1 Kasım, Cuma
Gök gürültüsüyle gözlerimi araladım, şiddetli bir yağmur vardı ve rüzgar kulaklarımda ıslık sesi bırakıyordu. "Günaydın sevgilim." dedim uykulu bir sesle yatakta gerinirken. Deniz aynanın önünde kravatını bağlıyordu. "İşe mi gideceksin?"
Deniz sesimi duyar duymaz arkasına dönüp yanıma geldi ve günaydın öpücüğümü yanağıma bıraktı. "Günaydın güzelim." dedi ışıldayan gözleriyle. "Evet işe gideceğim. Ama sen evde kalıp dayın, yengen ve kardeşinle vakit geçireceksin."
Gülümsedim. "Nasıl ikna ettin onları? Hadi dayımı falan anladım. Güneş'e nasıl söyledin? Ve ben nasıl anlamadım?"
"Ee işte ben böyle çaktırmam hiçbir şeyi. Yoksa sürpriz olmazdı."
"Yani dün Melis'in bizi apar topar evden çıkartması da planlıydı öyle mi?"
"Evet. Onu kıramayıp çıkacağını biliyordum." dedi kocaman gülümsemesiyle.
Elimi uzatıp yanağına dokundum. "Her şey için çok teşekkür ederim. Her şeyi düşünüp ayarlamışsın. Eren ve Melis desen, onlara ayrı minnettarım. Harika bir gece geçirdim sayenizde."
"Daha bir sürü harika gecelerimiz olacak. Ayrıca ben sana teşekkür etmeyi yasaklamamış mıydım?"
"Tamam tamam sustum." dedim gülümsemem yüzümden silinirken. "Babamdan bir haber var mı?"
"Baban normal odaya alınmış. Amcamı aradım, o söyledi. Yarın taburcu olur diyor."
"Mahkemeye de yarın çıkar o zaman."
"Evet, büyük ihtimalle öyle olacak." dedi çekingen bir sesle. "Nöbetçi mahkemeye çıkarılır."
"Melih'ten haber var mı peki?"
"Hayır, hala aynı. Nereye girdiyse artık bulamıyorlar bir türlü."
"Anladım." dedim oflayarak. "Çocuklar uyandı mı?"
"Onlar sabah gittiler." dedi Deniz hiç beklemediğim bir şeyi söyleyerek. "Eren'in okula dönmesi gerekiyordu. Melis'in de biraz dinlenmeye ihtiyacı vardı. Bir de sizi yalnız bırakmak istediler."
"Benimle vedalaşmadan mı gittiler?" dedim kırgın bir sesle. Daha doğru düzgün teşekkür bile edememiştim.
"Olsun yine gelirler." dedi Deniz yüzümü severken.
Başımı salladım. "Deniz." dedim, dikkatle beni dinliyordu. "Ailenle aranı düzeltmen gerekiyor. Eğer biraz daha böyle devam ederseniz kendimi suçlu hissetmeye devam edeceğim."
"Bir şekilde yoluna girer Ada. Ama şu an zamanı değil. Hiçbir şey için uğraşmak istemiyorum. Bir şeyler düzelsin diye uğraşan tek kişi olmak beni zannettiğimden daha çok yordu. Eğer çok istiyorlarsa sakince alırlar beni karşılarına konuşurlar. Senin hakkında tek bir laf ettirmem. Bunu bilmeleri gerekiyor."
"Ama biz evleneceğiz." dedim. "Bu şekilde nasıl olacak? Onların rızası olmadan mı olacak? Hem dayıma ne derim?"
Deniz içli bir nefes verdi. "Sen bunları düşünme. Dedim ya illa yoluna girer. Eninde sonunda bana hak verecekler."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GEÇMİŞİN TUTSAKLARI (+18)
General FictionNabzım değiştiği için derin nefeslerim yerini kısa ve sığ nefeslere bırakmıştı. Onun nefesinin de düzensiz olduğunu fark ettiğimde kollarımı boynuna sarıp yüzünü yüzüme iyice yaklaştırdım. "Seni seviyorum." dedi usulca, dakikalardır sabırsızlıkla b...