GEÇMİŞ 1

49 7 20
                                    

Dün bölümü atmayı unutmuşum. Kusura bakmayın. Özür dileyerek sizi Poyraz'ın geçmişine teslim ediyorum 🤍

Her zaman olduğu gibiydi günün ilk saatleri. Poyraz kalkmış, okuluna gitmiş, otobüs durağında otobüsün gelmesini bekliyordu. Cebinden telefonunu çıkartıp saate baktı. “Şimdilerde gelir” diye geçirdi içinden çocuk. Kulaklığını çantasından çıkarttı. Telefonuna bağladıktan sonra rastgele bir şarkı açtı.

Çalan Alay Marşı’yla keyfi yerine gelen Poyraz, otobüsün gelmesiyle hemen boş koltuğa oturdu. Yanı boştu. Zaten Poyraz bindiği zamanlar otobüs boş olur, birkaç durak sonra oturacak yer kalmazdı. Oturmanın keyfini çıkararak arkasına yaslandı ve marşı dinlemeye başladı.

Annem beni yetiştirdi bu ellere yolladı
Annem beni yetiştirdi bu ellere yolladı
Al sancağı teslim etti Allah’a ısmarladı
Al sancağı teslim etti Allah’a ısmarladı

Küçük yaşında asker olmayı kafasına takmıştı Poyraz. Babasının da onu bu konuda desteklemesi ona güç veriyordu. Askerlere, marşlara, üniformalara, silahlara, en önemli olan bayrak ve vatana olan sevgisi babası sayesinde daha da artmıştı. Bunun için ona ne kadar teşekkür etse de yeterli kalmayacaktı.

Boş oturma çalış dedi hizmet eyle vatana
Boş oturma çalış dedi hizmet eyle vatana
Sütüm sana helal olmaz saldırmazsan düşmana
Sütüm sana helal olmaz saldırmazsan düşmana

Marş içinde harika bir huzur bırakırken genç omzuna değen elle irkildi. Farkında olmadan gözlerini kapatmıştı. Otobüsün ne zaman duraklarda durduğunu bile fark edememişti. Otobüse göz gezdirdiğinde tıklım tıklım olduğunu gördü. Hemen yanında gördüğü yaşlı bir amcaya yer vermek için koltuktan kalktı. Amca teşekkür ederek koltuğa otururken Poyraz kendini tekrar marşa bıraktı.

Ne şereftir ölmek bize bu güzel vatan için
Ne şereftir ölmek bize bu güzel vatan için
Yanar yürek yurt aşkıyla daima için için
Yanar yürek yurt aşkıyla daima için için

Otobüsün ani fren yapmasıyla dengesini kaybeden Poyraz yanındaki koltuğa sıkıca tutundu. Dengesini zorlukla toplarken elini koltuktan çekmedi. Zaten inmesine son bir durak kalmıştı. Tekrar marşa odakladı kendini. Kafasındaki her şeyi geriye attı.

Yastığımız mezar taşı yorganımız kan olsun
Yastığımız mezar taşı yorganımız kan olsun
Biz bu yoldan döner isek namus bize ar olsun
Biz bu yoldan döner isek namus bize ar olsun

Otobüsün durmasını bekledi ve zorlukla kendisini otobüsten attı. Durak ve evi arasında biraz mesafe olduğundan belki bir marş daha dinleme ihtimali olurdu. Sıradan hangi marş olduğunu bilmeden beklemeye başladı. Birkaç saniye sonra kulakları İzmir Marşı ile bayram yaptı. Poyraz büyük bir sevinçle marşa kısık sesle eşlik ederek yolunu uzatarak eve gitme kararı aldı.

İzmir’in dağlarında çiçekler açar
İzmir’in dağlarında çiçekler açar
Altın güneş orda sırmalar saçar
Altın güneş orda sırmalar saçar

Poyraz gelen arama ile marşı durdurdu. Arayanın ablası olduğunu görünce hemen açtı. “Efendim abla?” Bir süre karşıdan ses gelmedi. Ardından küçük bir hıçkırık sesi duydu. Ağlıyor muydu? Ama o neredeyse hiç ağlamazdı ki. Kesin kötü bir şey olmuştu.

“Abla?” dedi korkarak. Sesi titremişti Poyraz’ın. Poyraz küçüklüğünden beri diğer çocuklardan farklıydı. Ağlamayı sevmez, ağlasa da kimseye göstermezdi. Sesi bu zamana kadar hiç titrememişti onun. Ablasını bu yaşına kadar hiç ağlarken görmemişti.

DOLUNAY ZİRVESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin