26. Bölüm

263 37 2
                                    

Muhabbet

Başkanlık görevimi başarılı bir şekilde yerine getirmeye çalışıyordum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Başkanlık görevimi başarılı bir şekilde yerine getirmeye çalışıyordum. Geceleyin Regulus ile devriyeye çıkıyor, yasak saati geçenlerin binasından puan kırıyorduk. Bazı geceler saldırılara gidiyorduk. Onun haricinde arada Profesör Slughorn davetler düzenliyordu, fakat ben en son gittiğim partiden dolayı hiçbirine gitmiyordum ve bu da Profesörden kaçmama neden oluyordu. Emily ile konuşmuyorduk. Emily'i son zamanlarda gizlice Gryffindorlar ile konuşurken buluyordum. Umarım ihanet gibi bir saçmalık yapmazdı. Şimdiyse kütüphanede oturmuş, sihir tarihi ödevi için araştırma yapıyordum fakat karşıma birinin oturmasıyla dikkatim dağıldı.

Kafamı kitaptan kaldırıp kim olduğuna baktığımda o kişinin Sirius olduğunu gördüm. Onu görünce yüzümde bir gülümseme oluştu. Sonrasında etrafa bakındım, başka biri var mı diye.

"Sirius, seni gördüğüme çok sevindim. Uzun zamandır konuşamıyorduk. Üstelik senin kütüphaneye geldiğini bilmiyordum."

"Zaten normalde gelmiyorum. Remus için geldim ve seni gördüm. Beraber geçen sefer buluştuğumuz yerde buluşsak olur mu? Her an biri gelebilir." Sirius'un bu düşünceli halini çok seviyordum. Ancak Benin hakkımda bilmediği çok şey vardı. Yüksek olasılıkla bunları bilse, benimle konuşmayı bırak, net düşmanım olurudu. Bende kafa sallayıp onu onayladım.

Yaklaşık yarım saat sonra ihtiyaç odasının önüne geldim ve Sirius'u bekledim. Oda gelince içeri gidip oturduk. Normal şartlarda Sirius'a hayatımla ilgili her şeyi anlatırdım ama son bir yıl içinde hayatım çok değişmişti. Bense sadece hayatımın masum taraflarını anlatacaktım.

"Rigel, bu aralar Regulus ile ikinizi yakın görüyorum. Yoksa ondan hoşlanıyor musun?" Dedi sırıtarak. Regulus deyince aklıma Black evinde kalırken Regulus ile yaptığımız konuşma gelmişti.

"Aslında biz arkadaşız. İkimizde Başkan olduğumuzdan dolayı biraz yakınız. Sirius sana bir şey sorabilir miyim? Ama dürüstçe cevap vermeni istiyorum"

"Tabiki eğer söyleyebileceğim bir şeyse."

"Neden evden kaçtığın zaman Regulus'a haber vermedin?" Sorduğum şeyle Sirius'un suratı düşmüştü. Demekki oda bu konuları sevmiyordu.

"Ah o konu... doğrusunu söylemek gerekirse, Regulus'a söylesem de gelmez, üstüne gitmeme engel olup annemlere yetiştirirdi. Mektup bırakmış olsam bile onun çokta umrunda olmazdı zaten. Çünkü o evin kral çocuğu gibiydi. Her konuda ailemin gözünde mükemmeldi ve böyle birinin benim gibi biri tarafından bırakılmış bir mektubu önemsemeyeceğini düşündüm." Dedi karşısındaki şömine bakarken.

"Ama önemsiyor. Çünkü sen onun öz kardeşisin."

"Ne yani beni sana şikayet mi etti?!"

"Hey buna şikayet denmez. Sadece dertleştik."

"Neyse sizin binada durumlar nasıl. Geçenler de slyterinli bir grubun bir varis hakkında konuştuğunu duydum. Ne bu varis meselesi?" Sorduğu soruya bir cevabım yoktu. O benim diye bağıracak halim de yoktu.

"Bilmiyorum. Onlar her şeye inanıyor boşver. Gerçek değildir." Dedim konuyu kapatmaya çalışarak.

"Anladım. Bir dahaki Quidditch maçına gelmeyeceksin değil mi? Lütfen gelme. Senin tezahüratların sayesinde kazandıklarını düşünüyorum." Dedi gülerek.

"Tabiki geleceğim. Üstelik benim tezahüratlarım çok yararlı. Benim sesimi daha fazla çekmemek için daha iyi oynuyorlar."

"Yaa ne demezsin. Son maç az kalsın benim kulak zarımı patlatıyordun." Dedi ikimizinde kahkahaları odayı doldurmuştu. Uzun bir sohbetten sonra yasak saat yaklaştığından dolayı sarılıp ayrıldık. Sirius'a yalan söylemek canımı çok acıtıyordu ama onun arkadaşlığını kaybetmek istemiyorsam ki istemiyordum. Yalan söylemek zorundaydım. Ayrıldıktan sonra Regulus ile devriyelere başlamadan önce buluştuğumuz yere gittim.

"Neredeydin Rigel? Bugün sanki kaybolmuş gibiydin."

"Ben önce kütüphanedeydim. Sonra başım ağrıdığından dolayı odamda dinlenmiştim." Dedim. Sonrasında beraber gezindik ve işimiz bittikten sonra odamıza çekildik. Artık odada Emily yoktu çünkü o başka odaya taşınmıştı. Onun yerine başka bir kız gelmişti. Açıkçası çok sessizdi ve üzerinde düşünmeye değer de değildi. Yatağıma yatıp güzel bir uyku için gözlerimi yumdum.

___________________

Canlarım geçte olsa Rigel'in Voldemort'un kızı olduğunu fark ettim. Bundan kaynaklı olarak mutlu sonla bitme ihtimali artıyor. Yani hayatta kalması için şartları çok zorlamam gerekecek. Yani kötü sonla biterse bana kızmayın olur mu?

𝔹𝕝𝕒𝕔𝕜/R.A.BHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin