Selam Canlar...:) Bölümlerin daha hızlı gitmesine karar vermiştim ancak araya bayram tatili girmesiyle yeni bölüm paylaşamamıştım. Bugün iki bölüm birden paylaşmaya karar verdim :)
Lütfen oylarınızı ve yorumlarınızı eksik etmeyin, Sizleri seviyorum <3<333
.
.
Saye elinde tuttuğu kırmızı kağıt parçasında ki yazıyı en az 50 kere okumuştu. "Kurtar beni kardeşim!" İçinde kordan oluşan bir ateş gittikçe büyüyüp tüm vücudunu ele geçiriyordu sanki. Kardeşinin başı dertteydi ve o bunu göremeyecek kadar kardeşinden nefret etmişti. Sonunda ise öldürülmüştü.
Gözlerini kapadı ve düşünmeye çalıştı. "Her şeyi senin için yaptım. Sen zarar görme diye." Yazmıştı kardeşi. Kafasını sallıyor bu olan biteni kabullenemiyordu. Kendisini böylesine güzel kandırmışken şimdi her şey alt üst olmuştu.. Kazada öldüğünü değil de kardeşinin öldürüldüğünü düşünmeye başladığı her an Saye'nin tüm aklı, fikri, vücudu uyuşmaya başlıyordu. Kendini varlığını bile hissedemiyordu şu an. Bacakları tutmaz hale geldiğinde kendini sert bir şekilde yere bıraktı. Yıllardır kendini kandırmıştı. Kardeşinin kendisini ölüme terk ettiğini sanıp ondan nefret etmişti. Güya acı çekmişti, ağlamıştı ama kardeşini bir kere bile aramamıştı. Bir kere bile yazmamış tam tersi izini kaybettirmişti. Kardeşinin en ihtiyacı olduğu an da yoktu. Kardeşi onu korumaya devam ederken o hayatını yaşamış, rahatına bakmıştı. İçindeki suçluluk duygusu tüm benliğini kemiren bir parazit gibi yiyip bitirmeye başlamıştı onu. Baş döndüren bir acı ve suçluluk tüm bedenini sarmıştı.
Kafasında ki parçalar, göremediği tüm eksikler birleşmeye başladı. Ama artık kardeşi için çok geç olmuştu. Bodrumun kapısını açmaya çalışan Aren'in sesini duydu ancak öylesine uzaktan geliyordu ki sesi sanki ıssız bir dağdaydı ve ses yankı yapıyordu. Saye tepkisiz bir yüz ifadesiyle onun yanına gelip kollarından tutup sarsan Aren'in yüzüne baktı.
"Hastaneye gidelim. İyi değilsin" diyordu Aren sürekli. Saye kafasını hayır anlamında sallayarak "İlay'ı bulup getirir misin?" dedi. Sesi hâlâ zar zor duyuluyordu. Öyle çok bağırmak istemişti ki.. Ama bağıramamıştı. "Lütfen onu getir." Dedi tekrar Saye. Aren hiç ikiletmeden kalkarak çıktı bodrumdan. O da olanlara oldukça şaşırmış gözüküyordu. Saye kardeşinin ona yazdığı kâğıdı aldı ve uzun uzun sarıldı kâğıda. Yattığı yerden kalktı ve elini yüzünü yıkamak için yukarı çıktı. Aren'in almış olduğu sulardan 1lt. olanı aldı ve banyoya gidip kafasından aşağıya döktü. Kendine gelmeliydi. İki gündür üst üste yaşadıkları onu alt üst etse de kendine gelmesi ve neler olup bittiğini öğrenmesi lazımdı.
Ne yapmalıydı? Kardeşinin ölümünde parmağı olanları bir bir öldürmeli miydi? Yoksa onlara ölümden bile daha acı şeyler mi yaşatmalıydı? Katil olmaya hazır mıydı? Peki ya onlar gibi canavarlaşmaya?
Ne kadar zaman geçtiğini fark etmeden kafasında birçok düşünceyle savaşmıştı. Bu düşüncülere öyle çok kaptırmıştı ki İlay ve Aren'i duymamıştı. İlay, Saye ile göz göze gelince ona hüzün dolu gözlerle baktı. Saye'nin gözlerindeki acıyı görmüş olmalıydı ki yaptıklarından ve söylediklerinden pişman olmuş bir hali vardı.
"Bizi yalnız bırakır mısın Aren?" dedi Saye birden ona dönerek. Aren itiraz ederek "Sizi en son yalnız bıraktığımda koca insanlar saç baş girmiştiniz birbirinize." Dedi. Haklıydı da. İlay araya girerek: "Şu an birbirimizi anlamış gözüküyoruz. O yüzden bir sorun olmayacağından eminim." Dedi Aren'e gülümsemeye çalışarak. Aren ikisine şüphe dolu kara gözlerini dikerek yavaşça bodrumdan çıktı. İlay ve Saye artık baş başaydı.
![](https://img.wattpad.com/cover/352626234-288-k193928.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖLGE(Yakında basılacak)
Actionİntikam neydi? Soğuk yenen bir yemek mi? Unutmak mı? Peki ya affetmek? Saye'ye göre sadece bir oyundu. Ama sonu ölümden bile daha tehlikeli bir oyun, belki de bir kumar. İkiz kardeşine yapılan zorbalıkların intikamını almak için and içen Saye, kard...