SONUN BAŞLANGICI: AYNA

22 5 2
                                    

Borsia'dan gram parça  kalmamış olmasına rağmen o kilisede lanetler birbirini buluyordu.

Maveth kilisenin en alt katına doğru yürüdü. Bella mecburen orada dikiliyordu. Beyaz elbisesiyle neden orada olduğunu sorgularken Maveth'i karşısında gördü. Kalbi hızla çarpmaya başladı.

Maveth ne kadar acı içinde olsa da ona aynı öfkeyle bakabiliyordu.

''Yine ne istiyorsun?''

''Ayıp ediyorsun Bella. Hep ben mi bir şey istiyorum?''

Maveth üstündeki ceketini çıkarttı. Gömleği kan revan içerisindeydi. Bella koştu ve sırtındaki yaraya baktı.

Maveth bu haldeyken bile Bella'yı sinirlendirebiliyordu. ''Aynı bedendesiniz ama ruhunuz çok farklı. O senin kadar korkak değil.''

Bella elindeki iğneyi Maveth'in sırtına batırdı.

''Canın zaten acıyor, fazla zorlama.''

''Kendi silahınla kendin mi vuruldun?'' Bella ne kadar gülsede Maveth buna öfkelenmişti. Aniden sandalyeden kalktı ve Bella'yı duvara sürükledi.

''Ne dedin?''

Bella susmayı seçti. Sadece öfkelenebildiği kadar öfkeli bakıyordu fakat titreyen elleri onun için bir lanetten fazlaydı.

''Dikişler tutar mı?''

''Sadece birazını alır. Kanama azalır, zaten kılıçla değil dikenle kesilmiş.''

Maveth gibilerini yaralayabilen tek kılıç. Sahibini vurmayı nasıl başarmış olabilir?

''Giselle mi?''

Maveth'in sessizliği her şeyi açıklıyordu. Bella gülümsemesini tutamadı.

''Senin elinden çıkan iki mermi, seni vurmaya çalışıyor.''

(2 saat önce)

Maveth ağaçlara asılı olan cesetlere bakarken arkasından geçen kişiyi aniden durdurdu.

Uzun kırmızı saçlarından tanınması nadir olmayan bir insandı. Maveth ondan hızlıydı fakat Giselle, o kılıca sahipti. Ne kadar kılıç gibi gözükmesede, ondaydı.

Maveth ona değmemek için geri çekildi. Giselle gülerek ona doğru yaklaştı.

''O dili okuyamamız ne kadar garip değil mi? Lanet işte, senin lanetin.''

''Krallığı bulamayacaksın. Neden hala uğraşıyorsun?''

''Krallığı aradığımı kim söyledi? Dünya üzerinde o kadar umbral varken.''

Maveth şaşkınlığını gizleyemedi. "Umbral mı? Kim peki?''

''Korkma, biricik sevgilin değil. Yaşlı bir adam, ama adama ulaşamadım. Çünkü o bir Martin, anlarsın ya," dedi göz kırparken.

Giselle aniden Maveth'in arkasına geçti. ''Karısına ne olduğunu öğrenmek ister misin?''

Maveth'in ani dönüşü onu dikenden koruyamadı. Diken Maveth'in sırtına değer değmez kanamaya başladı.

Giselle ona kolunu gösterdi. Kolunda sadece bir iz vardı. ''umbrallar asla yaralanmazlar. Yara izi kalmaz. Maveth Elgort Martin'in yaptığı kılıç ise umbralları sonsuz bir kanamaya mahkum bırakır. O zaman söylesene bende neden iz var?''
...

(1 saat sonra)

Maveth düşünmeden direkt Edith'ın evine geldi. Edith'ın ona kapıyı açmasını beklemiyordu. Edith'ı iki cümleden sonra bir parmak şıklamasıyla uykuya geçirdi. Onu yere düşmeden tuttu ve kanepeye, tam olduğu yere geri koydu. Fırının yanına doğru gitti. Fırını geri açıp 5 dakika daha kurdu. Kanepeye geri yattı ve sadece Edith'a bakmaya başladı. Bu onun acısını az da olsa dindiriyordu.

BORSIA: LANETLİ KRALLIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin