26.02.2024⭐️Şüphe, denilen lanet duygu, öyle çıldırası bir şeydi ki, çığlık, çığlığa sormak istiyordum artık. Düdüklü tencere gibi patlayasım vardı. Mesajları gördün mü? Mesajları gördün mü! Yoldaydık. Ve ben o kadar çok stres yaşıyordum ki, az kalmıştı uzatmak için binbir çaba harcadığım tırnaklarımı kemiricektim.
Ağlamaklı yüz ifademle, bordaya boyadığım tırnaklarıma baktım. Tarık kesinlikle beni yanına oturtmamış, yarasını bahane ederek Öne savurmuştu. Midem bulanıyor lanet olsun ya.
Gözümün önüne tekrardan aynı sahne geldi. Kaçışım. Ne bir soru, ne de başka bir şey.
arabanın yanından tüyüp koşa, koşa tarığın yanına gitmiştim. Mesajları okudu mu acaba? Okusaydı bir şey ima etmez miydi? Eski hazar eder. Üstüne bir de dalga geçer.Tuvalete gitmem gerekiyormuş gibi kıvrandım. Fotoğraflar. Hay eşeğin- fotoğraflar! Rezil oldum. "Allah belamı verdi."
"Hı?" Dedi hazar bana bakarak. Yüzümdeki ifadeyi ne kadar düzeltebildim tartışılır, ona bakmadan kafamı bir şey olmadı dercesine salladım. "Yok bir şey." O kadar kötü fotoğraflarım vardı ki anlatamam. Daha yeni anannemin aldığı inekli kostumle fotoğraf çekilmiştim. "Ağlıycam."
Hazarın bakışları yine bana dönsede, bu sefer bir şey demek yerine önüne dönüp sırıtmıştı. Olabildiğince sürücü koltuğuna bakmamaya çalışsamda gözlerim, bana ihanet ederek kayıp duruyordu. Bakmaz olaydım. Göz göze geldiğimiz an, kurbağa gibi sırıtınca, bu sefer gerçekten de ağlamaya başlamıştım.
————————————
"Görüşelim ama bak! Unuttum, elim koptu, yazamadım yok!" Başımı bir milyonuncu kez, tamam anlamında sallarken, ayrılığın verdiği hüzünle sürücü koltuğunda oturan çocuğa baktım. E ben buna yine alışmıştım. Hadi tarık tamam onunla nasılsa görüşücektim. E bu? Ağlayayım ben biraz.
Boğazımda oluşan sızıyla ağırca yutkunup kendimi gülümsemeye zorladım. Mavi gözlerini özleyecektim. En çok mavi gözlerini. "Tarığa her sabah pekmez vermeye çalış, Çok kan kaybetti." Başını yavaş yavaş sallayıp bana bakmaya devam edince, onları burada dakikalardır diktiğimi fark etmiştim.
İşleri güçleri vardı ve ben yarım saattir annesinden ayrılmak istemeyen çocuklar gibi davranıyordum. "Kendine iyi bak." Dedim kapıyı kapatmadan hemen önce. Ardından zorla kapatıp arkamı döndüm. Anında burnumun direği sızladı, gözlerim doldu.
Kollarımı onun kapşonlusuna sararak adımlarken, utanmasam yere çöküp ağlıycaktım.
__________________
Siz: merhaba
Siz: nerdesin?
Siz : evden ayrılmışsın.
Siz: sena yüzünden mi?
Hazarı görmeyeli tam iki gün olmuştu. Tarığa telefon numaramı verdiğimden beri,
neredeyse her dakika başı yazıyordu ve hazarın evden ayrıldığını da ondan öğrenmiştim. Ve müthiş haber. Wattsap uygulamasını kilitlediğim için oraya girememiş.⭐️*: kendim istedim ve ayrıldım
⭐️*: birinin yüzünden değil
Siz: peki iyi misin?
Siz: keşke seninle konuşurken gözümün önünde bir baloncuk açılsada seni görebilsem.
⭐️*: sihirli annemi fazla kaçırmışsın
⭐️*: çocuk
Siz: sihirli annemi tek çocuklar izler diye bir kural görmedim ben?
⭐️*: tamam ben söylüyorum işte çocuksun
⭐️*: git biraz yabancı dizi izle
⭐️*: afteri tavsiye ederim
⭐️*: ufkun gelişsin
Siz: after?
Siz: ciddi misin?
⭐️*: kız güzel öpüşüyor
⭐️*: karşıma çıkarsan başka bir afteri de biz çekeriz git izle ve öğren
Siz: yüz yüze başka burda başka birisin.
Siz: neden böyle?
Siz: cinsellikten konuşan çocuk, çıplakken beni gizledin- gönderilmedi.
⭐️*: yine saçmalamaya başladın
⭐️*: canımı sıkmadan kaçıyorum
⭐️*: 365 days'ta izleyebilirsin
⭐️*: dünyana renk katar
Siz: ne renk ama!
*************
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Görmedin Yarı Texting
Teen FictionSiz: bu fotoğrafı gördükten sonra senden nefret etmeliydim. Siz: senden nefret ediyorum. (02.44) Siz: edemiyorum. (03.30) Siz: neden edemiyorum? • Kendimi dışarı attığımda ise elim kapı kolunda kaldı. Koldirorun başında duran beden benim hayalim mi...