Bölüm 18

123 10 5
                                    

Selamm. Kitap 600 okunmayı geçti. Aslında bu benim için yüksek bir sayı. Öylesine yazdığım ve arkadaşlarımın isteği üzerine paylaştığım bir kitabın bu kadar okunması bile beni mutlu etti.

Çok kısa bir şeylerden bahsetmek istiyorum. Aklımda, kitabın sadece ilk bölümlerinde çok nadiren gördüğümüz ama benim bir o kadar sevdiğim Yüzbaşı Serhat Şaşmaz'ın geçmişini paylaşmak gibi bir düşünce var.

Şunun spoilerini gönül rahatlığıyla veriyorum. Serhat abimizin bir eşi vardı. Yalnızca Burak, Asena ve Meriç'in bildiği.

Mutlu bir evliliği vardı. Bu evlilikten kısa anlar, Serhat abinin eşine olan yaklaşımı, sonrasında neler olduğunu... Gibi gibi daha birçok şey vardı. Ve ben bunu, ne kadar uzun olur, kaç kelime olur bilmiyorum ama Serhat abimiz için yazmayı istiyorum.

Kitap 1.000 okunmaya ulaştığında, özel bölüm olarak, Serhat abimizin geçmişini atmak istiyorum. Sizler de ister misiniz?

Bir de Instagram ve tiktok hesaplarımızı takip edip, hem kitapla ilgili videolar izleyebilir, hem de arada küçük spoilerler görebilirsiniz.

Unutmadan şunu da söylemek istiyorum. Biliyorum uzattım ama af ola. Kitabımda çokça yerde dalga geçmek mümkün. Bunları yazarken, kontrol ederken, okurken vs yerlerde ben bile dalga geçerek yapıyorum. Kitap her ne kadar ciddilik istese de, sonuçta hayat her zaman ciddiyetle geçmez. Kaldı ki böyle bir senenin içinde, insanların gerçekten gülmeye ihtiyacı var. O yüzden sizden ricam, kitabı okurken genel olarak ciddiyeti bir kenara bırakmanız. Tabi ki ciddi yerler de var ama dalga biraz daha ağırlıkta.

Hele ki romantik sahneler! Yüz karası. Normal hayatında da odun bir kişiliğim olduğu için romantiklik yapayım derken fazla saçmalıyorum.

Oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin. Sizleri seviyorum 🤍

Instagram: patriotik1938
Tiktok: patriotik1938






💙

Bir süre öylece baktık birbirimize. Burak komutanın kulaklıklara gelen sesiyle harekete geçtik.

"Laçin ve Aytaç nöbet yerini, Görkem ve İsmail'e devredip dinlenin."

Bunun üzerine Görkem nöbet için yerine gitti. Arkasından baktım öylece. O gidince Tuna'ya bakmak için eve doğru gittim.

Ama ben çok akıllı olduğum için normal bir insanın gecenin bu saatte uyuduğunu sonradan hatırladım. Ama çalmadan hatırladım sonuçta.

Güneş birazdan doğardı. Gece ve kış bence vazgeçilmez ikiliydi.

Gece bana huzur veriyordu. Gece kendimi bütün gözlerden arınmış ve temiz hissediyordum.

Kış ise bana ölümü hatırlatıyordu. Kar yağınca yerde oluşan beyaz örtü benim için kefenin simgesiydi. Huzur demekti kar.

Soğuğu çok seviyordum. Soğuğa alışmıştı bedenim. Bütün hislerim soğuk karşısında rahatlıyordu.

Yıllar sonra bekleyenimin olması hala bana imkansız gibi geliyordu. Şansım vardı ki, Asel'in bıraktığım evin sahibi, Asel'e rüya gibi bir hayat sunmuştu. Bu en büyük şansıydı.

O gece bir kızın ölümü, bir kızın ise doğumu olan bir geceydi.

Elime telefonumu aldım. Galerimde hiç resim yoktu. Kendi resmimi asla çekmiyordum zaten. Sadece Asel'in uzaktan bir fotoğrafı vardı. Gizli çekmiştim.

Fazla net değildi ama güzelliği her halinden belli oluyordu. Hemen Ankara'ya dönüp Asel'e yabancı değil de kardeşim olarak sarılmak istiyordum.

DOLUNAY ZİRVESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin