33: Ay Işığına Bir Adım Kala

1.6K 200 166
                                    

33: Ay Işığına Bir Adım Kala

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

33: Ay Işığına Bir Adım Kala

"Hangi sayfa?"

"Şurası, şurasıydı!"

"Elini çek, göremiyorum."

Sayfanın bir bölümünü daha geçerken hızlı nefesler alıp veriyordum, Rans benimle beraber satırları okumaya çalışırken hemen yanıbaşımızda iki kişi daha bekliyordu.

Bunlar Arvin ve Aryan kardeşlerdi.

"Sizin yapmanız gereken bir görev yok mu?"

"Var ama biraz bekleyebilir."

Cevabı veren Aryan'dı, kitabı getirdiğimizi görür görmez bana yardım etme umuduyla dizimin dibine çökmüştü. Kaçmadan önceki son gece penceresinde yardım dilenip bana oktaki işareti göstermesini istediğim kişi de ta kendisi olduğu için bir şeyler bulabileceğine inanıyordum.

"Sanki şuydu Era," diye fısıldadı anıları hatırlamaya çalışıp kendini zorladığını belli eden yorgun sesiyle. "Şu kısımdı, işte."

Aryan'ın şüpheyle kısılmış gözlerine bakarken bakışları beni o karanlık geceye götürdü, telaşla kaçmam gerektiğini söylerken kitapta bilmediğim simgelere ait olan sayfaları tıpkı böyle anlamaya çalışmış, elinden gelen her şeyi yapmıştı. Bir fark daha vardı, o gece yanımızdaki diğer kişi bu odadakiler değildi.

Olven'di. Bir bacağını pencereden dışarı atmaya çalışıp benimle kaçacağını söylemişti, onu güç bela nasıl durdurduğumuzu hatırlıyordum. Bu hatıra canımı acıttı.

"İç içe geçmiş halkalar ve şu garip şekil... Bunu hatırlıyorum."

"Bu sayfada yazılanlar bize öğretilen dile benzemiyor."

Aryan'a sorarcasına baktığımda kız beni onaylayarak başını salladı.

"Yuva'daki birçok kişiye eksik eğitim veriliyor, Era. Bunu halkı bilgiden mahrum kılmak için bilerek yapıyorlar. O yüzden okulda öğrendiğimiz şeylerin çok azı burada var. Ama şu kısım... Şunu İzci Evi'nde görmüştüm."

Kız benim bilmediğim ancak kendisine daha tanıdık gelen satırları okumayı başardı, dudaklarını kımıldatırken ben gözlerimi o simgeden ayırmıyordum. Her konuda yanılabilirdim ancak bu işaret konusunda çok nettim. Oktaki sembol buydu, kardeşim bununla vurulmuştu.

Arvin diğer sayfayı işaret ederken kafası karışmıştı. "Şu da ona çok benziyor, baksanıza. Bunda beş halka varken diğerinde daha çok halka var."

"Evet ama ortadaki şekil farklı," diye araya girdim. "Şurayı diyorum."

Parmağımla Aryan'ın incelediği kısmı işaret ettim. "Diğer sembollerde daha geniş bir çizim yapılmış, bunda ise kenetlenmiş bir zincir gibi görünüyorlar. Ortasındaki... Ortasındakinin ne olduğunu tam anlamıyorum."

UNUTULMUŞ KUŞLAR GÖĞÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin