28. Bölüm

238 32 4
                                    

Zafer

"Reggieeee!"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Reggieeee!"

Bludger Regulus'un sırtına çarpmıştı ve bu onun süpürgeden düşmeye başlamasına neden olmuştu. Ne kadar sevmesemde Dumbledore onun düşüşünü yavaşlatmıştı. Bir yandan güzümden yaşlar boşalırken, koşarak yanına gitmiştim. Yanına gittim zaman ağlanacak haline gülüyordu. Halbuki top kafasına çarpmamıştı, yani delirmiş olamazdı.

Maçı muhtemelen kaybetmiştik ama şu anda bunun hiçbir önemi yoktu. Profesörlerden bir kaçı Regulus'u hastane kanadına götürmek için gelirken, Regulus kolunu havaya kaldırıp avucunu açtı ve parmaklarının ucundaki snitchi bir kaç saniye havada tuttu hala oyunu düşünüyordu aptal şey. Demek ki güldüğü şey buydu. Sonrasındaysa suratını buruşturup acıyla inledi ve bayıldı yetkililerle beraber hastane kanadında gittik. Tek dileğim iyileşecek olmasıydı. Gelen Slytherin öğrencilerini Madam Pormfry oradan kovmuştu. Ben de refakatçi olarak kalmıştım.

"Arkadaşının omurgasında ve göğüs kafesinde kırık ve çatlaklar var canım. Kendine gelince ona bunu içmesini söyle ben ona ağrı kesici bir iğne yaptım, birazdan uyanır ve acı hissetmeyebilir. Benim biraz işim var geçmiş olsun." Dedi kenarda islelet şeklinde duran ilaç kutusunu göstererek. Bende kafa sallayıp yanındaki boş yere oturdum. Acaba benim yüzümden mi olmuştu, çok mu üstüne gitmiştim de son ana kadar uğraşmıştı? Bu içinde bir suçluluk duygusu hissetmeme ve sonuç olarakta yeni dinmiş göz yaşlarımın devamının gelmesine neden olmuştu.

"Ri sen ağlıyor musun?" Regulus'un sesini duymamla gözlerim fal taşı gibi açılmıştı hemen suratımı silip ona döndüm. "Yoo ne münasebet gözüme toz kaçtı ondan." Sorgulayıcı bir bakış attı. "Ondan dolayı mı burnun kızardı?" Dedi bir yandan sırıtarak. "Senin ilacını içmen lazım. Hareket etme kemiklerin hala kırık, konuşursan iyileşemezsin yani şu ilacını iç ve sus."

"Oooo Rigel Hanım sinirlendi. Fakat snitchide yakaladım ne diyi kızdın ki?" Bir yandan ilacını hazırlarken ona ölümcül bir bakış attım. Oda sırıtarak kafasını yastığa dayadı. Sonrasında ilacını içirip yerime geri oturdum. İlacı içtikten sonra suratı buruşmuştu ve püskürtmemek için  zor duruyor gibiydi, bu hali ona kahkahalarla gülmeme neden olmuştu. Bu sefer ölümcül bakış atan oydu. Bende bir kitap çıkartıp okumaya başladım.

"Ee boş boş oturacak mıyız? Ben çok sıkıldım."  Dedi.

"Aslına Reggie ben kitap okuyorum yani boş boş durmuyorum. Senin de susup uyuman ve dinlenmen gerekiyor. Yani yat zıbar."

"Benim yerimde sen olsaydın görürdün yatıp susup dinlenmeyi. Hem benim sayemde maçı kazandık. Sence de bir ödülü haketmedim mi?" Derin bir nefes alıp kitabımı kaldırdım. "Ne istiyorsun söyle yapalım."

"Konuşabiliriz çünkü şu koşullarda ayağa kalkıp hareket edebileceğimi sanmıyorum." Anladım Anladımında kafa salladım. "Ee o zaman sen başla."

"Taamaaam neden refakatçi olarak Evan değil sen duruyorsun başımda?" Aslında bu sorunun cevabını ben de bilmiyordum. O an üstüme bir vazife gibi hissetmiştim. On anda kalbin hiç atmadığı kadar hızlı atmıştı nedendiki korkudan dolayı mı vicdan azabından dolayı yoksa başka bir şeyden dolayımı bilmiyordum ama yanında durmak istemiştim. Onun yanında kalmak istemiştim. Tabiki bunu direkt böyle söylemek gibi bir niyetim yoktu. "Ben takım kaptanıyım ve takımdam bir kişi yaralandığı zaman üstüme vazife gibi hissettim. Başka bir nedeni yok yani."

"Anladım Ri. Teşekkür ederim yanımda kalmak gibi bir iyilik yaptığın için."

"Rica ederim ben yemeğini getireyim bekle beni." Deyip ayrıldım. Şu anda yanında kalmak isteğim için pişman olmuştum. Doğru dürüst bir soruyu yanıtlarken bile zorlanıyordum. Fakat o benim arkadaşımdı ve onun için buna katlanacaktım. Sonuç olarak arkadaşlar böyle yapar değil mi?

Regulus'un yemeğini getirip önüne bıraktım. Açıkçası bir şeyi bekliyor gibi duruyordu, ne var manasında kafamı salladığımda "Daha on dakika öncesinde bana kendimi yormamamı söylediğini, kaburgalarımın kırık olduğunu ve refakatçim olarak burada bulunduğunu unuttun galiba Ri." Ah tabiki nasıl unutmuştum derin bir nefes alıp gülümsedim.

"Ah doğru bir şeyi düşüyordum unutmuşum Reggie." Çorbasını alıp ona yedirdim. Açıkçası ortam sessizken onunla tek başıma olmak ve göz göze gelmemiz kalbimin lüzumsuz yere hızlanmasına neden oluyordu ve bu durum yaklaşık on beş dakika sürmüştü. Kimse konuşmamıştı yemek esnasında.

Sonrasında ben de kendi yemeğimi yedim ve hastane kanadına rüyasız uyku iksiri, ağrı kesici vb. şeyleri almaya gelenleri izleyip sohbet ettik. Yemekten sonra bir ara Evan ve arkadaşları  gelmişti ve Regulus'a geçmiş olsun dileklerini iletip biraz durup gitmişlerdi. Hava kararıp ışıklar kapanınca Regulus ile birbirimize iyi uykular diledik ve ben de boş bir yatağa yatıp uyudum.

•••

Regulus yaklaşık üç-dört gün hastane kanadında kalmıştı. Oradan çıktıktan sonra bir parti düzenlenmişti ve herkes kendi eğlencesini  paylaşmıştı. Çoğu Slytherin'den takıma yaptığım ilk kaptanlıktaki başarımdan dolayı tebrik almıştım. Regulus olayı ne kadar üzücü de olsa, bu parti uzun zaman sonra hayatımın yeniden yeşermesine neden olmuştu.

________________

Bölümü nasıl buldunuz Canlarım?
Düşüncelerinizi bekliyorumm.
Mutsuz günlerin öncesindeki mutlu günler başlamaya başladı.
Yorumlarınızı bekliyorumm.

𝔹𝕝𝕒𝕔𝕜/R.A.BHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin