35.BÖLÜM

137 15 7
                                    

Umut her zaman vardır.

MultiMedia: Deniz

Artık umudu falan bir kenara bırakıp aç kurtların gelip beni yem yaparak karınlarını doyurmalarını bekliyordum.

"Kimse yok mu?!"

"Mila!"

Bu ses.. Deniz. Deniz'in sesiydi. O beyaz odadayken ilk defa o sesi duyduğum o an aklıma gelmişti. Beni iyi hissetirmişti. Şu anda olduğu gibi. Deniz'le geçirdiğimiz o anlar gözümün önünden film şeridi gibi geçmişti.

"Mila!"

Ses gittikçe yakınlaşıyordu. Ben de düşüncelerimden arınıp karşılık verdim.

"Deniz! Buradayım."

Sonunda o umut belirmişti. Artık umut kelimesinden nefret etmeyecegime kendi kendime söz vermiştim. Ayağa kalkıp sesin geldiği yere doğru yürümeye başladığım sırada uzaktaki Deniz'i zar zor görebiliyordum. Adımlarımı hızlandırdığımda o koşmaya başladı. Adımlarının oluşturduğu sesleri duyunca yerimde durup onun gelmesini bekledim. Koşarak gelip sıkıca sarılınca arkaya doğru sarsılsam da bozuntuya vermeden sarılmasına karşılık verdim. O kadar sıkı sarılıyordu ki vücudumu hissedemiyordum. Kollarıyla tüm bedenimi sararken saçlarımın arasında başıma bir buse kondurmuştu. Kendimi emin ellerde hissediyordum. Biraz sonra kollarını gevşetip hafif geriye çekildi. Başımı avcunun içine alıp saçlarımı arkaya doğru attı.

"Çok korktum Mila. Başına bir şey geldi diye çok korktum."

Sesi son zamanlarda hiç olmadığı kadar yumuşak çıkmıştı. Yüzüne boş boş bakarken son günlerde bana olan tavrı aklıma gelince rahatsız olduğumu belli ederek geri çekildim. Yan yana hiç konuşmadan yürüdük ve evin önüne ulaştık. Grubun hepsi yanıma doğru gelirken Ecrin çoktan koşmuş, bana sarılmıştı.

"Bu halin ne? Ağlamaktan kendini maymuna çevirmişsin ya mal."cevap vermek yerine gülümsedi.

Ecrin'den sonra herkes çok merak ettiklerini söyleyip sanki yıllardır görüşmüyormuşuz gibi sarıldılar. Grubun etrafımda oluşturduğu topluluğu delerek arkadaki Yankı'yı görmüştüm. Kollarını göğsünde birleştirmiş beni bekler gibi ama sert bir duruşu vardı. Yanına doğru gidip karşısında durdum. Gözlerimin içine bakıyordu, en masum bakışlarımı yönelttiğimde daha fazla dayanamayıp gülümsedi. Elleriyle bedenimi kendine yaklaştırıp sarıldı. Çenesini başımın üstüne yerleştirip gülmeye başladı.

"Korkuttun beni. Milka bir daha kaybolmak falan yok, ona göre. Otlamaya mı çıktın naptın kızım ormanda? "

"Sus be pislik. Ben de çok meraklı değilim zaten."

"Sonra devam edin isterseniz, gitme vakti geldi de."

Ecrin'in garip çıkan sesiyle birbirimizden ayrıldık. Normalde başka bir erkek böyle sarılsa yanaklarım domates gibi olurdu herhalde. Ama söz konusu Yankı olunca istesem de utanamıyordum. İnsanın erkek kankası olması ihtiyaç gibi bir şeydi.

***

Yine şu meşhur grubumuzla kantinde oturmuş konuşuyorduk. Kaç gündür -kaybolduğum gün dışında- benden uzak duran Deniz Bey'in keyfi anca bu gün yerine gelmiş, benimle konuşmaya çalışıyordu.

"Mila cevap versene bana."

"Ne var Deniz. Bir susmadın saatlerdir. İşim var benim, sonra konuşuruz."

"Şu önemli işin yeni gelen çocukla mı?"

"Evet. Günlerdir seninle konuşmaya çalışıyorum. Kimya projesinde ödev ortağım olur musun diye ama senin beni dinlemekten daha önemli işlerin olduğu için ben tek kaldım. Evren'de yeni geldiği için ikimiz ödev eşi olacağız."

DALGAKIRANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin