Bölüm 22

125 10 8
                                    

1.000 okuma olmamıza son  yirmi dokuz kişi kaldı. 1.000 okunma ile beraber küçük bir sürpriz daha var. Beğeneceğinizi umuyorum.

Oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin. Sizleri seviyorum 🤍


💙

Gözlerimi birkaç saniye sonra tekrar açma sebebim telsizden gelen ses olmuştu.

"Komutanım."

Sesin kime ait olduğunu bilmiyorduk. Burak komutan telsizi hızla eline aldı. Arkadan yaklaşan adım sesleri taşın arkasında denilecek kadar yakındı.

"Binbaşı Burak Bozkurt. Kimsin?" Burak komutan telsize konuşurken yaslandığım taştan kalktım. Tek dizimi yere koyarak gelen adamı bekliyordum.

"Yüzbaşı Ceren Yıldız komutanım. Türk Hava Kuvvetleri pilotu," diyen sesle başımı bir anlığına Burak komutana çevirdim. Ceren yüzbaşı devam etti. "Adamlara yakınlık seviyeniz nedir?"

Burak komutan hızla cevap verdi. "Yaklaşık iki yüz metre."

Karşı taraftan gelen "Zarar görebilirsiniz. Yer değiştirme ihtimaliniz nedir?" sorusu oldu.

"Sıfır. Mermimiz ve mühimmatımız yok. Yakınımızda birkaç kişi var. Kasatura ile bekliyoruz. Biz kendimizi koruruz. Atış yapın."

"Zarar görmenize izin veremem."

"Başka çaremiz yok," dedi dişlerini sıkarak Burak komutan. "Adamlar dibimizde. Eğer bu atış olmazla hepimiz burada öleceğiz. Başka çare yok. Atışı yapın. Biz kendimizi koruruz yüzbaşı."

Bir süre ses gelmedi. Ardından "Dikkatli olun. Atış yapıyoruz," dedi yüzbaşı.

Yedi kişiydik ve bu yedi kurşun demekti. Tabancamı aldım ve gelen adama sıktım. Benimle aynı anda kalkan Görkem, İsmail ve Aytaç da karşıdaki adamlara vurdu. Dört adamı da yere serdikten sonra hepimiz bir araya toplandık.

Hepimiz birbirimizin kafasını korur biz şekilde daire oluşturduk. Birbirimize sıkıca sarıldık. Telsizden gelen geri sayım ile beklemeye başladık.

"Atış için son 10... 9... 8... 7... 6... 5… 4… 3… 2… 1… Atış."

Daha çok yaklaştık birbirimize. Daha sıkı sarıldık. Yedi kişiydik ama tek beden gibiydik. Atışlarım yapılmasıyla daha fazla duramadık.

Hepimiz bir yana savrulurken son gördüğüm Burak komutanın kafasının taşa çarpmasıydı. Etraf karardı. Sonrası koca ama kısa bir boşluk.

Kısık bir ses geldi kulaklarıma. Biri adımı söylüyordu ama kim olduğunu ayırt edemiyordum. Kolumda bir el hissettim. Hafif sarstı.

Benim adımı söylemeye devam eden senin Görkem'e ait olduğunu anladım. Ama bir ses daha vardı. Poyraz komutanın "Komutanım," diyen sesi.

Zorlukla açtım gözlerimi. Bulanık görüntü ile baktım etrafa. Hiçbir şey net değildi. Kulağımda uğultu ve çınlama vardı. Gördüğüm ilk yüz Görkem'in yüzüydü. Elimle yerden destek alarak doğruldum.

Etrafıma baktığımda İsmail, Aytaç, Feris komutan ve Burak komutanın daha uyanmadığını gördüm.

Görkem karşımda durdu. "İyi misin Asena?" dediğinde yavaşça başımı salladım. Görkem Aytaç doğru giderken ben önce Burak komutanın yanına ilerledim.

Poyraz komutan benim gelmemle Feris komutanın yanına ilerledi. Burak komutan kafası taşta bir şekilde yatıyordu. Ama beni korkutan kafasının arkasından akan kandı.

DOLUNAY ZİRVESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin