22.BÖLÜM

166 18 1
                                    

Kaybetmeyi göze alsanız da, kaybetmemektir bütün sorun. Siz kazanan olun.

MultiMedia: Alev

"Pazartesilerden nefret ediyorum ya çok uykum var."

Deniz ve Ecrin'le kantinde oturuyorduk. İlk derste uyuduğum için edebiyat hocasından bir sürü azar yemiştim. Bu ders de Edebiyat olduğu için uyumamam gerekiyordu. Ben bunları düşünürken Yankı bizim masanın yanında durup suratıma şaşkın şaşkın bakıyordu.

"Yankı n'oldu otursana."

"Sen kahve mi içiyorsun yoksa ben daha uykudan uyanamadım mı?"

"Ha evet sen şunu diyorsun. Şey ya uykumun açılması için, malum Cengiz hoca."

"Ben de diyorum Mila'nın başına saksı düştü herhalde."

Hepimiz gülmüştük de çocuk haklıydı. İçim dışım ice-tea olmuştu. Birkaç dakika sonra bizim grup tam olarak toplanmıştı. Deniz kolunu benim arkamdan uzanıp diğer taraftaki omzuma koymuştu. Sohbet ediyorduk ki kantinin kapısından bizim masaya doğru gelen tanıdık bir yüze gözüm takıldı.

B-bu Alev!!İyi de bizim okulda ne işi vardı bu suratsızın! Bizim masaya geldiğinde direkt bana baktı.

"Aa Mila! Sen de mi burdaydın? Tesadüfe bak sen." Tokalaşmak için elini uzattığinda karşılık vermedim, eli havada kalınca bozuldu tabi ama her zamanki gibi belli etmedi. Suratında yine o aptal gülümsemesi vardı. Herkes bana dönmüş 'Bu kim?' dercesine bakıyordu.

"Arkadaşlar ben Alev. Mila ile eski okuldan tanışıyorduk, çok sevdiğim bir arkadaşımdı da nedense sonradan okulunu değiştirdi." anlaşılan beni sinir etmek için gelmişti. Deniz benim sinir olduğunun farkına varmış olmalı ki umursamadığını belli ederek araya girdi.

"Ee sadede gelelim?"

"Bana sizin okulun en popüler grubu olduğunuz söylendi."

"Doğrudur canım." konuşan Yankı'ydı tabi ki.

"Ben bir parti düzenliyorum da Tora Koleji ve Başaran Kolejini kaynaştırma amaçlı bir parti, sizi de bekliyorum."

Kaynaştırma partisiymişmiş. Sen şuna 'milayi rezil etme partisi' desene açıkça aptal. Ya ne yapmaya çalışıyordu bu kız? Burada da mı peşimi bırakmayacaktı. Tekrar delirmek istemiyordum. O karanlığımdan yeni kurtulmuşken tekrar oraya geri dönmek istemiyordum.

Ama ben artık güçlü bi kızdım. Bunu da aşabilirdim.

"Çarşamba günü akşam saat 7 de eski bir evde olacak. Ev önceden bi yangın geçirdiği için biraz hasarlı ama hoş bi yer."

"Evin adresi?" soruyu soran Direnç'ti.

"Ben okulun giriş panosuna bir davetiye asacağım ama Mila'dan da öğrenebilirsiniz o iyi bilir."

Ne? O ev miydi? Benim krizler geçirdiğim ev. Hayır! Bu bir kabus olmalıydı. Gerçek olamazdı. Üstelik eski okuldaki kişiler de orada olacaktı.

"İyi misin?" dedi Deniz. Anlaşılan betim benzim atmıştı. Bakışlarımı Alev'e çevirdiğimde bana halâ yukarıdan baktığını ve beni deli olarak gördüğünü anlayabiliyordum.

"Tamam Deniz yok bir şeyim."

"Demek ki adın Deniz. Tanıştığıma çok memnun oldum Deniz'cim." Elini Deniz'e uzattı yavşak nolacak. Deniz de benim gibi karşılık vermeyince iyice bozuldu.

"Neyse, arkadaşlar hepinizi partide kesinlikle görmek istiyorum. Çok eğleneceğiz. Çarşamba günü görüşürüz." Bana son olarak o gıcık bakışını atıp gitmişti.

DALGAKIRANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin