55.Bölüm: "En karanlık yer."

97 11 6
                                    


Mahkeme zamanı gelip çatmıştı. Konferans salonundan bir tık küçük bir alanda bu mahkeme yapılacaktı. 50 seyirci hakkı bulunan yere Saye, Atay Hoca sayesinde gelmişti. Sürpriz bir gelişme olarak sadece Seçkin Özen değil kızı Aleyna'da yargılanacaktı. Hâkim mahkemeyi başlatmıştı.

Seçkin Özen yanında oldukça derli toplu görünen ancak Seçkin Özen'den daha gergin olan avukatla yan yanaydı karşılarında ise Aren oturuyordu. Aren ayağa kalkarak Seçkin Özen hakkındaki suç duyurularına başladı. "Seçkin Özen, çalışanlarının kendisine ihanet etmesiyle onu alıkoyma suçundan dolayı 5237 sayılı TCK 109. Maddesine göre sorgulanacak."

"Sadece bu suçtan mı sorgulanacak?" diye sordu kıvırcık saçlı önlerde oturan bir kız. "Çünkü duyduğumuz kadarıyla pek çok suçu var." Aren elindeki listeye bakarak "Evet." Dedi.

"2 karısını da öldürme suçu, çalışanlarına taciz ve şiddet suçu, gelinini öldürme suçu, kasten ve bilerek adam yaralama ve daha birçok şey." Karşısında oturan avukata bakarak

"Ne diyorsunuz avukat bey savunmanız var mı?" Hâkim araya girerek "Avukat, suçlamalarla ilgili bir açıklamanız var mı?" diye sordu. Büyük gözlükleri yüzünün yarısını kaplıyordu.

Avukat ayağa kalkarak kravatını düzeltti. "Bu suçlamaların hiçbirini kabul etmiyoruz Sayın Hâkim. Öncelikle belirtmek isterim ki bu suçların çoğu zaman aşımına uğramıştır. Geçen gün olan kazada ise müsaadenizle kamyon şoförünü ifadesi için buraya çağırmak istiyorum." Sayeler kamyon şoförünü günlerce aramış ancak bulamamıştılar. Demek ki onu saklamalarının en başından beri amacı buydu. Oldukça kısa boylu ve beyaz saçlı bir adam tanık kürsüsüne çıktı ve yeminini etti. İnsanlar ne kadar orada yemin etseler de Saye biliyordu ki hepsi her zaman doğru söylemiyordu. Saye siyah şapkasını yüzüne kadar çekmiş, en arkada oturmuş olan biteni izlemekle ve durum değerlendirmesi yapmakla meşguldü.

Kamyon şoförü Seçkin Özen'in lehine ifadesini belirtti. "Tamamen kendi suçum, onları hiç tanımıyorum sadece televizyondan gördüm o kadar." Demişti. Ve görüştüklerine dair ne bir görüntü ne de para alışverişi vardı. Bu suçlama düşmüştü.

Asıl suçlamaya gelindiğinde ise bu sefer tanık kürsüsüne Saye, davalı kürsüsüne Sevda abla gelmişti. Saye şapkasını çıkarıp tanık olarak kürsüye çıkmıştı. Üzerinde sade, gri bir gömlek ve siyah bir pantolon vardı. Oldukça sade ve gösterişsizdi yüzünde makyaj bile yoktu.

"Sanığın, Seçkin Özen tarafından tehdit edildiğini görüp duydunuz mu?"

"Hayır duymadım. Ama benimle yaptığı konuşmada senin yüzünden masumlar ölecek dedi." Salonda büyük bir uğultu oluşmuştu. Davacı olarak Sevda abla da ayağa kalkarak "O adam alenen beni tehdit etti. Sadece beni değil, o çalışanları da taciz etti."

"Hanımefendi o görüntüyü kanıt olarak sunamıyoruz maalesef." Dedi Aren. Hâkim, Seçkin Özen'e bakarak "Sanık, bunlara bir cevabın var mı?" diye sordu.

"Efendim ben sadece kendisini korkutmak istedim ancak oğlum Sungur bunu ciddiye aldı ve bunu yediremedi bu yüzden bu olayda tamamen suçlu olan o'dur." Topu Sungur'a atmıştı. Sevda abla kalkıp "Sungur olmasaydı ölürdüm ben. Beni o korudu." Dedi.

"Davacı söz hakkı almadan kalkma." Diye bağırdı hâkim.

"Taciz ettiği iddia edilen çalışan nerede?" diye sordu Hâkim. Bu sırada tanık olarak gelen kişi Sevda ablanın kurtarmaya çalıştığı, taciz edilen kadındı. Saye ile yer değiştirdiler.

"Doğru mu davacının dedikleri?" diye sordu Hâkim gelen kadına.

"Duyduğu sesler doğru. Ancak bir yanlış anlaşılma var Hâkim Bey." Dedi kadın. Gözlerinde korkuyla Seçkin Özen'e bakıyordu. "Seçkin Bey ve ben o zaman sevgiliydik yani taciz gibi bir durum söz konusu olamaz." Salonda yine uğultular yükseldi. Saye kadının söylediğine oldukça şaşırmıştı çünkü kendisiyle konuştuklarında Seçkin Özen'in aleyhine tanıklık edecekti ama yapmamıştı.

GÖLGE(Yakında basılacak)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin