Bölüm 11

165 14 36
                                    

Görkem Burak abimin yanındaki koltukta oturmuştu. Derin bir konu hakkında sohbet ediyorlardı.

Biz kapıdan çıkarken öldüm kafasında kendine dua okuyon Görkem değil miydi? Bu benim bilinç altımın bana oyunu mu? Noluyor ya?!

Şaşkın şaşkın onlara baktığımızı görünce ikisi de bize döndü. "Ne duruyorsunuz kızlar otursanıza. Burak komutanım Asena'yı ilk gördüğündeki tepkisini anlatıyor," dedi Görkem ve kahkaha attı.

Meriç'e baktım. O da şaşkın ifade eşliğinde bana baktı. "Meriç beni cimcikle. Ben rüyada mıyım? Noluyor ya" dedim Meriç'e.

"Yok yok. İkimiz de aynı rüyayı görüyor olamayız değil mi? Buna rüya da denmez. Böyle rüya ben ömrüm boyunca duymadım."

Biz fısıldarken Burak abim "Ay Parça'm gelsene," dedi. Burak abiminden sonra Görkem "Yakamoz Güzel'im gel hadi yanıma. Eski günleri hatırlarsın sen de," dedi.

Ben nereye düştüm? Yanlış odaya mi girdim? Bunlar kim noluyor? "Biriniz burda ne yaşandığını açıklayabilir mi?" dedim kendimi biraz toparlayarak.

Görkem sözü aldı. "Tabii ki Yakamoz Güzel'im. Şimdi şöyle izah edeyim sana. Biz Burak komutanımla konuştuk. Ben durumun ciddiliğinden bahsettim. Burak komutanım da beni kırmadı. 'Senden iyisini mi bulacağım' dedi ve ilişkimize izin verdi. Biz de eskilerden konuşalım biraz dedik. Senin kolun nasıl oldu? Bir sorun var mıymış?"

Oldukça kibar bir şekilde "Ha" diye kaldım. Burak abimin ilişkiye bir şey demeyeceğini biliyordum, ama Görkem'e illaki bir şeyler yapar, sataşırdı.

Görkem bana 'Yakamoz Güzel'im' dediğinde Burak abim biraz sinir oluyor gibiydi. "Siz şaka mı yapıyorsunuz?" diye sordu Meriç.

Bence de şaka olmalıydı. Bu kadar kolay kabul etmezdi. "Tabii ki şaka yapıyorum Ay Parça'm. Sence ben bunun gibi bir dangalağa küçük kardeşimi verir miyim?" dedi ve Görkem'in ensesine bir tane şamar çaktı.

Ardından Görkem'e döndü. "Bana bak çocuk. Uzak dur Asena'dan. Mermiyi topuğuna yersin. Yakamoz güzeliymişmiş. Kendine gel. Eşşoğlu beş kulak. Senden iyisini mi bulacakmışım. Siktir lan."

Aslında üzülmem ya da moodum düşmesi gereken yerde ben gülüyordum. Çünkü Burak abimin aslında gerçekten Görkem'den iyisini mi bulacağım dediğine emindim. Ama bunu Görkem'in yanında sesli dile getirmediğini de biliyordum.

Görkem hemen ayağa kalktı. "Emredersiniz komutanım," dedi. Bende gülerek Burak abimin yanına gittim. "Abi biz artık gidelim. Sen de yorma kendini. Meriç'ten an be an bilgi alacağım unutma," dedim ve Meriç'e göz kırptım. Meriç başıyla onayladıktan sonra Görkem'i de alıp çıktım.

"Hanginizin aklından çıktı bu fikir? Bir an gerçekten bu kadar kolay kabul ettiğine inanıyordum nerdeyse?"

"Hani kabul ederdi? Hani sorun çıkartmazdı? Altıma bıraktım odada be. Ne diye bırakıyorsun beni tek başıma Burak komutanla?"

Gülmemek için dudaklarımı içeriye kıvırdım. Büyük zahmet verdim. "Ne oldu Teğmenim, hani korkacak bir şey yoktu? Korktun mu yoksa?" dedim imalı imalı.

Bir an duraksadı. "N-ne alakası var şimdi onunla. Ayrı konular ayrıca." dedi.

"Neresi farklı konunun? Sen Burak abimden kor-ku-yor-sun. Gayet açık ve net olarak görüyoruz bunu. Biz çıkarken kendine dua okudun ya. Daha ne olsun?"

Güldü. "Ben mi? Sen yanlış görmüşsün. Ben dua falan etmedim. Sen karıştırmışsındır," dedi.

"Bu konu nasıl karıştırılır Görkem? Bana bir açıklasana şu işi?"

DOLUNAY ZİRVESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin