3

1K 23 2
                                    

11

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


11.02.2024⭐️

Derin bir nefes alıp gözlerimin altında ki beyazlığı dağıttım. zarıl zurul ağladığım gecenin, sabahında süslenmiş püslenmiş hazırlanıyordum. Elim hep kenara iteledim borda rujuma gitti. "Alis tarağı aramayı bırak, çünkü tam arkanda duruyor." Şapşal arkasını dönüp tarağı bulduğunda, sonunda ayağa kalkabilmiştim.

"Kanka yaa, abim yine başıma bela." Kenarda çoktan ayırdığım, altlarını özenle sildiğim topuklu botumu oturup giymeye başlarken, "noldu?" Diye sormuştum. Aslında cevap belliydi.

"Duydu oraya gidiceğimizi, on kere oldu arıyor, bıktım vallahi." Küçük tavşanlı cep aynamı kapatıp el çantama attım. "Polis hormanları." Diye mırıldandım bıkkın bir şekilde. Adam o kadar çok mesleğine kendini adamıştı ki, gittiğimiz çarşıda ki insanların bile geçmişini araştırıp hırlı mı, hırsız mı diye öğreniyordu.

Kendini savunuş biçimi ise inanılmaz derece şaka gibi haklıydı. Yanınızdan geçen katil mi, hırsız mı ne bilelim? Sokakta bıçakla doğranan insanları gördükçe meriç abiye hak veriyordum. Rujumu kapatıp onu da çantama attım. "Meriç abi de gelseydi ya?"

"Ya bırak! Dağıtırdı ortamı, güvenlik yerine o dikilirdi kapıda, Tövbe de." Yüzüne gelen perçemlerini itelerken, odadan çıkabilmiştik.
Aynı hızla evden de çıkıp, çağırdığımız taksiye binip adresi verdik.

On dakika sonra kapıda durmuştu. "Hazara yazdın mı bu arada?" Diye sorduğunda içeriye girmiştik. Gözlerimle boş bir masaya ararken cevapladım. "Yazmaz olaydım."

"Ne? Neden? Yine ne dedi o şerefsiz?"

"Dalga geçti."

"İbne!"

gözüm arkalarda bir masayı bulunca alisanın kolundan tuttuğum gibi oraya sürüklemeye başladım. "Engelle lan şunu, kanser gibi herif! Hayatının amına-"

Masaya geçtiğimiz gibi yanımıza garson gelince gözlerimi büyüttüm. "Pizza! Alisa biz pizza alalım bence."

"Olur." Dedi ağzının ucunda. Memnuniyetsiz bir şekilde etrafına bakınmaya başladığında, telefonumu çantadan çıkarıp bakınmaya başladım. "Miray?" Dedi bir anda. Kafamı kaldırıp ona baktığımda bana hemen önümüzdeki masayı göstermişti. "Özge mi o?" Gözlüklerimi yanıma almamıştım ve lens kullanmıyordum.

Çünkü çok korkutucu bir şey tamam mı. Gözünün içine o şeyi koyduktan sonra, ki ben
daha koyamıyordum bile, ya yapışırsa!
"Aha vallaha o." Dedi alisa da gözlerini kısarak. "İremle barıştı mı bunlar?"

"Yok barışmamışlar. Erenle sevgili şuan. İrem okul değiştirmiş kavgadan sonra." Garson istediklerimizi getirdiğinde elime bi dilim alıp kemirmeye başlamıştım.  Kıza kaç dakikadır bakıyorsak telepatik yöntemlerle göz göze geldik. Bizi gördüğü gibi gülümseyip oturduğu masadan kalkarak bize doğru gelmeye başladı. "Bizimle oturmasını teklif ediyorum?" Diye sordu alisa kaçamak bakışlarla. "Et." Dedim. Rahatsız olmazdım. Severdim özgeyi. "Kimleri görüyorum miray, alis!" Elimde pizzayı bırakıp yağlı parmaklarımı peçeteyle sildim. Açtığı kollarının arasına girmeden hemen önce alisa kaş göz yaparak, yanımı göstermişti.

Görmedin Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin