5.BÖLÜM

309 28 0
                                    

Haykıracaksın ama isyan etmeyeceksin. Ağlayacaksın ama belli etmeyeceksin. Onsuz kalacaksın belki ama; asla vazgeçmeyeceksin.

Bugün yeni odamdaki ilk günümdü. Tavanda o lanet siyah nokta yoktu. 'Lanet' kelimesini ne kadar çok kullanmaya başlamıştım. Eskiden anlamını bile bilmezdim ki, o kadar mutlu ve güzel bir hayatım vardı. Şimdi ne olmuştu? Ne değişmişti hayatımda? Doktorun dedikleri gerçek miydi? Ben...deli miydim?

Bu beyaz oda, karşımda kayalara çarpan su sesi, denizin kokusu... Bunların hepsi uyuşturucu gibiydi benim için. Sakinlik ve huzur kaynağımdı. Şimdiye kadar olan biten her şeyi unutup anı yaşamamı sağlıyorlardı.

"Mila tatlım. Birazdan annen ve baban gelecek. Onlar gelmeden bir şeyler yemek ister misin? "Kapının açıldığını duymamıştım. Gelen Nursel hemşireydi. Geldiğim günden beri iyi davranmıştı. Bana sürekli beni çok sevdiğini söylüyordu.Geçirdiğim krizlerde ortalığı dağıttığım zaman o topluyordu. Gerçekten iyi biriydi ama onu hiç görmemiştim.Buraya yatırıldığımdan beri kimsenin yüzüne bakmamış, sadece tavanı seyretmiştim. Sadece sesleri ve kokuları onları tanımamı sağlıyordu. Yine cevap vermedim.

"Tamam Mila'cım. Ben şöyle koyayım, sen yersin. Bir şeye ihtiyacın olursa çağırırsın beni."Yalnızdım yine. Gözümü tavandan çekerek karşıma baktığımda bir yüzle karşılaştım. Duvardan çıkmış bana doğru geliyordu. Biraz korkmuştum. Gülümseyerek yanıma geldi.

"Merhaba.''Kimseyle konuşmak istemiyordum ama bu kız... farklıydı. Cevap verip vermeme ikileminde kalmıştım.

"Konuşmak zorunda değilsin Mila. Sen deli de değilsin. Onların hepsi aptal."O böyle deyince gülümsemiştim. Bana inanan biri vardı. Konuşmamakta ısrarlı olsam da bu kız için bir istisna yapabilirdim. Gülümseyerek sordum.

"Oyun oynayalım mı?"Sanki çocukluğuma dönmüş gibiydim. Oyun oynarken ikimiz de kahkahalara boğulmuştuk. Biz evcilik oyunumuza devam ederken kapı açıldı. Arkadaşım bana bakmadan duvarda kaybolmuş, annem ve babam da içeri girmişti.Tek arkadaşım vardı. O da annem ve babam yüzünden kaçmıştı. Sinirli bir şekilde bağırmaya başladım.

"Sizin yüzünüzden o da gitti! Tek arkadaşımdı o benim. Gitti!"Mila. Kızım. Arkadaşın kim bilmiyoruz. Birazdan doktorun gelecek konuşmaya. Nasılsın sen günün nasıl geçti?"Onlara sinirliydim ve konuşmak istemiyordum. Tekrar yatağıma uzanıp gözlerimi tavana diktim. Annem her ne kadar konuşmam için beni zorlasa da konuşmayacaktım işte. Beni biraz anlasa olmaz mıydı? Tek arkadaşım onlar yüzünden gitmişti ve annem konuşmam derdindeydi. Hem kim bir deliyle konuşmak ister ki?Beni buraya tıkmayı onlar kabul etti sonuçta.Kapı tıklatılıp içeri biri girdiğinde hala gözümü tavandan ayırmamıştım. Sesinden anladığım kadarıyla doktorumdu. Benimle gerçekten iyi ilgilenmişti. Onu birazcık seviyor olabilirdim.Babam bir şey konuşmak istediğini söyleyip doktorla birlikte dışarı çıktı. Annemse, hala ısrarlara devam ediyordu. Çok geçmeden kapı açıldı.

"Ayhan Bey, Canan Hanım... Bizi biraz Mila'yla yalnız bırakır mısınız?"Annemler onaylamış olacak ki, kapının kapanma sesi geldi.

"Merhaba Mila. Nasılsın?"Benden cevap yok."Pekala. Bugün bir arkadaş edindiğini duydum. Neler yaptınız?"Babam bunu konuşmuştu demek. Kesin benimle dalga geçiyordur. Benden yine cevap yok.

"Biliyor musun Mila? Arkadaşını gördüm. Çok tatlı biriydi. Seninle çok güzel vakit geçirdiğini söyledi. Bana anlatmak ister misin?"Doktor onu görmüş müydü? Benimle dalga geçmiyordu yani. O yüzden anlatmamda bir sakınca yoktu. Doktoruma duvardan bir anda çıktığını, oyun oynadığımızı, annemler gelince de bir anda kaybolduğunu anlattım. Anlatırken yine tavana bakıyordum. Boğazını temizleyerek konuştu...

"Yine gelince bana haber ver tamam mı? Bir gün sizinle oturup sohbet etmek isterim. Şimdi benim gitmem gerek. Kendine iyi bak olur mu?"Gülümsedim. Bana inanıyordu. Doktorun gitmesinin üzerine çok zaman geçmemişti. Yalnızdım, sıkılıyordum ve fazla sessizlik beni boğuyordu. Acaba çağırsam arkadaşım gelir miydi? Seslendim.

"Sabahki kız! Neredesin?"

"Annem ve babam gitti. Rahat rahat oyun oynayabiliriz."

"Lütfen gel sabahki kız.. Lütfen."Sesim sonlara doğru sesim kısılmıştı. Yine ağlamaklı olmuştum.Yoktu. Beni öylece yalnız bırakıp gitmişti. Sinirlendim. Bir yandan ağlıyor, bi yandan bağırıyor, bir yandan oda da ne varsa kırıp döküyordum. Kimse gelmiyordu. Kimse endişelenmiyor muydu benim için? Ağlayarak yatağıma uzanıp gözlerimi tavana diktim.

"Yalnızım anlamıyor musunuz? Yardım edecek kimse yok mu?!"Bir anda kapım açılmıştı. Biri sakince yatağımın kenarında bir yere oturdu.

"Merhaba."Şaşırmıştım. Sesi...çok güzeldi. Sert ama bir o kadar da sıcak. Bir anda vücudumdaki sinir ve mutsuzluğun yerini huzur ve sakinlik almıştı. Bu fazla sakinleştiriciydi. Daha önce hiç yaşamadığım kadar...

DALGAKIRANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin