ŞAHSİ HİZMETÇİ?

100 47 71
                                    

Değerli okurlarım. Bu bölüm için ben deniz tarafından özel Spotify çalma listesi hazırlanmıştır.

Link profilimde ki konuşmalar bölümüne koyulmuştur. Mutlaka oradan ulaşıp açmanızı öneririrm...

https://open.spotify.com/playlist/2g7jVhYRybd3cgp6rbfO4I?si=M4ioBrY_S4KLNe2UjWikSQ

Tabiki herkesin okuma hızına göre dinlemiş olduğunuz çalma listesindeki sıranın uğradığı sahne uygun olmayabilir.
Umarım hayalimdeki gibi olur ve memnun kalırsınız. İyi okumalar...


Willy Adela'yı takip ederken aynı zamanda pek çok şey düşünüyordu. Bu bebekte koca bir halkla kıyaslanacak kadar önem taşıyan ne vardı ki? Koridorda attığı her adımda babasının Daisy'e olan bakışını hatırlıyor, hüzünleniyordu. İçini istemsizce bir korku sarmıştı, babası Willy'e anlatmadığı sırları gün gelir de bir gün Daisy'e anlatır mıydı?

Düşünceleri içerde kaynarken istemsizce dışardan da tepki veriyordu. Baş parmaklarını döndüren Willy, aklına gelen son düşüncesinden ötürü başını sağ sola hızlıca bir kaç defa sallayarak düşüncesini reddetti.

Babası, sırları Daisy'e anlatmak için Daisy'nin büyümesini beklemeliydi. Oysa ki babası Daisy büyüyünce sırları kendisine anlatacağına dair söz vermişti. Ama düşünceleri devam ediyordu...

Bir kitapta babaların kız çocuklarına daha önem verdiğini, daha şefkatli davrandıkları yazıyordu. Yani babası şu zamana kadar göstermediği ilgiyi Daisy'e gösterir miydi?

Hayır! Başını tekrar sağ sola bir kaç defa salladı. Daisy'nin bakımı onun elinde olacakken babası Daisy'le ne kadar ilgilenebilirdi ki?

Peki ya onu kendisine daha yakın hissedip, kendisine vermeye başladığı gibi görevler vermeye başlarsa?

Tekrar başını salladı. Hayır, hayır bu mümkün olamazdı. Çünkü Daisy'nin misafir olduğunu söylemişti. Bir misafir ağırlanırdı, iş verilmezdi ki. Hem babasının kendisine vereceği görevler sefere çıkmak, saray işleriyle ilgilenmek, toplantılara katılmak gibi bir kralın yapacağı işler olacaktı. Hayal edince hafifçe gülümseyerek göğsünü kabartmıştı, birazcık böbürlenmiş olabilirdi...

O sırada şuan ki görevinin sadece bir bebeğe bakıcılık yapması olduğunu hatırlayınca böbürlenmesini sağlayan tüm havası birden sönmüş olacak ki, dişlerini sıktı. Ağzı büzüldü ve derin derin mızmız bir çocuk edasıyla solumaya başladı. Resmen küçük bir bebeği kıskanıyordu. Hem de bunca düşünceyi sadece babasının Daisy'i eline aldığındaki bakışından çıkarmıştı.

Dışardan bakıldığında babasını sevmeyen, ona saygı göstermeyen, cüretkar, inatçı aklına buyruk biri gibi gözüküp kendini bu sıfatlara büründürse de kendisi dahi farkında olmadan babasını içtenlikle seviyordu. Halkı yönetme isteği ne kadar içini dolduruyorsa aynı şekilde babasına kendisini ispatlamanın isteği de içini bir o kadar kaplıyordu. Bu yüzden babasının o gece söylediği ''Sana güveniyorum'' sözleri o gece ,bir anlık dahi olsa gözleriyle etrafı bulanık görmesine sebep olmuştu.

Willy'nin edindiği görev her ne kadar bebek büyütmek gibi görünse de asıl görevi babasının güvenini kırmamak ve kendini ispatlamasıydı, en azından o görev olarak bunu edinmişti....

Tüm bunları düşünürken fark etmeden odanın önüne gelmişlerdi bile. Oda sanki babasının odasına mı benziyordu? Yoksa ona mı öyle geliyordu? Willy gözlerini kısarak odanın kapısına dik dik bakmaya başladı. Adela, Willy'nin yüzündeki ifadeyi görünce elini ağzına götürüp kıkırdamaktan kendini alamadı. Kıkırdamasıyla omuzları dahi titremişti.

GEÇMİŞİN GELECEĞİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin