24. Bölüm

246 37 5
                                    

Başkanlık Rozeti

Okulun açılmasına az kalmıştı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Okulun açılmasına az kalmıştı. Hafta da bir Malfoy Malikane'sine derse geliyordum. Bugünde o günlerden biriydi.

"Biraz daha güçlü söyle Rigel. Yapabilmende sorun yok. Sadece çok güçsüz kalıyor. Senin ne kadar güçlü olabileceğini biliyorum." Dedi Lucius.

"Curcio!" Diye bağırdım karşımda kanlar içinde, acıdan yere cenin pozisyonunda yatmış olan kıza karşı. Kızın çığlığı bütün malikaneyi kaplamıştı. Her seferinde bu tür işlere başlarken isteksiz olsam bile, sonrasında duygularım köreliyordu ve buna engel olamıyordum. Daha da zevk alıyordum ve bu zevk gitgide katlanıyordu. Sonra ne yaptığımı anlayıp vicdan azabı çekiyordum. Her hafta aynı şey yaşanıyordu.

"Lütfen, lütfen ne yaptığımı bilmiyorum ama lütfen beni bağışlayın. Yalvarıyorum size." Kızın sesi gitgide kısılmıştı. Son cümlesi fısıltı gibiydi. Bu beni kendime getirmişti. Gerçekten bu kız o kadar işkenceyi haketmiş miydi? Saçları dökülmüştü. Gözünün altında torbalar oluşmuştu ve kanlar içindeydi. Bunların hepsini ben mi yapmıştım? Bu kızın karşıma çıktığında sapasağlam olduğuna emindim.

"Güzel Rigel. Sırada onu bu çilesinden kurtarmak var." Dedi Lucius zehir gibi gelen sesiyle. Yüzünde büyük bir gülümseme vardı. Ne yani bu durumdan çok mu zevk alıyordu.

"Avada kedavra." Dedim kısık sesle. Kız hareketsiz şekilde yerde kalmıştı. Gözünden bir damla yaş akıyordu. Onun bu halini gördükçe acaba onun yerinde ben olsam ne olurdu diye düşünüyordum ve bu durum vücudumun titremesine ve gözümden yaş düşmesine neden olmuştu. Hemen kendimi toparlamaya çalışıp, göz yaşlarımı kapüşonlumun koluna silip, derin bir nefes aldım. Kızın cesedi gözümün önünden gitmişti.

Sonrasında zihnimi kapalı tutmak için Severus ile ders yapıyorduk. Açıkçası bu çok önceki kadar olmasa bile rahatsız ediciydi. Bu konuda kendimi geliştirmeye başlamıştım. Artık zihnimi az buçuk kapalı tutabiliyordum. Tabi bazı durumlarda bu pek mümkün olmuyordu. Snape bu sefer büyüyü gönderdiğinde engel olamamıştım;

"Seni ben getirdim. Karanlık ormanda baygın halde yatıyordun." Dedi kaşlarını yukarı doğru kaldırarak.

"Black senin geceleyin karanlık ormanda ne işin olduğunu sorabilir miyim?"

"Soramazsın." Dedi önceki güne ithafen. Bende gözlerimi devirip yataktan kalktım ve Regulus'u kolundan tutarak oturduğu yerden kaldırdım ve hastane kanadından çıkardım.
"Sen gelmiyorsun Evan Rosier." Dedim arkamızdan gelmekte olan Evan'a dönerek.

"Beni karanlık ormanda bulmadığına eminim niye yalan söylüyorsun."

Devamını bilmemesi gerekiyordu ve bende ona engel olmayı başarmıştım. Eğer intihar etmeye kalkıştığımı öğrenseydi bunu direkt o Lord müsbettesine yetiştirirdi. Sonra bide onunla uğraşmam gerekirdi.

Birkaç denemesinde de zihnimi koruyabilmiştim ve bu dersin sonunun geldiğini göstermiş oldu. Dersten sonra eve döndüm. Hava çoktan kararmıştı. Oda geldiğimde Hogwarts'tan mektup geldiğini gördüm. Muhtemelen yeni yıl için gerekli olan kitaplar ve malzemelerin olduğu, ihtiyaç listesini göndermişlerdi. Mektuba baktığım zaman açılmış olduğunu gördüm. Tabiki Evan beni beklemeden açmıştı. Zaten ikimizde de ihtiyaç listesi yazılıydı. Benimkini niye açıyordu ki. Hadi mektup Sirius veya başka bir arkadaşımdan gelmiş olsaydı. Zarfa dokunmadan Evan'ın odasına daldım.

"Evan Rosier sen hangi cüretle benim Hogwarts mektubunu benden habersiz açarsın!" Sesimin tonu biraz yüksek çıkmıştı buda üvey annemin odaya gelmesine neden olmuştu.

"Ben sadece içinde bir kabarıklık gördüm ve merak-."

"Evan sen hangi hakla Rigel'i kızdırıyorsun çabuk ondan özür dile!" Üvey annem bir anda Evan'ın sözünü kesip ona bağırmıştı. Ben Evan'a kızmamıştım. Bu bizim anlaşma biçimimizdi ve bu Lord'un kızı olduğumu herkesin öğrenmesinden sonra sürekli yaşanan bir şey haline gelmişti. Sanki ben evdeki üstün varlıktım. Evan gerçekten haklıydı. Bu evde kardeş gibi olamıyorduk. Ailemiz her şeye karışıyordu.

"Anne ben ona kızgın değilim. Üstelik evde sanki ben üstün varlıkmışım gibi davranmayı keser misiniz? Biz Evan ile böyle anlaşıyoruz. Bir daha armızdaki meselelere karışmazsanız sevinirim." Dedim sinirli ve yüksek olmayan bir tonda.

"Ben özür-."

"Bide benden özür dilemeyi kesin artık. Evan benim odama gelir misin?" Evan kafa sallayıp peşimden geldi. Beraber odama girip kapıyı kapattık ve yatağımın üstüne oturduk.

"Sana kızgın değilim. Sadece biraz sinirlendim. Bir daha lütfen benim mektuplarımı bana haber vermeden açma tamam mı?"

"Aslında açmayacaktım. Fakat mektubun içinde başka bir şey daha vardı. Bende merakıma yenik düşüp açtım hayırlı olsun Rigel!" Dedi sarılarak açıkçası neye hayırlı olsun dediğini anlamamıştım. Bende Evan'a sarıldım. Ayrıldıktan sonra mektubu açıp içine baktım. Mektubun yanında bir de rozet vardı; Başkanlık rozeti Evan'ın hayırlı olsun sözünü şimdi anlamıştım. Ben başkan olmuştum. Evan'a bir kez daha sarıldım.

"Artık Gryffindorlara rahatça laf atabileceğim. Çünkü sen onlardan puan kırabilirsin. Ya çok havalı." Dedi Evan büyük bir heyecanla. Bende onun bu çocuksu heyacanına gülümseyerek geçiştirdim.

Evan odasına gittikten sonra Regulus'a bu konu hakkında mektup yazmaya karar verdim. Onunla olan samimiyetimiz artmıştı. Birbirimizle olan muhabbetimizi Black evinden ayrıldıktan sonra da mektupla devam ettirmiştik. Regulus'a mektup yazdıktan sonra baykuşum ile gönderip yatağıma yattım. Rozete bakıp gülümsedim. Bu gururlu hissetmeme neden olmuştu.

______________________

Yeni bölüm geldiii
Nasıl olmuş beğendiniz mi?
Sizce diğer Başkan kim?
Yorumlarınızı bekliyorumm.

𝔹𝕝𝕒𝕔𝕜/R.A.BHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin