Saye, Aren ile yaptıkları plandan sonra eve gelmişti. Kardeşine hiçbir şey belli etmemeye çalışacaktı (ona bu kadar sinirliyken ne kadar zor olsa da). O yüzden onunla pek karşı karşıya gelmemeye çalışıyordu gerçi kardeşi de Saye'yle karşı karşıya gelmemeye çalışıyordu. O yüzden karşılaşmamak için ekstra bir çaba harcamasına gerek yoktu. Genelde bir şeyler karıştırdığında böyle yapardı. Ancak bunu yapmasına gerek yoktu çünkü Saye zaten onun bir haltlar karıştığından emindi. Sadece gerçekten neler döndüğünü merak ediyordu.
Mesaj sesiyle irkilen Saye, mesajın kimden olduğunu anladı; mesaj Aren'dendi.
"Plan başlasın mı?" yazıyordu.
"Başlasın." Yazdı Saye. Mesajı gönderir göndermez Gaye'nin odasına gitmek için yattığı yerden kalktı. Kapının önüne geldiğinde hasta yüz ifadesini takınarak kendini hazırladı. Kapıyı çalıp bekledi.
"Gel." Odaya girdiğinde Gaye kendini oturur pozisyona almıştı. Sanki Saye'nin gelmesini bekliyor gibiydi. Ona baktığında içinin öfke dolduğunu ve ona sorması gereken bir sürü olduğunu düşünse de kendini role bürüyüp yüzünü buruşturdu.
"Gaye, ben kendimi çok kötü hissediyorum. Başım çatlayacak gibi." Deyip bir yandan da başını tutuyordu. Ciddi yüz ifadesiyle Saye'ye bakan Gaye onun hasta olduğunu duyunca telaşla oturduğu yerden kalkıp yanına gitti.
"Ne oldu Saye?" Saye yere çömelerek başını tutmaya devam ediyordu.
"Bilmiyorum bir saattir fena halde başım ağrıyor. Geçer dedim ama geçmedi. Evde de ağrı kesici kalmamış. Sende var mı?"
"Bilmiyorum bir bakayım." Aslında bakmasına pek gerek yoktu. Saye olmadığını biliyordu çünkü kalan son ağrı kesiciyi de kendi elleriyle atmıştı.
"Yok tüh ya. Eczaneler de kapalıdır şimdi ne yapalım?"
"Bilmiyorum ama çok kötüyüm." Deyip bu sefer de öğürerek lavaboya koştu Saye. Başını tutup bir yandan istifra etmeye çalışıyormuş gibi görünüyordu. Bugün gerçekten boğazlarını mahvetmişti. Öğürmesi bitince lavaboda çömelip kaldı.
"İyi misin? Korkuyorum Saye neler oluyor?"
"Bilmiyorum lütfen bana ağrı kesici bul." Dedi Saye. Kendini öyle zorlamıştı ki gözleri dolmuştu.
"Tamam tamam hemen bir nöbetçi eczane bulur, alıp gelirim." Gaye koşarak çıkmıştı evden. O çıkar çıkmaz Saye koşarak odasına gitti, telefonunu alıp "Çıktı" yazarak Aren'e yolladı.
"Özür dilerim kardeşim iyiliğin için." Dedi kendi kendine. Yatağına yatıp planı bir daha gözden geçirdi.
Plan şuydu: Önce Gaye'yi birkaç gün okuldan ve o arkadaşlarından uzak tutmaları gerekiyordu ki Saye rahatlıkla Gaye'nin yerine geçebilsin. Saye, Gaye'nin okuluna gitmeyecekti çıkışta yalnızca o kızlarla vakit geçirecekti o kadar. Onlar hakkında insanlara zorbalık yapıyorlar mı yapmıyorlar mı kanıt toplayacaktı. Kardeşiyle ilişkileri neydi bunu öğrenecekti. Sonra da kardeşini onlardan uzaklaştırıp onlardan korumuş olacaktı. Gayet iyi fikirdi tabii ters bir şeyler olmazsa.
O sırada Gaye'nin Instagram adresine hiç bakmadığı aklına geldi. Telefonu açıp baktığında kardeşinin hesabının hâlâ durduğunu ancak kitli olduğunu gördü. Demek Saye öğrendikten sonra artık kapatmıştı Instagram adresini. O sırada telefonu çalmaya başladı. Arayan Gaye'ydi. Telefonu açtığında acı dolu sesi kulaklarında yankılandı.
"Alo Saye benim. Endişelenme ama küçük bir kaza geçirdim."
"Ne?" diye bir yaygara kopardı Saye, sanki hiç haberi yokmuş gibi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖLGE(Yakında basılacak)
Actionİntikam neydi? Soğuk yenen bir yemek mi? Unutmak mı? Peki ya affetmek? Saye'ye göre sadece bir oyundu. Ama sonu ölümden bile daha tehlikeli bir oyun, belki de bir kumar. İkiz kardeşine yapılan zorbalıkların intikamını almak için and içen Saye, kard...