07.03.2024⭐️
"İhtihar mı etti?" Dehşet içinde çıkan sesimle bakışlarım ani bir hızla ona kaydı. Kaşlarımı gayri ihtiyari bir şekilde çatarken, kırışan yüzümle ona baktım. Yoldan gözlerini ayırmadan, "Bir kutu Uyku hapı içmiş." Dedi. Öyle umursamaz söylemişti ki, içimde senadan nefret eden taraf bile şaşkınlıkla ona bakmıştı. "Şımarıklık işte." Dedi tekrardan. "Herşey istediği gibi olsun istiyor."
"Şimdi nasıl peki." Tamam kızdan nefret ediyor olabiliriz ama, sağlığından da olsun istemezdik en nihayetinde. Sorumla yoldan bakışlarını saniyelik ayırarak bana döndü ve tuhafça baktı. Sanki sorum çok anormal bir şeymiş gibi.
Evde işte." Dedi tekrardan aynı umursamazlıkla. Dilimin ucuna kadar gelenleri yutup ona bakmayı bıraktım. Sağlıklı bir ilişkileri olsaydı herşey daha güzel olabilirdi. Ama ne münasebet, bizde sağlıklı ilişki hayalleri nerde! Nerde antin kuntin iş var hazarın ismi orda.
"Psikoljik destek alması gerek. Yaptığı şeylerin hiçbiri, sağlıklı bir insanın yapabileceği şeyler değil. Ayrıca çok yanlış ilişkiler kurarak hayatını mahvediyor." Diye mırıldandım yandan yandan tepsinini izlerken. Yüzünde gram ifade olmadı. Ne onayladı, ne tek kelime etti.
Tam o esnada telefonu çalmaya başladığında ikimizinde bakışları cebine düştü. Ama telefonu çıkarıp bakmadı bile. Arama sonlanana kadar bilindik arama şarkısını dinledik. Açılan konu yüzünden içimdeki bütün heyecan silinip süpürülmüştü. "Burada laf banada dokunuyor galiba." Dedi belli belirsiz bir sesle. Ona bakmadım. Bir zahmet anlasın. Derin bir iç çekme sesinden sonra mahallenin girişinden direksiyonunu kırarak arabayı yavaşlattı. Bedenimi arkaya çevirerek tatlı paketlerini aldım. "Yarası olan gocunur."
"Büyük gocundum." Başımı çevirerek yüzüne baktım alay mı ediyor diye. Hayır tam tersi somurtuyordu. Arabayı evin önünde, uygun bir yere park edince kapıyı açtım. Hazar da inerek arabanın anahtarını bana uzattı ve diğer poşeti de o aldı. Evin kapısı içeriye giren insanlardan dolayı zaten açıktı. Her dakika kapıya bakmamak için böyle ayarlamıştı, yasemin abla. Başka zaman olsa dışardaki ayakkabılarla eve girsem kafamı yarma ihtimalleri vardı ama,bu seferlik izin vermişlerdi.
mutfağa ayak basmamla duraksadım. Arkamdaki hazar bir anda durmamı beklemediği için ufak bir şiddetle bana çarptı. Bu gördüğüm gerçek miydi. Anneme fal bakan tarığa baktım ilk önce. Öyle bir bocalamıştım ki, sağ omuzun üstünden kafasını çıkararak içeriye bakan hazarın yakınlığını bile algılayamadım. Başka zaman bunun içinde kalp krizi geçirmeliyim.
Annemin yakın gözlükleriyle kahve fincanının içine bakan tarık çok olağan dışı bir şey görmüş gibi yüzünü şekilde şekile soktu. "Kız ne gördüm!" Dedi bir yandan da. "Bence kaçalım." Bencede hazar.
Konuşmasıyla boynuma vuran nefesi yüzünden yutkunarak boynumu kastım. Hazarın bakışları bana döndü. Hareketime kaşlarını çatarak baktığında nefesini bir kez daha bilerek aynı noktaya üfledi, daha çok kasıldım. "Tikin mi var senin?" Dedi kısık sesiyle. "Kardeşimle biraz daha bakışırsan seni gözünden-" meriç abi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Görmedin Yarı Texting
Teen FictionSiz: bu fotoğrafı gördükten sonra senden nefret etmeliydim. Siz: senden nefret ediyorum. (02.44) Siz: edemiyorum. (03.30) Siz: neden edemiyorum? • Kendimi dışarı attığımda ise elim kapı kolunda kaldı. Koldirorun başında duran beden benim hayalim mi...