Bella kapının kapanışını dikkatle izledi, neler olabileceğini iyi biliyordu. Kapı açıldığında Edith'ı aniden kilisenin dışına sürükledi.
"Ben diyene kadar sınırdan içeri girme."
...
Bu sırada Maveth kütüphanenin tam ortasında kanlar içindeydi. Etrafındaki öğrenciler ona yardım etmek istedi.
Birisi ambulansı aramaya kalkışınca Maveth zor bela ayağa kalktı.
"Sorun yok."
Yürüyebildiği kadar yürüyüp insanların içinden çıktı.
"Neler oluyor lan."
Maveth'in aklına ilk gelen şey rüyada olduğuydu. Fakat kanaması sürekli iyileştiğinden dolayı bu pek mümkün değildi.
"Şifanın süresi mi var?"
Ormanın tam ortasında ağaçlardan birine yaslanmış Smith'e baktı.
Smith dudaklarını büzdü.
"Bilmem. Şifa var mı ki?"
Maveth ona bakmamayı seçti. Nefes alış verişini kontrol etmeye çalışırken bir yandan Smith'i duymamayı diliyordu.
"Bıçağın nerde küçük."
Maveth gülümsedi. "Onu istediğini söyleyebilirdin. Edith onun yerini biliyor."
Smith eğildi. "Benim işim onu bulmak değil. O senin işin."
"Şu an senin kızla daha çok konuşabilirim, değil mi? Sonuçta sen sona uğurlanıyorsun."
Maveth ayağa kalkmaya çalıştı.
"Seni ben."
Smith ormandan uzaklaşırken Maveth elini kaldırdı. "Elgortlar her zaman büyü için daha güçlü kılınacaklar. Martinler ise büyüyen nefretleriyle..."
Smith kiliseye gidemeden Maveth, Edith'ın kilisede olduğunu anladı. Onu gözleriyle gördüğünde kendini çimenlere bıraktı.
..."İçerisi bir geçit." Durdum. "Belki de sadece içerisi değildir."
Bella önümde halkla bir konuşma yapıyordu. Ağacın altında oturan çocuk annesini görünce hemen kiliseye doğru gitti.
Çocuk direkt Bella ile konuşmaya başladı.
"Kraliçem iyi misiniz?" Çocuk sorusunu sorduktan sonra benim olduğum tarafa döndü, gülümsüyordu.
"Edith!" Maveth'in sesi. Hızla ayağa kalkıp etrafa baktım. Maveth kanlar içindeydi.
Onun yanına gittiğimde eğildim. "Bu bir rüya mı?"
Maveth kafasını salladı. Konuşana kadar ona inanmadım. "Smith burda."
Hemen ayağa kalktım. "Smith orada duruyordu. Adımlarımı teker teker izliyordu. Elimi telefonuma atıp ambulansı ararken Maveth beni durdurdu.
"Ne yapıyorsun?"
Ona eğildim. "Bana güven."
...
Hastane tabiki de Maveth'in yarasını iyileştiremeyecekti. Sadece doğru olduğunu düşündüğüm bir yolun içinden gitmeye çalışıyorum.
Doktorlar sırtındaki yarayı diktiklerinde bana doğru döndüler.
"Hanımefendi her şey kontrolümüz altında sad-"
Doktorun sözünü Maveth'in dikiş tutmayan yarası böldü. Asistanın ona olan bakışları dikkatimi dağıtsada durdum.
Tek çare oradan hemen uzaklaşmaktı. Kararsızlıkla elimi şıklattım. Maveth o anda bile bana bakıp gülebiliyordu. Birkaç denemeden sonra elimi hızla kapattım. Olmak istediğim yerdeydim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BORSIA: LANETLİ KRALLIK
FantasyRüyaların kontrol edilebilir bir şey olduğunu biliyordum sadece şu an bunu yapan tek kişinin ben olmadığımı fark ettim. Her anımı yaşamımın bir rüyadan ibaret olup olmadığını anlamaya harcıyorum, hoş bunu yapabiliyor muyum? Onu bile bilmiyorum. Esk...