60 🕯️

3K 210 84
                                    

Ben geldim ballarım! Aslında final bölümüyle gelecektim ama bilgisayarım dün arıza verdi, bugün açabildim ama şimdi de sadece bölümün bir kısmını buraya alabildim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Ben geldim ballarım! Aslında final bölümüyle gelecektim ama bilgisayarım dün arıza verdi, bugün açabildim ama şimdi de sadece bölümün bir kısmını buraya alabildim. gerçi biliyorsunuz arada böyle sıkıntılar olduğu, alışıksınız yani hdfsfh. O yüzden bu bölümü finalden bir önceki bölüm olarak düşünün!

Sertap Erener, Yanarım🤍

Keyifli okumalar ballarım!

*

Ailenin hem yara hem de yara bandı olduğunu duymuştum. Birçok yarayı onlardan alsak bile yara bandı olmaları bizi mutlu ederdi. Yani en azından bu duyguyu bilen için eminim öyle olmuştur ama ben hep yara gördüğümden, sanki yarayı açan benmişim gibi yara bandı olmaya çalışmıştım.

Yaralarının izlerinin benim ruhumda olmasına rağmen ben onu yok sayarak özür dilemiştim yapmadığım hata için. Ağrıyan benim kalbimken onların kalbi için endişelenmiştim.

Sonra, çok uzaklarda, çabucak gidebilecek olsam da toprağın altında olduğu için ulaşamadığım, artık istesem de o aile duygusunu tadamayacağım asıl yaramın mezarda olduğunu öğrendim. Yapışmayacağını bile bile yara bandı yapıştırmaya çalıştım toprağa ama tek yapabildiğim kendimi kandırmaktı.

O yara çoktan açılmıştı ve artık ne ben, ne de toprağın altında ki annem yara bandı olamazdı. Şifa olamazdık birbirimize.

Ta ki korkuyla yatağa attığım kağıtta yazanlara kadar. Gerçekler diyordu. Öğrenmem gereken şeyler olduğunu söylüyordu. Kızım diyordu bunu diyen her kimse.

Bir tahminim vardı. Korkarak düşünsem de bir tahminim vardı. Düşündüğümün çıkması ayrı çıkmaması ayrı korkutuyordu.

Yanlış mı okudum diye bakmak için kağıda baktım. Sanki elimi alırsam elim yanacaktı.

Annenin değil bir başkasının yattığı mezarın başında ağlamana daha fazla dayanamam.

Ne demekti bu? Zorla kabullendiğim, kanım canım diye mezarının başında ağladığım annem değil miydi? Neydi bu, şaka mı? Başında ağladığım bir toprağı bile bana çok mu görmüşlerdi? Bir toprak parçasıyla, hayal etmeye çalıştığım bir yüzü bile mutlu olmam çok muydu bana?

Beni öldürmek uğruna canına kıyan annemi affetmişken onun annem olmadığını mı söylüyordu?

"Delireceğim," diyebildim sadece. İçimde ağırlık yapan, boğazıma oturan şeyi atmak için bağırmak, dağıtmak, belki bir şeyleri kırmak istiyordum ama sadece, kalbime abanıp yaralarımı kapatan yara bandını acımasızca çeken acıya ev sahipliği yapabildim.

RUHUN ŞİFASI (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin