"Bazen aynaya baktığımda,
Omzumda yüzünü görüyorum
Kalbim öyle atıyor ki,
Yeniden hayatta olduğumu hissediyorum.Seni tekrar tekrar bulacağım,
Senin her halini seveceğim
Sen benden asla gitmeyeceksin,
İçimden bir parça olduğun süreceÇünkü seni daima tekrar tekrar bulacağım
Ve seni her defasında kaybedeceğim
Ama aşkım, seni yakınımda tutacağım
Sen kollarımda huzur içinde gidene dek..."''Lordum bir bebek için biraz ağır bir ninni değil mi?" Lord, Tetsuya'nın sesini duyunca irkildi. Şarkı söyleyen sesini duyması onu utandırmıştı. Ne de olsa o bir hükümdardı. Tetsuya'nın yüzüne bakamadı, nazik bir sesle sadece '' En sevdiği şarkıydı'' dedi. Tetsuya mazinin uyandırdığı hatıralarına dalarak:
-Denizlerin diyarı, değil miydi?Lord bir an duraksadı. Boğazı düğümlenmişçesine yutkundu. Tetsuya bunu dahi bilecek kadar yakın mıydı? Karmaşık duygular yaşayan lord Tetsuya'yla olan samimiyetinden ilk defa rahatsız olmuştu. Nedenini bilse de şimdilik içinde tutmayı tercih etti ve hızlıca arkasını dönüp:
-Kapı çalma adetine ne oldu senin?Lord, fark etmeden sesini yükseltmiş olsa gerek ki minik bebek tatlı uykusunu bölmeye hali olmasa da kulağa hafif ve hoş gelen bir kaç ses mırıldandı. Kim bilir belki de sessiz olmaları için uyarıyordu.
Lord endişeli bir şekilde bebeğe baktı ve ninni mırıldayan sesine geri dönüp bebeğin başını iri ellerinde komik duran bir yumuşaklıkla okşadı. Bu durum Testuya'nın hoşuna gitmişti. Çünkü çok uzun zamandır lordunu bu denli huzurlu görmemişti:-Lordum Daisy'i rahatsız etmekten hiç çekinmiyorsunuz.
-Kapı çalmayıp beni ürküten sensin. Bunu dedikten sonra lord hemen gözlerini Daisy'e çevirdi. Yine yüksek sesli konuşup konuşmadığını kontrol etti ve:
-Tetsuya, dışarda konuşalım... dedi.
Lord ve Tetsuya dışarı çıktılar. Tetsuya lordun onurunu inciteceğinden, yüzünde gördüğü göz yaşı izlerini fark etmemiş gibi davrandı:
- Olanların etkisiyle sizi daha farklı görmeyi planlıyordum.
Ancak lord Tetsuya'yı çok iyi tanıyordu. Fark etiğini anlamıştı. Bu yüzden de başını öne eğdi, güçlerini kaybetmiş gibi gözüken elleriyle Tetsuya'nın ceketinin ucundan tuttu. Çaresizliğini belli etmek için hiçbir söze gerek yoktu. Tetsuya'nın ceketini çekiştirerek:
-Söyle bana, ne yapacağım?Tetsuya lordun zihninde çarpışan sualleri durduramazdı. Bunu lordda biliyordu. Tetsuya sualleri durduramasa da aklındaki diğer karmaşaları biraz olsun dindirebilirdi. Tetsuya lordun ellerini ceketinden çekti ve lordun omuzlarından sıkıca tuttu:
- Lordum ne için yaşadıınızı unuttunuz mu?
-Willy, Willy için yaşıyorum. Ama bu bebek-
- Hiçbir şey değişmedi. Geçmişinizi arkada bıraktığınızı yeni bir hayata adım attığınızı kendiniz söylemiştiniz.
Lord bu sözüne istemsizce sinirlenmiş olsa gerek ki Tetsuya'yı kuvvetlice itti. Tetsuya'yı itişi zihnindeki karmaşalar kadar kuvvetli olacak ki Tetsuya sırtını duvara vurmasıyla öne doğru sendeledi. Lord kızgın, aynı zamanda kızarmış gözleriyle adeta Willy'e benziyordu. Tek farkları lordun daha uzun yaşamasıyla aklındaki savaşın daha şiddetli olmasıydı. Nefesini kendisine yetiştirememekle beraber aklındaki şiddetin çarpıtıcı sesiyle:
-GÖRMÜYOR MUSUN? BEN BIRAKSAM DA GEÇMİŞİM BENİ BIRAKMIYOR! ODAMDA EFLATUN GÖZLÜ BİR BEBEK ÖNÜMDE İSE, yeni hayatımdan bir parça Willy var.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GEÇMİŞİN GELECEĞİ
FantasyFıtınalı, soğuğun ne demek olduğunu tekrar öğreten korkutucu bir gece ve o gecede korkusunu hissetmemek için mücadele veren bir kadın. Bu havada yıpranmış sadece kumaş parçası olan pelerininle nereye gidiyorsun? Sadece eflatun gözlerinle, geçmiş...