Ajan Akademisi (TAMAMLANDI)

Bölüm 1 = Yeni Yıl..

Aynada son kez aslan sırtı kestirdiğim yeni sarı küt saçlarımı şöyle bir salladım. Göz kalemimin üstünden de geçtim ve maviş gözlerimi iyice ortaya çıkartım. Ahhh. Pardon size kendimi tanıtmayı unuttum dimi. Ben Sera Erdem Ajan Akademisinin 3. Sınıf öğrencisiyim, fakat bu okula adım attığım ilk günden beri en güzellerin ve en Popülerlerin arasındayım. Babam bu okulda Geometri öğretmeni 'maaaaleseeef' yaptığı tek şey benim ders ortalamamı düşürmekten başka bir şey değil. Her neyse yeni bir yıl, yeni bir başlangıçtır.

Tabi şimdi hepiniz soruyorsunuzdur hikayemi size anlatmaya neden buradan başladım diye. Bunu zamanla benimle birlikte sizde öğreneceksiniz, fakat size küçük bir sır vere bilirim tabi ki de. İki Ajan Akademisi bu sene birleşiyormuş muş muşş. Ne halt yemeye birleştiriyorlar aklım almıyor. Gerçi işimize de gelmedi değil ya. Okul bahçemiz aşırı derecede büyük olduğu için yatakhanemizin karşısına bir tane daha yatakhane yaptılar. Neymiş efendim güyaaa aşağıda kalan erkek öğrencileri ve yeni erkekleri oraya alacaklarmış. Çok iş oldu, ama yinede herkes üç ay tatil yaparken biz dört ay tatil yaptık. Ama bence bizi yeni binaya alsalardı da biz keyfini çıkartsaydık fena olmazdı. Eskisi yine biz kızlara kakaladılar. Lanet olasıcalar.

Kapının tıklanması ile gözlerimi aynadan ayırdım ve bütün düşüncelerimi dağıtıp "girin" diye seslendim. Okulda sadece bir kaç adet öğrenci kalmıştı, yaz tatilinde yeni yapılan yatakhane yardım etmek bahanesi ile. Fakat herkes onların not peşinde koşan asosyal salaklar olduğunu biliyorlar.

"Kızım?"

Yavaşça acılan kapının ucundan babamın başını gördüğüm gibi bomboş yatak odasının içinde çığlığı bastım. Hızla yanımdaki ranzalı yatağın alt kısmının üstünden geçerek babamın kollarına koştum.

"Babişşşkoo."

Sımsıkı sardı beni kollarına. Hemen, hemen dört aydır halamın yanında şilede güzel bir tatil geçirmiştim. Tabi ki de babam ile baş başa geçirmeyi tercih ederim, fakat yeni yatakhane yapımı bütün planlarımızı bozmuştu.

"Tatilin nasıl geçti gülüm."

Başımı göğüsünden hafifçe kaldırıp "Hemen hemen her gün sana rapor vermek zorunda kaldığım kısmı berbattı''dedim yapmacık bir surat ifadesi ile. "Ama şile çok güzeldi ya, okul bittikten sonra tamamen oraya yerleşe bilirim yani o derece.''

Babam her zaman alışık olduğum o tatlı gülümsemesini bana sunarak "Kahvaltıya ne dersin?" Dedi.

16 kişilik yatak odamızın en ucundaki saate bir göz attım. Sabahın dokuzu olmasına rağmen gayet dinç ve hiperaktiftim. "Neden olmasın" dedim ve "ama burada olmasın" diyede sert bakışlarımla ekledim.

Babamın gülümsemesi iyice suratına yayıldı. "Peki Meleğim, nereyi istersin."

"Mado?"

"Hmmm." Hafif sakallı çenesini sıvazladı. "Aşağısı kurtarmaz değil mi?"

Resmen bütün dişlerimi göstererek sırıttım. "Asla" Bu adamı gerçekten çok özlemiştim. Babam diye demiyorum ama 40lı yaşlarının başında olmasına rağmen resmen 25 lerin de göstermesine hayrandım. Hem dışarıda babamın yanında havamda olmuyor değil doğrusu. Bildiğiniz manitammış gibi koluna girip yanağına öpücük kondururum. Tabi bazıları tahmin ede biliyor kızı olduğumu ama bazıları edemiyor işte.