SONUN BAŞLANGICI: KRAL

10 4 3
                                    

Cassie ile 18 yıldır arkadaşım. Düşünün ben 20 yaşındayım. O bizim mahalleye taşınana kadar herhangi bir anımı bile hatırlamıyorum.

Her gün kampüse gidişimiz, eve gelişimiz. Sanırım hayat arkadaşı dye ona derim.

Bugün 02.10.2023

Yazlık evlerime gitmeye karar verdiğimiz o gün. Sanırım o günü asla unutmayacağım.

Hava günlük gülistanlık dışarıdaki hafif yağmura aldırmadan havuza girebiliyoruz. İstediğimizi yiyip istediğimizi dinleyebiliyoruz.

Fakat Cassie her zamanki gibi erken yatmayı tercih ediyor. Onu uyandırmadan sessizce kalkıp abur cuburlara devam etmek için salona gittim. Kanepede dinmeyen yağmuru dinlemek güzel hissettiriyor. Yaz diye buna derim.

Yarı açık gözümle kitabımı okumaya çalışırken havuzdan gelen ses beni ürküttü.

Havuza doğru baktığımda havuzun ışıkları kapanmıştı. Telefonumu alıp dışarı çıktım. Havuzda biri vardı. Gülümsedim. "Cassie!"

Bana el salladı. Havuzun köşesine oturdum. Cassie zorla beni kolumdan çekip havuza çekmeye çalıştı.

"Pijamalarımlayım!"
O beni dinlemek yerine gülerek beni çekmeye çalıştı. Daha fazla dayanamayıp kendimi havuzun dibinde buldum. Eskiden havuzun dibinde oturabiliyordum. Bunu tekrar denemek istesemde başaramadım.

"Kilo durumum yüzünden mi acaba?" diye düşünsem de durdum. "Fizik böyle işlemiyor."

Nefesim kesilmeye başladığında yuları çıkmaya çalıştım. Fakat gözlerim mavi yerine kırmızı görmeye başlamıştı. Yüzeye çıktığımda Cassie'yi yatarken gördüm. Ayağına doğru vurdum.

"Komikmiş."

Arkamdan gelen sesleri duymadan önce gülmeye devam ediyordum. Adam havuza doğru yaklaşırken geri adım atmaya çalıştım. Adam sadece Cassie'ye sesleniyordu.

Geri çekildiğimde beni fark etti ve bana doğru gelmeye başladı. Hızla havuzdan çıkıp kapıya doğru koştum. "Kapı nerde?"

Tek çıkışım olan eve girdim. "Telefonum." Cebimden telefonuma baktım fakat çalışmıyordu. Yukarı çıkmak için merdivenlere koştuğumda halılardan birine takılıp yere düştüm. Ayağa kalktığımda adam çoktan eve girmişti bile.

"Benden ne istiyorsun?" Adam kafasını geri çevirdi ve tekrardan bana baktı. Sırıtıyor gibiydi. "Sence?" diye sordu ben merdivenlerden yukarı çıkmaya çalıştığımda.

Odaya gidip kapıyı birkaç kez üst üste kitledim. Telefonu elime alıp polisi aradım.

"Efendim Edith."

Polis değildi. Telefonu yatağa atıp kapıya doğru gittim. Kulağımı kapıya koydum. Yalnızca kendi sesimi duyuyordum. "Aç kapıyı."

Kapıyı açmak için kilide uzandığımda kendimi durdurdum. "Bu gerçek değil."

Arkamı döndüğümde Smith oradaydı. Orada oturmuş bana bakıyordu.

Ona doğru gittim. "Ne istiyorsun?"

O an dikkatimi yeni uyanan Cassie çekti. "Edith! Neler oluyor?"

Tekrardan Smith'e döndüm. "Bunu neden yapıyorsun?"

Silahı ona doğru tuttuğunda bile sadece bana bakıyordu. "Vur," dedim kısık sesle.

Bir an bile düşünmeden tetiği çekti. Daha sonra bana döndürdü.

"Rüyadayız. Beni öldüremezsin." Sağ koluma doğru bir el ateş etti. O söyleyene kadar hiçbir şeyin farkında değilken konulmaya başladı.

"Rüyadayken acı hisseder misin?"

Elimle kolumu tuttum. "Neden acıyor?"

Bakışlarımı kolumdan tekrardan karşıma getirdiğimde görebildiğim tek şey Maveth oldu. Bir eliyle beni diğer eliyle de elimdeki bıçağı almaya çalışıyordu. Ben onu fark ettiğimde bıçağı almayı başardı.

Kendimi bıraktığımda derin derin nefes almaya başladım.

"Uyurgezer... o bunu yapabiliyor."

"Kim?" diye sordu Maveth gözlerim kapanmaya başladığında.

Kolumdaki sargıyla kiliseye gittim. Nedense Giselle oradaydı. Öylece orada dikilmiş duruyordu. Ona bakarken önümden hızla geçen küçük çocuk koluma çarptı. O an nedende acıyı hissetmedim.

"Bu o çocuğu kaçıncı görüşüm?"

Çocuğu takip etmeye başladım. "Nereye gidiyorsun?"

Çocuk birden bana döndü. Yüzü o kadar parlaktı ki bu beni gülümsetti.

"Çok şirinsin."

Çocuğu takip edemeden birden başım dönmeye başladı. Maveth hızla yanıma geldiğinde Giselle hızla arkasını döndü. Ben nefes alamamaya başladığımda tamamen gözlerimi kapattım.

...

Giselle büyüye rağmen Maveth'in kiliseye girmesine şaşırmıştı. Kendi içinde neler olduğunu sorgularken durdu.

Edith'ı yargılamıyordu asıl olan ona acımasıydı. Kim bilir bunu Maveth onun için kaç kez yapmıştı. Kabuslar ve sonrası.... Giselle'in Maveth'e güvenmesini bunlar sağlamıştı. Maveth ona doğru döndü.

Giselle sormadı çünkü çoktan anlamıştı. "Madem büyülerim sende işe yaramıyor o zaman neden böyle davranıyorsun?"

"İnsan olmaya çalışıyorum Giselle."

Giselle çimenlere oturdu, tam Edith'ın başının ucuna. "Onun tepkisini çok merak ediyorum. Aslında her şeyin ucunda senin olduğumu öğrendiğinde... acaba ne diyecek? Ona da bana yaptığım gibi başkasını mı izleteceksin?"

Maveth kan kaplı gözleriyle ona döndü. "O zaten biliyor."

Giselle'in yüzü düştü. "Ne? Ona rağmen-"

"Ona rağmen," diye tekrarladı Maveth.

...

Koşturan çocuğa bakarken birden omzumda bir el fark ettim. O sırada çan çalıyordu. Son çalışında bana dokunan kadına sordum.

"Kim vefat etti,"

"Kocam."

"Üzüldüm."

Kadın gülümsedi. "Üzülme. Bunlar hep olacak."

Biri kadına "Kraliçem!" diye seslendiğinde durdum. Oturan kadınların konuşmalarına şahit oldum.

"Koskoca Kral bu yaşında ölmüş olamaz ya. Kesin Georgia'nın parmağı var."

"Saraylar zaten kadının. Alfred Kral değildi ki. Bunu neden yapsın."

"Georgina mı?"

Kadına doğru döndüm. O an fark ettim. "Sen... sen bensin." Kendimi düzelttim. "Özür dilerim sadece." Bu bir rüya diye geçirdim içimden.

Fakat kontrolü kimde?

Kraliçe ellerimden tuttu. "Mutlak kötülükle savaşmak zormuş. Onu fark ettim."

"Ne demek istiyorsunuz. Lütfen açık olun." Kadın güldü.

"Doğru diyorsun. Bütün bunlar da başıma o yüzden gelmedi mi zaten? Ama son bir kez tamam mı? Son bir kez," dedi ellerimi daha da sıkı sıkarken.

"Ne son bir kez kraliçem."

"Son bir kez anlamanızı beklesem. Sadece son bir kez çünkü şu an sadece bu kaldı elimde."

BORSIA: LANETLİ KRALLIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin