Sabah götü sikik alarmın sesiyle uyanmaktan nefret ettiğim kadar hiç bir şeyden nefret etmiyordum. Hele ki bu milletle göt göte yatmak zorunda kaldığımız bir odada uyanmak zorunda isek. 14 kişilik odamı olurdu ya, hangi hapishanenin bölümünden esinlenmişlerdi bu sistemi acaba.
Yataktan kalktığım gibi çıplak ayaklarımla banyoya kadar yürüdüm. Hızla soğuk bir duş aldım ve belime havlu sarıp tekrar odaya geri dönüp okul formasını giydim.
"Altar geliyon mu lan?" diye sordu Tuncay.
"Nereye?"
"Önce bir lavaboya gideceğim oradan da beraber kahvaltıya, piç Erdem gene ortalıklarda yok."
"Tamam sen git geliyorum bende" dedim ona ve dolabımdan alacaklarımı alıp kapağını geri kapattım. Önce yatağımı düzelttim ve hemen ardından da parfümümü sıkınıp gavat Tuncayın peşine takıldım.
Lavaboya girdiğimde kimse yoktu "Tuncay lan orada mısın?" diye seslendim.
"Buradayım" diye ses geldi tuvalet kabinlerinden.
"Tuvaletin içine mi düştün lan yoksa iki saattir çıkmak bilmiyorsun" diyerek hafiften kızdırdım onu. Cevap vermek yerine sifonu çekti.
Ellerimi cebime soktum ve sırtımı da kapının kenarında ki duvara yasladım.
Şu revire taşıdığım kız dün bana ne güzelde sinirlenmişti öyle. Gerçi onu her gördüğümde sinirliydi bana. Okulun ilk günü bu koridorda karşılaştığımızda, onu spor salonunun soyunma kabinin önünde gördüğümde. Geometri dersinde onun ön sırasına oturup rahatsız ettim de. Tek gördüğüm masum hali onu revire taşırken ki haliydi herhalde, yoksa aynı cin gibiydi kız.
Adı neydi onun ya.. Neydi, neydi. Heh Seraydı. Sera Erdem. Şahane mavi gözleri vardı ve aşırı derecede bebek yüzlüydü. Belki çakma sarışındı ama yinede bu okulda ki çoğu kızdan güzel ve fazlasıyla da atarlıydı. Meltemden hiç geri kalır yanı yoktu, hatta belki biraz daha otoriteli bir tipe benziyordu. Yada sırf bana öyle gelmişti.
Onunla daha hiç doğru düzgün tanışamamıştık. İlk gördüğüm andan beri beni sürekli tersleyip durmaktan başka bir şey yapmamıştı ki. Ne bir güler yüz nede başka bir şey göstermişti, fakat yine de onu tekrardan görmek için can atıyordum. Uzun zamandır bir kızdan hiç bu kadar etkilenmemiştim. Bu iyi bir şeydi, iyi bir başlangıç.
"Şşşş kime diyorum?"
Sırtımı dayadığım duvardan ayırarak Tuncaya baktım. Hangi ara bu işini görmüşte ellerini yıkamaya çıkmıştı. "Dalmışım" dedim yanına gidip aynada son kez saçıma bakıp, saçımı elimle bir kez daha yan yatırarak.
"Hayrola gene kimi düşünüyorsun?"
"Revire götürdüğüm kızı" diye itiraf ettim. Kimden neyi saklayacaktım ki, kardeşim gibiydi Tuncay benim onunla her haltımızı paylaşırdık. Gerçi piç Erdemle de paylaşırdık fakat o gavat bizi bu sabah Allah bilir hangi kız için ekmişti yine.
"Hoş kızdı doğrusu ama biraz havalı bir tipe benziyor, kendisini spor salonunda tanıtma biçimine bakılırsa."
"Öylede zaten, Meltemden geri kalır yanı yok ama Meltem kadar kolay bir kız değil" dedim. Zor kızlar beni her zaman etkilemişlerdir.
"Meltem bu işten hiç hoşlanmayacak, istersen kızın başını hiç belaya sokma."
"Seranın mı?" diye sordum. Meltem ona ne yapa bilirdi ki.
"Evet abi. Kendi sevgilini tanımıyor musun, Meltem seni kimseye kaptırmamak için adam bile öldürür anadımmı."
"Bok öldürür, o bir kediyi bile öldüremez. Hem Meltemden sıkıldım, yeni okul yeni kızlar demek. Bırakta Meltem belasından kurtulayım birazda çevreme bakayım kim var kim yok. Sürekli aynı kızla nereye kadar?"
"Haklısın abi ne diyeyim."
"İşin bittiyse hadi çıkalım."
"Çıkalım" dedi ve ben kapıyı açtığım gibi kendimi dışarı attım.
Cebimde ki telefonumun titrediğini hissettim ve çıkartıp tam mesaja bakacaktım ki Tuncay sol kolumu dürttü. "Bu senin kız değil mi lan?"
Başımı telefondan kaldırıp koridora göz gezdirdim ve onu gördüm.
"Aynen" dedim Tuncaya ve bana gelen mesaja bakmadan geri cebime koydum.
"Kızların erkek yatakhanelerine girmesi yasak olduğunu sanıyordum."
"Yasak zaten" diye onayladım Tuncayı. Sera yatakhanenin çıkış kapısında saki birini bekliyormuş gibi öylece durup bahçeye bakıyordu.
"Ne boku var o zaman burada?"
Tuncaya baktım ve omzuna bir iki kere vurarak, "Sen git ben sonra gelirim" yolladım onu.
Tuncay beni hiç ikiletmeden yanımdan ayrıldı ve bende Seraya doğru yürüdüm ve ona "Sera? Sen neden okulun ortasında durmuş giriş kapısına bakıyorsun ayıptır sorması?" seslendim. Gerçi deli gibi bakıyorsun demek istemiştim ama şimdi bana iki saat laf yetiştireceğine emin olduğumdan sormaktan vaz geçtim.
Usulca bana döndü ve o mavimsi gözlerini gözlerime dikti. Gözlerinden belliydi canının bir şeye sıkkın olduğunun. Gerçi ona tam olarak bizim yatakhanede ne yaptığını da soramamıştım ya, neyse yakında çıkardı kokusu nede olsa.
Suratının rengi atmıştı, bunu anlamak zor değildi. Onu hiç böyle görmemiştim şimdiye kadar. Gerçi onu şimdiye kadar toplam 5-6 defa görmüştüm sadece, ama nerede görsem hep o dolgun yanaklarıyla gülümsüyor yada insanları en tatlı haliyle azarlıyordu.
Değişik bir kızdı, asabiydi, deli dolu olduğu da belliydi, fakat şuan gözlerinde gördüğüm şey bambaşka bir şeydi. Tam adını koyamadığım bir şey. Öteki kızlarda pek göremediğim bir şey.
Boynu bükük ördek yavrusu gibi bakıyordu "Sera sen?" diye sorarak gözlerine bakmaya devam ettim. Ona şuan nedense dokunmak istiyordum, çok mu şey istiyordum acaba.
"Yok bir şeyim" dedi birden. "Benim gitmem lazım" diyerek her zamanki gibi arkasını dönüp gitti. Bu kız bunu kesinlikle çok pis bir alışkanlık haline getirmişti. Gerçi ilk defa benim gitmem lazım diyerek gitmişti, buda bir başlangıçtı.
Kolundan tutup ona gitme dur demek geliyordu içimden ama karizmamı o kadar da düşürecek değildim. Sonuçta oda bir kızdı sadece, altından yapılmış bir melek değil.
Okulun giriş kapısında Maya bize bakıyordu, hatta resmen Seraya sırıtıyordu. Lafçı kaltak. Şu Meltem iyi, hoş, güzel kızdı fakat arkadaşlarıyla birlikte tam bir kaltak çetesi oluşturuyorlardı. Ne bok yemeye izliyordu bu şimdi bizi. Üstelik Sera ile laf dalaşına giriyorlardı karşımda. Yerimden kıpırdadım ve Maya ile Seranın yanına doğru yürümeye başladım. Ben daha bir kaç adım attığım gibi Sera yatakhaneye girdi.
Bende hiç istifimi bozmadan Mayanın tam karşısına dikildim.
"Meltem geldi mi?"
"Hayır, bende onu bekliyordum zaten" dedi bana bütün dişlerini gösteren bir sırıtışla.
"Ne sırıtıyorsun?" diye sordum.
"Hiç" dedi ağzını yayarak.
Merdivenin kenarlarını tuttum ve Mayayı tutacaklara sıkıştırarak "Bana bak, neler karıştırıyorsun sen?"
"Hiç" dedi bu sefer daha düzgün bir ağız ile.
"Bana bak eğer hoşuma gitmeyecek bir şeyler karıştırıyorsan benden çekeceğin var bilesin."
"Off Altar" diyerek göğüsüme dokunarak iteledi beni. "Bu seni hiç ilgilendirmez tamam mı?"
Parmağımla başını dürttüm. "Eğer gerçekten bir haltlar karıştırıyorsan, başına geleceklerden kork derim. Beni bilirsin insanları kolay kolay affetmem."
Hala sırıtarak"Bilmem mi" dedi.
Mayadan uzaklaştım "Meltem gelirse söyle ona beni bulsun."
"Emriniz olur Altar bey" dediğini işittim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ajan Akademisi (TAMAMLANDI)
Teen Fictionİki Ajan akademisinin bazı nedenlerden dolayı birleşmesi ile öğrencilerin bütün düzeni alt üst olur. Kavgalar çoğalır ve rekabetler artar. Bunun yanında birde, aşk karmaşası ve kıskançlıklar da ortaya çıkınca, bütün sırlar ortaya dökülür...