Bölüm 24 = Özel Bölüm (Ecem 2)

2.4K 146 7
                                    

"Benim bir fikrim var" dedi gözlüklü kız.

"Ne fikri?" diye sordu Akın hemen kıza.

Kız bana bakıp "Eğer çatı katına çıkmayı başarırsan belki kameraya ateş ederek onu kıra bilirsin" dedi.

"James Bond'a filan mı benzettin sen beni?" Diye çıkışı verdiö birden. Daha silah eğitimimi tam almamıştım ki, başlarındaydım.

Bu sefer Akın "Çıkmaz mürekkep kullana bilir misin?" diye sordu. Bunlar gerçekten ciddiydiler? Ya çatıdan ayağım takılıp düşersem? Belki ölürdüm, belkide bir ömür sakat kala bilirdim Sevim ve ilişkisi için buna değer miydi?

"Eğer onu mürekkep ile vurursan panikleyip kaçacaktır ve bizde o sırada altta onu sıkıştırıp kamerasını elinden ala biliriz" dedi. Eziklerin arasında kafası çalışan bir kız, demek ki bu okula hakkıyla gelenlerde varmış gerçekten.

Akın bana bakıp "Yapa bilecek misin?" diye sordu.

At kuyruğu bağladığım saçlarını şöyle bir düzeltip "Keskin nişan silahı lazım bana altlığı ile birlikte ama" dedim. Ucun yolu ne kadar boklu derede olsa en azından deneye bilirdim, evet bunu yapa bilirdim.

Akın "Büşra sen silahı getir, Mert sende ses algılayıcı kulaklık kutusunu ve Salih seninde gözün kamerayı tutanda olsun" diye arkaşlarına eker teker emirler yağdırdı.

Akının süzmeye başladım, böyle emir yağdıra bilecek kapasitede biri olduğunu hiç bilmiyordum. Onu dikizlediğimi fark etmiş ve rahatsız olmuş olacak ki bana bakıp bakışlarını kaçırdı, bende konu değişsin diye "Çatıya nasıl çıka bilirim?" diye sordum.

"Pencereden tırmana bilir misin?" diye sordu Akın.

"Ben hem silahı hemde seni sarabileceğimiz bir halat getirdim" dedi adının az önce Büşra olduğunu öğrendiğim kız.

''Tamam o zaman halatı belime rahatlıkla sara bilirim'' dedim ve halatı alıp geçen seneki derslerden öğrendiğim şekilde belime sardım. Ben sararken kız silahın içine siyah renkte yuvarlak fakat küçük parmağım uzunluğunda bir şeyler yerleştiriyordu. Odaya Salih isimli oğlanda girip Akına ses algılayıcı kulaklıklardan iki tane verdi.
Bir tane kıza geriye kalanıda kendi arkadaşı ve kendisine ayırdı.

Ben halatın sıkılığından emin olmaya çalışırken Akında bana bir kaç adım yaklaşıp karşımda dikildi

''Ne var?'' Dedim ona.

''Kulağına taka bilir miyim?'' Diye sorduğunda bakışlarını ilk defa yüzümden kaçırmadan sorduğunu fark ettim.

''Ben takarım'' dedim ve elindeki kulaklıklardan bir tanesini alıp önce kulağımın dış kısmını sonrada iç kısmını yerleştirdim.

"Halatın sağlam olduğundan emin olmalıyız" dedi Akın bacak aramdan geçirdiğim halatı inceleyerek. Gerçi halattan çok baldırlarıma baktığına adım gibi emin olmama rağmen hiç fark etmemiş gibi yaparak "Ben kontrol ettim ama birde sen baksana sıkı olmuş mu diye?" dedim ve popomu tamamen ona doğru döndüm. Karşımda elinde hazırladığı keskin nişan silahını elinde tutarak bana bakan Büşraya sırıtıp göz kırptım.

Geçen dersten hatırladığım kadarıyla Büşra'nın elinde tuttuğu silahın adı Keskin Sniper olmalıydı. Tabi kide bizim okulda genel olarak gerçeğinden çok daha hafif meteryaller ile hazırlanmış olanı vardı ama bunlarda en az gerçekleri kadar iyi atış yapa biliyorlardı. Gerçekleri ile aralarında ki tek fark ise ya kuru sıkı kurşunlar kullana bilirdik yada kurşun kaplarına sığıştırılmış kimyasal maddeler.

Bir ara Akın'ın elini bikini bölgemdeki ipi çekiştirdiğini hissettiğimde içimde bir ürperme hissettim. Az önceki çekik gözlü hocanın yakışıklılığı, şimdi de bir erkek eli bikini bölgemde geziniyordu bakalım bugün ki bu tahrik edici hareketlerin sonu nereye varacaktı.

Ajan Akademisi (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin