Bölüm 17

128 9 21
                                    

Hoş geldinn. Öncelikle iyi okumalarrr. Bölüm biraz uzun, en azından önceki bölümlere göre. Ancaak, bundan sonra her bölüm bu uzunlukta olacak.

Oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin. Fikirlerinizi belirtmeniz isterim. Seviliyorsunuz 🤍






"Bu köye ara ara gelirlerdi zaten komutan kızım. Gelir tehditler savurur giderler. Ama bu sefer öyle olmadı.

Her eve teker teker girdiler. Herkese aynı şeyi söylemişler. 'Buraya gelen Türk askerine hediyemiz olacak. Beğenirler umarım.' En sonra işte Tuna ve ailesinin olduğu eve girdiler.

Yaklaşık on el ateş sesi geldi. Sonra hepsi umursamadan gittiler. Hızlıca evlerine gittik ancak Şükrü ve Nilay, Tuna'nın üzerinde kanlar içinde yatıyordu. Tuna'yı almaya çalıştık ama kaldırmaya gücümüz yetmedi. Sonrası işte sizin gelmeniz ile bildiğiniz gibi."

Çıt çıkmadan dinledik.

"Sağ ol teyzecim," dedi Feris komutan.

"Ne demek komutan hanım. İşe yararsak ne ala.  Var mı bir isteğiniz? Kahve, çay, su, yemek? Hemen getireyim."

"Yok teyzecim. Ama Tuna için bir battaniye getirebilir misin? Hava soğuk üşümesin," dedim.

Hemen yerinden kalktı. "Tabi komutan hanım,"  dedi ve odadan çıktı. Çok geçmeden elinde kahverengi bir battaniye ile odaya geri girdi.

Uzattığı battaniyeyi aldım. Oldukça sakin ve temkinli bir şekilde üzerine örtmeye başladım. Sırtını iyice kapattım.

"Anne," Küçük bir mırıldanma geldi Tuna'dan. Elimi saçlarına doğru götürdüm tekrar.

"Geçti," dedim çaresizce kulağına doğru. Ama ne olursa olsun içimde bir mutluluk vardı.

Annesi ve babası gözleri önünde öldürülen bir çocuk benim omzumda uyumuştu. Bana güvenmiş miydi yani?

İnsanlar bir çocuk nerde güvende hissederse orada uykuya dalar derler. Gerçek miydi bu?

"Aç mısınız komutan hanım?" dedi teyze hepimize bakarak.

"Yok teyzecim. Düşünmeniz yeter. Sağ olun," dedi herkes yerine Laçin komutan. Biz de onu desteklemek adını başımızı aşağı yukarı salladık.

'Peki madem' tarzında kafasını yatırdı teyze. Feris komutan ayaklandı.

"Nereye Feris?" dedi Laçin komutan hemen.

"Kapının önüne çıkacağım Laçin," dedi ve cevap beklemeden döndü. Evden dışarıya çıkarken arkasından baktık.

Poyraz komutanın yarası ve onu helikoptere bindirdikten  sonra oldukça sessizdi.

Acaba mı diye içimden geçirdim ama imkan bile veremedim. Onlar asla anlaşamıyordu. İlk gördükleri zaman zaten küçük bir tartışma geçmişti aralarında. Olmazdı. Olamazdı. Olmalıydı. Yoksa olur muydu? Var mıydı böyle bir ihtimal?

Sana ne acaba Asena. Sen kendi ilişkine baksana. Başkasından sana ne.

İlişkim demişken, geldiğimden beri Görkem ile sadece girişte ve arada geçerken görmüştüm. Yanımdayken mi özlüyordum yani? Çüş ve kızım. Hangi ara bu duruma geldik biz?

"Tim. Toplan,"

Kulaklığımdan gelen Burak komutanın sesi ile düşüncelerimi arka plana attım. Peki kucağımda uyuyan Tuna'yı nereye bırakacaktım?

"Komutanım Tuna?" dedim soru sorar gibi Laçin komutana.

Aval aval baktı birkaç saniye yüzüme. O da ne yapacağını bilmiyordu. Bana cevap vermek yerine Burak komutana sorma kararı aldı.

DOLUNAY ZİRVESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin