Sabah kalktıklarında ikisi de hiç konuşmadı. Niran biraz gergin gözüküyordu Saye ise oldukça rahattı ancak planını düşünüyordu. Saye yatağını toplarken Niran da kahvaltılık bir şeyler hazırlamıştı. Telefonuna gelen bir mesaj ortamdaki sessizliği bozdu.
"Atay Hoca." Dedi sadece Niran. "Ne diyor?"
"Adamın eşi ve bir çocuğu var." Saye bir an yerinde durup gözlerini kapadı, derin bir nefes alıp verdi. Bu duruma canı sıkılmıştı. Evet gözü kapalı o adamı öldürebilirdi ama ailesinin bir günahı yoktu. "Onları biraz izleyelim." Dedi Saye sonunda.
"O adamın ailesiyle iyi olduğunu sanmıyorum." Dedi Niran onu rahatlatmak istercesine. Saye cevap vermeden hazırlanmış sofraya oturdu. Dün akşam aldıkları ekmekten bir parça kopardı ve tavadaki yumurtaya bandırdı. Gayet sakin gözüküyordu. Sanki bugün hiç kan dökmeyecekmiş gibi.
"Planından bahset bana." Dedi Niran. Artık kendini toplaması gerektiğine karar vermişti. Ne olursa olsun bugün büyük bir savaş vardı ve bu savaşta ölümde olabilirdi. Onun asıl endişelendiği kişi Saye'ydi ancak bu işe giriştiyse sonucunu düşünmeden yanında olmalıydı. O yüzden toparlandı.
"Heh şöyle." Dedi Saye rahatlarcasına. "Bir ara Sungur'un geldiğinden endişelendim."
"Sadece senin için endişeliydim o kadar."
"Canavarlaşmış birine başka bir canavar artık zarar veremez." Saye'nin tek kaşı kalkmıştı bir yandan çayından bir yudum alıyordu.
"Gerçekten ne düşünüyorsun Saye?" diye sordu onun farklılaşmış öfkeli gözlerine bakarak.
. "Plan şöyle. Öldürmek." Dedi kısa ve net bir şekilde. Bir yandan ağzındaki lokmayı çiğnemeye devam etti.
"Tamam ama nasıl Saye? Kolay mı sence? Hadi o adamı öldürdük Seçkin Özen hapiste ve Aleyna yurt dışında."
"Aleyna için Atay Hoca harekete geçsin ve onu getirsin." Dedi Saye. "Biz önce adamın peşine düşeceğiz."
"Adamı kaçıracak mıyız?"
"Önce ailesini izlememiz gerek. Bazı şeylerden emin olmalıyım." Niran oynadığı kahvaltılıktan birkaç parça almıştı. "Ne olacak? İyi bir babaysa öldürmeyecek misin?" Saye bunun üzerine hiç düşünmemişti. Ancak bir çocuğu iyi bir babadan mahrum bırakmak... Bu isteyeceği son şeydi. Yine de iyi bir babaysa bile onu affedemeyebilirdi.
"Gerçekten iyi bir insan olsaydı o da kızı olan bir anneyi kaçırıp öldürmeye çalışmazdı." Dedi Saye, Sevda ablanın kaçırıldığı günü düşünerek. Ağzındaki lokmayı bitirdikten sonra kalktı.
"Haydi toparlanalım. Uzun bir gün bizi bekliyor." Saat henüz sabahın 7'siydi. Gerçekten uzun bir gün olacaktı. Ortalığı el çabukluğuyla toplayarak planlarına uygun her şeyi yanlarına aldılar. Bu sırada Saye'nin telefonu-varlığını bile unuttuğu- çaldı. Arayan Gaye'ydi. Açıp açmama arasında kalarak ısrarla çaldığını görünce açtı.
"Saye." Dedi Gaye nefes nefese. "Efendim." Oldukça sakin konuşuyordu Saye.
"Merak etme vazgeç demek için aramadım. Sadece her ne yaparsan yap yanındayım ve seni seviyorum."
"Bende Gaye. Olur ki görüşemezsek kendine iyi bak." Diyerek kapadı. Daha fazla uzatmak istemiyordu, duygu sömürüsü istemiyordu. Sadece işe başlamak istiyordu.
"Görüşeceksiniz." Dedi arkadan Niran. "Bunun için elimden ne geliyorsa yapacağım." Saye ona bakıp gülümsedi. Her ne kadar tek bir şeye odaklansa da bu insanları sevdiğini tekrar hatırladı. Bu insanlar ailesiydi. Emindi ki Aren de bunu düşünüp kendini tehlikeye atmıştı. Ama Saye ona hiçbir zaman hak ettiği güveni gösteremediğini düşünüyor ve kendini oldukça suçluyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖLGE(Yakında basılacak)
Actionİntikam neydi? Soğuk yenen bir yemek mi? Unutmak mı? Peki ya affetmek? Saye'ye göre sadece bir oyundu. Ama sonu ölümden bile daha tehlikeli bir oyun, belki de bir kumar. İkiz kardeşine yapılan zorbalıkların intikamını almak için and içen Saye, kard...