Bölüm 36

65 6 0
                                    

Geeeeldiiiiik. Eren'in geçmişi ile başlayan bir bölüm. Umarım beğenirsiniz.

Oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin. Sizleri seviyorum 🤍

💙

Hayatının tamamını yurtta geçiren bir çocuk olmasına rağmen, Eren seviyordu yaşamayı. Aslında fazla zor bir hayattı yaşadığı. Yurttaki çocuklar Eren’i zayıf bulur, her şeyi ona yaptırırdı. Yurt zamanlarında yaşadığı zorluklardan sonra asker olmayı takmıştı kafasına.

Bir gün ondan yaşça büyük olan bir çocuk Eren’e seslenmişti. “Kendi işini kendin yap,” demişti, Eren yerinden kalkmadan. Sözünün bitmesinden yaklaşık beş saniye sonra odada üç çocuk belirdi. Önde duran “Ne dedin sen?” dedi sinirle.

Geri adım atmaya niyeti olmayan Eren “Kendi işini kendin yap dedim,” deyince çocuklar sinirle Eren’in üzerine yürüdü. Korktu ama geri çekilmedi Eren. Eren’in yerinde durduğunu gören üç çocukta gülmeye başladı.

“Ne bu? Neyin cesareti? Kahvaltı diye sana yürek mi verdiler?” dedi sağ tarafta kalan çocuk. “Ben asker olunca hiç kimse sizin gibi yapamayacak,” dedi Eren. Çocuklar kahkaha atmaya başlayınca ne olduğuna anlam veremeden baktı üçüne.

Gülmeyi bıraktıktan sonra karnını tutarak “Murat duydun mu? Asker olacakmış,” dedi ve tekrar gülmeye başladılar. Murat gülmesinin arasında zorlukla “Duydum,” demişti ama kelimeleri kahkahasına karışmıştı.

“Oğlum, bence bırakalım bunu. Zaten kendini başka birine dövdürür bu salak cesaretiyle,” dedi sol taraftaki çocuk. Eren’in gözleri dolmaya başlıyordu. Murat bir adım öne çıktı.

Birkaç adım atıp Eren’in yanına geldi. Yüzüne eğildi küçük çocuğun. “Daha kendini koruyamayan çocuk, vatanı mı koruyacakmış?” Sözleri arkadaki çocuklar içindi ama Eren’in gözlerinin içine bakarak söylemişti.

Eren aşağıda yumruk yaptığı elini tereddüt etmeden çocuğun yüzüne indirdi. Küçüktü ama güçlüydü. Yumruğu attıktan sonra ağır dayak yedi. Önce yumruklarla yere düşürüp, ardından karnına tekmeler atmışlardı.

O gün Eren’in her yerinden kanlar akıyordu. Ağrıdan gece uyuyamamıştı. Tuvalete gittiğinde kan kusmuştu. Ama kendine söz vermişti. Asker olacaktı.

Bugün o sözü tuttuğu gündü. Artık askerdi. Üstelik bir de sevdiği vardı. Onu bekleyen biri vardı. Şimdi ise elinde bir demet çiçek, üzerinde üniforması ile sevgilisinin yanına gidiyordu. Hızlı adımlarla eve geldi.

Çaldı kapıyı. Kapıyı açan genç kız, Eren’i görünce hemen boynuna doladı kollarını. Eren hemen elleriyle kızın belini kavradı ve içeriye girip kadını etrafında döndürdü. Yüzünü kızın boynuna gömdü ve öpücükler bıraktı.

Kızı yere geri indirdiğinde genç kız “Bitti mi?” diye sordu. Eren yüzüne oturan kocaman gülüşü ile “Daha yeni başlıyoruz, Feyza'm,” dedi Eren.  O gün Feyza ve Eren harika zaman geçirdiler.

Aradan birkaç ay geçti. Eren ilk operasyonuna çıkacaktı. Gitmeden önce sevgilisine uğramak istedi. Bu aralar, araları biraz bozuktu. Eline kızın en sevdiği çiçeği ve bir poşet dolusu çikolata ile kızın evine gitti.

Kapıyı çaldı. Uzun süre bekledi açılmasını. Tekrar çaldı kapıyı moralini bozmadan. Yine uzun bir bekleyiş oldu. Evde olmadığını düşünerek çiçeği ve çikolataları kapının önüne koyarak arkasını döndü.

Tam bir adım atmıştı ki Feyza kapıyı açtı. “Eren?” derken sesindeki telaş ve korku anlaşılmayacak gibi değildi. Eren başını çevirip baktığında üzerinde sanki son anda giyilmiş gibi kıyafetlerle duran kızı gördü.

DOLUNAY ZİRVESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin