18.02.2024⭐️"Tarık!" Yüksek çıkan sesime engel olamazken hazarın gözleri beni buldu. Bedenini çevirmeden, çöktüğü yereden kafasını çevirerek bana bakmıştı. Gözlerimi yavaşça elinde ki kan içinde kalmış beze kaydırdığımda, Tarığın acı dolu inlemesi bir kez daha yankılanmıştı. Gözleri kapalı, bir buhran haline girmiş olan çocuğun yüzü ter içinde kalmışken, yaşadığı acıdan dolayı buruşturğu yüzüne ve sıktığı dişlerine saniyelik olarak bakarak onlara koştum. "Nolmuş ona!"
"Bıçaklanmış." Dedi hazar elinde ki bezi daha çok bastırıp. O an üzerinin çıplak olduğunu fark ederken, bastırdığı şeyin tişörtü olduğunu kavradım. Anlık afallasamda olayın gerginliği anında beni kendime getirdi. "Napıcaz?"
"Anılı aramamız gerek." Yanlarına diz çökerek ona baktım. "Telefonum sağ cebimde." Tarığın acısı her geçen saniye katlanıyor olucak ki yüzü mora dönmüştü. kendi kendimi sakinleştirmek için derin nefesler alırken cebinden telefonu almıştım. "Anılı, anıl diye mi kaydettin?"
"Yok fatma diye kaydettim!" Diye sinirle çıkıştı bana. Başka zaman olsa zevke ağzına sıçabilirdim ama, bunu yerine Dişlerimi sıkarak anıl ismini buldum. "Arıyorum."
"Görüyorum!"
"Bağırma bana!"
"Alo?" Dedi kalın bir erkek sesi tam o sırada. Öfkemi yutarak dilimi ısırdım. "Anıl sen misin."
"Anıl, tarık bıçaklandı, hemen sarmaşığa gel." Öfkeli sesi hala beni hedef alırken, şu an ayağımda ki botla kafasını ezmek için yanıp tutuşuyordum. "Sikeyim yine mi!"
Telefon kapandı. Yere bırakıp üzerimde ki hırkayı çıkardım. Hazarın tişörtü bir işe yaramıyordu artık. Sıksak suyu çıkardı. Hırkayı yarasına bir top haline getirip bastırırken, altta kalmış eller havalanarak ellerimi üstüne kapandı. daha kuvvetli bastırdık. Elime karışan; ılık kan hissi, tüylerimi ürpertmişti.
ani bir şekilde hazara döndürdüğüm gözlerimle göz göze gelirken, orada hala siniri görsem de yuttum. Bir şey söylemek için ağzı açılsada vazgeçerek sustu. Dün detaylıca incelediğim gri yüzüğün bir bölümü kan içinde kalmıştı. Gözlerimi bir ilk yaparak, on üç saniye boyunca ondan çekmediğimde, o da bu işi inata bindirmiş gibi mavilerini çekmemişti. Gözlerinin içinde tam siyah noktanın çevresini saran kehribar rengi şeriti daha yeni fark ediyordum.
Kaşlarım gördüğüm şeyle havalanırken Hazar ellerimizi biraz daha bastırdı. "Bunu yapanlar meriç denen hefin adamlarıysa, onu öldürürüm." Dedi sesinde patlayan volkanlarla.
"Ondan mafya gibi söz etme, o bir polis. Ayrıca bunu yapan o değil. Ne durumda olursa olsun o birini yaralamaz." Dedim. Sessim kendinden emin çıkarken istemsizce omurgamı dikleştirip ona bakmıştım.
Dikkatli gözleri yüzümdeydi. "Umarım öyledir." Dedi. Sesi bir kaç duvarından ardından gelmişcesine boğuktu. kapının hızlıca açılmasıyla kendime gelip, bedenimi birazcık ondan uzaklaştırdım. kafamı çevirerek içeriye, telaşta giren bedene baktığımda. yabancı bir yüz görmüştüm. Kapı arkasında kalan duvara çarparak tok bir ses çıkartmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Görmedin Yarı Texting
Teen FictionSiz: bu fotoğrafı gördükten sonra senden nefret etmeliydim. Siz: senden nefret ediyorum. (02.44) Siz: edemiyorum. (03.30) Siz: neden edemiyorum? • Kendimi dışarı attığımda ise elim kapı kolunda kaldı. Koldirorun başında duran beden benim hayalim mi...