi unuttum. Ben annemlerden Regulus'ta kalmak için izin istedim. Annemde beni tek başına göndermeyince ben seninde olacağını söyledim. Açıkçası annem bu duruma çok sevinip hemen izin ver-  bir dakika Rigel bana neden lanet atacakmış gibi bakıyorsun."

"Seni boğacağım Evan insan en azından haber verir! Seni insan dışı varlık."

"Mantıken haber verdim."

"Aa doğru son dakika ben seninle gelmiyorum. Görüşürüz."

"Rigel dur lütfen. Ben izin almak için çok uğraştım. Lütfen sen iyi kalpli bir insansın bir kere kardeşinin yaptığı hatayı maruz gör." Derin bir iç çektim. En zayıf yönlerimden biri Evan'ın çoğu isteğine hayır diyemiyor oluşumdu.

"Kaç gün?"

"Çok değil ya bir hafta."

"Yok bir ay kalsaydın!? Bana bak Evan. Eğer orada canımı sıkacak bişey olursa annem demem eve dönerim oldu mu?" Hızlıca kafasını salladı bende bavulumla Evan'ı takip ettim. Umarım bu bir haftayı bana zindan etmezlerdi. Evan ile beraber Regulus'a doğru gitmeye başladık. Yanında annesi ve bir ev cini vardı. Bende saygısızlık olmasın diye baş selamı verdim. Oda bana bir gülümseme gönderdi. Sonra birbirimize tutunduk ve bir muggle sokağına cisimlendik. Bunu ne kadar sık yaparsam yapayım hala mide bulandırıcı geliyordu.

__________________________

Selam canlaaar geçte olsa yeni bölümü göndermiş bulunmaktayım. Biraz kısa oldu farkındayım. Diğer bölümü uzun yamaya çalışacağım inş.

Bölümü nasıl buldunuuuuz ???
Yeni bölümden beklentileriniz ne??
Yorumlarınızı bekliyorumm. <3

𝔹𝕝𝕒𝕔𝕜/R.A.BHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin