Ajan Akademisi (TAMAMLANDI)

Bölüm 19 = Büyük Kavga

Günün ilk dersleri oldukça sakin geçmişti, gerçi bugün asıl eğitimimize başlamış sayılırdık. Okulun ilk haftası sadece yerleştirmeler ve seçmelerle geçtiği için kimlerin hangi gün, hangi saate ve hangi dersin olduğu bugün belli olmuştu. 

İlk iki saatlik dersim Alkol ve zehirli maddeler tüketimi ve üretimi ile ilgiliydi. Ajan olarak yetiştirilmemizin sinir bozucu bir yanı daha vardı oda bize çoğu şey yasaktı. Buradan mezun olanların çoğu zaten devlet ve devletin başındakiler için ömürlerini harcamakla geçiyordu, ben o tür bir ajan olmak istemiyordum. Özel bir Firma için çalışan biri ola bilirdim veya mahkemede davacılar hakkında araştırma yapa bilirdim. Saha görevi istiyordum, ayda yılda bir sahaya çıkılan görevden değil, sürekli sahalarda ola bileceğim bir meslek istiyordum.

Şimdi ise üçüncü dersimin nerede olacağını öğrenmek için tam ders programıma bakacaktım ki Ecem birden karşıma çıkı verdi.

"Yolun ortasında durmuş ne yapıyorsun?"

"Ders programıma bakacaktım" dedim ve etrafıma göz atarak gerçekten de yolun tam ortasında olduğumu fark ettim. Bir kaç adım yana kayarak "Nasıl geçti ilk dersler?" diye sordum.

 "Silah eğitimi" dedi omuzlarını silkerek.

Gözlerimi kocaman açarak "Silah mı kullandınız?" diye sordum.

"Tabi kide hayır. Kitap üzerinden eğitim alıyoruz, asıl eğitimler seneye başlayacakmış. Bu sene üç-beş kere atış yapma hakkımız varmış oda elimiz alışsın diye."

"Benim Silah eğitim dersimi Cumaya atmışlar ya" diye mırıldandım.

"Bak kim geliyor" dedi Ecem kimsenin göremeyeceği şekilde beni kolumdan dürterek.

Başımı deminden beri bir türlü konsantre olup bakamadığım ders programından kaldırıp Ecemin baktığı yere baktım.

Altar yanında bir kaç kişi ile sohbet ederek elinde basket topunu sallaya sallaya karşıdan bizim olduğumuz koridora doğru geliyordu. Altında siyah gri renklerinde askeriye pantolon ve üstünde ise sadece gri bir atlet vardı. 

"Okulun gözetim takımına girmişler" dedi Ecem. Bunu derken sesinde ki hayranlık tonunu hiç saklama gereği bile duymamıştı. Ecemi severdim ama erkeklere karşı olan zaafını iyi biliyordum. Hele ki okulun gözetim takımında olan öğrencilere karşı olan zaafını...

"E ne yapalım gözetim takımındaysa" diye mırıldandım.

"Ne mi yapalım? Gece okul bahçesine sırf onu görmek için çıka bilirsin bunun farkındasın değil mi?" 

"Of Ecem" diyerek Altar tam yanımızdan geçerken başımı tekrardan ders programıma eğip şimdiki dersimi aradım. Bu programı acilen kendi tarzıma göre düzenlemem gerekecekti. Bütün dersler ve günler birbiriyle o kadar karışık yazılmıştı ki, hiç bir şey anlamıyordum.

Pazartesi 3-4 = Su altı eğitimi.

"Havuzdayım" dedim Eceme.

"Sana inanamıyorum, resmen yanımızdan geçerken çocuk seni dikizledi sen ise bir kez olsun başını kaldırıp ona bakmadın."

"Of Ecem ya" dedim sesimi hafiften yükselterek. "Bizim bir planımız var ve sen o planın içine ediyorsun." 

"Ne ya, sadece yakışıklı çocuk ve biraz kur yapnimalısın bence çocuğa."

Eceme kaşlarımı çatarak baktım. "Kur yapmamı istiyorsan aradan biraz zaman geçmesi lazım, bunlar bizim okuldakilere benzemezler hiç bir şeyimizi riske atamayız."

Ecem hevesli omuzlarını düşürürken "Peki tamam, o zaman ben derse giriyorum sana da havuzda iyi eğlenceler" dedi ve kıçını kıvıra kıvıra yanımdan uzaklaştı.