10.Bölüm: "İnsanlar tüm hayvanlardan daha korkunç olabilirlerdi."

580 41 11
                                    


Eve zamanında gelmişti. Şimdi Gaye'nin odasına gidip telefonunu alma zamanıydı. Umuyordu ki Gaye uyuyor olsundu. Odasının kapısına yaklaşıp sesi dinlediğinde hiç ses gelmediğine sevindi. Yavaşça kapıyı açıp odaya girdi. Kardeşi mışıl mışıl uyuyordu ve uykusunda bir şeyler mırıldanıyordu. Saye kulağını yaklaştırsa da ne dediği hiç anlaşılır gelmiyordu. Üzeri her zamanki gibi açıktı zaten hiçbir zaman da örtmezdi. Yavaşça üzerini örttü.

"Sana bunu yaptığım için özür dilerim." Dedi ve kızın yanı başında duran telefonunu aldı. Tam gidecekken hafif açık olan bacaklarına baktı. Bacaklarına bakınca odadaki gece lambasının ışığından zar zor görebildiği bazı karartılar gördü. Kendi telefonunun fenerini açıp kardeşinin bacağına yaklaştırınca bacaklarının etrafında yuvarlak yuvarlak morluklar olduğunu gördü.

İlk başta bunun o kaza yüzünden olduğunu düşündü ancak biraz daha yakından bakınca bunların daha çok bilerek yapılan izler olduğunu fark etti. Ağzını kapatarak kendini ses çıkarmamak için zor tuttu. İçindeki sinir gittikçe kabarıyordu. Şeytan onu dürtüyor ve kızlara yaklaşıp onları yaptıklarıyla tehdit etmek yerine ağızlarını burunlarını dağıtmak istiyordu. Gaye'nin bacaklarının fotoğraflarını tek tek çekti. Kardeşine bunu kim yaptıysa bulacaktı ve yemin ediyordu ki daha fazlasını onlara yapacaktı.

Kardeşi kıpırdanınca yere çöküp telefonunun fenerini kapadı ve hızlıca sürünerek odadan çıktı. Aklı o morluklardaydı. Yumruklarını öyle çok sıktı ki tırnaklarının derisine geçtiğinden emindi. Gözlerinden damlayan yaşları tutamıyordu.

Gaye'den ne istiyorlardı ve Gaye tüm bunlara rağmen neden bu kızlarla takılıyordu? Bunu bulmalıydı. Odasına geçip hemen yatağa oturdu. Kalbi küt küt atıyordu; bunun sebebi heyecandan çok ne göreceğinden korkuyor olmasıydı.

Ya gerçekten çok kötü şeyler görürse buna hazır mıydı? Derin derin nefes aldı.

"Bu işe giriştiysen her şeye hazırlıklı olmalısın." Dedi kendi kendine. Telefon kilitliydi ama bunun olacağını zaten biliyordu o yüzden kardeşinin şifresini birkaç kere uzaktan bakıp öğrenmişti.

Desen kilidine bir S harfi çizdi; kilit açıldı. Mesajlara girdi. Bir şey yoktu. Instagram adresine girdi çıkış yapılmıştı. WhatsApp'a girdi; en son mesaj Aleyna'dandı.

"Sungurla aranızda bir şey mi oldu?" Sungur mu? O da kimdi. Bugün arabasına bindiği çocuk mu? Cevap vermek zorundaydı çünkü görüldü olmuştu ve Aleyna hâlâ aktifti.

"Bir şey olmadı. Sonra anlatırım." Yazdı direkt görüldü oldu. Önceki mesajlar silinmişti. Hemen kişilerine girip Sungur yazdı ancak bu isimde kimse yoktu. Sonra tekrar Aleyna ile olan mesajlarına girdi.

"Aslında daha önemli bir şey oldu." Diye Aleyna'ya yazıp gönderdi.

"Ne????" yazmıştı Aleyna. Saye onun en ufak bir şekilde umurunda bile olmadığını biliyordu.

"Annem, sakladığım şeyleri bulmuş. Çok kızdı ve bir süre telefonuma el koydu." Bilerek ucu açık şeyler söylemişti, pot kırmak istemiyordu.

"Hay senin yapacağın işe. Geri zekalı mısın kızım dikkat etsene!"

"Dikkatli olmalıydım ama bir şekilde hallettim merak etme. Sadece telefonuma el koydu. Şimdide ondan kaçırarak aldım telefonu."

"Tamam yarın geliyorsun değil mi? Sungur kaza geçirdiğinden bahsetti."

"Geliyorum ama pek iyi değilim hafif bir kafa darbesi de aldım. Neyse annem uyanmadan telefonu bırakayım. Sen sakın bana yazma ben sana yazmadan. Yarın görüşürüz." yazarak telefondaki tüm mesajları sildi. Son kez bir şeyler bulma umuduyla galeriye baktı. O kızlarla olan fotoğrafları vardı ve oldukça samimi gözüküyordular. Daha çok Dilara ile samimi gibiydi. Beraber yanak yanağa fotoğrafları vardı. Fazla geçmiş fotoğraflara gidince ise daha önce hiç görmediği farklı bir kızın yüzünü gördü.

GÖLGE(Yakında basılacak)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin