Buse Tuncay ile beraber okuldan çıktıktan sonra bende yatağımda uzanmış Büşra'nın gelmesini bekliyordum. Beni o lanet olası gün, odaya kilitledikleri için onların hepsinin burunlarından getirmek artık alın yazısı haline gelmişti benim için.
Deli filan değildim ama sürekli onların benim o odanın içinde çıldırdığım gibi hepsininde çıldırıp birazda kafayı yemelerini istiyordum. Hayattaki en büyük fobimi gelip bana yapmaları kadar acımasızca bir şey yoktu. Belki bilerek, belki bilmeyerek ama bunu kesinlikle onlara ödeteceğime dair yeminler etmiştim ki o yemini uygulayacağım gün gelip çatmıştı. Belki 100% kusursuz bir plan değildi ama yinede çok iyiydi.
Kapı bir kaç defa tıklandı ve hafif aralık olacak şekilde aralandı. Bende yatağımdan doğrulup kapıya doğru bakıyordum ki Büşra'nın adımı fısıldayan sesini duydum.
"Buradayım gel" dedim ona.
Hızla yatağımdan kalkıp yanına gittiğim gibi "Al bu eldivenlerin" diyerek bana hiç göstermeden eldivenleri arka cebime koydu ve "Akın bizi yemekhanenin önünde bekliyor, onlar gelmiş bile hadi geç kalmayalım" diye fısıldadı.
"Tamam, tepsiyi kim devirecek?" diye sordum arkamdan kapıyı kapatırken.
"Akın" dedi sadece.
"Bugün yemekhanenin nöbetçi öğretmeni kim?''
"Çağla hoca."
Bu kız hep böyle kısa ve öz cevaplar mı verirdi yoksa bana özel mi yapıyordu bunu? "Tartışacak mıyız onlarla?" diye soru sormaya devam ettim inatla.
"Bak Alara" diyerek bana döndü. "Büyük ihtimal bizimle zaten kavga edecekler anladın mı, sende üstlerine git ki yemekhanede olay çıksın. Sakın şiddete başvurma, bırak onlar şiddete başvursun. Büyük ihtimalde nöbetçi öğretmen onları çıkartacak ve planımızda böylelikle başlayacak bunda anlamayacak ne var?"
"Beni azarlama na gerek yok, güzel bir üslup ile anlatsan anlarım aslında."
Bana tek kaşını kaldırıp hoş olmayan bir bakış attı ve tekrardan önüne dönüp okulun içine girdi. Yemekhane kapısında Akın'ın bizi beklediğini görür görmez yüzünde oluşan o gülümsemeyi görmemek mümkün değildi. Demek gözlüklü kızımız gözlüklü oğlana aşıktı, aman ne ironik.
Üstün körü Akın ile selamlaşıp içeri girdik ve yemek sırasına girdik. Büşra ile ben önlerde idik ve Akın bizim aramıza bir kaç kişi daha koymuştu ki o yemeği ile gelirken biz masada otura bilelim. Öncelikle Büşra yemeğini aldı ve masaya geçti, ardından ben aldım ve hemen onun yanına otururken Akın'ın elinde bol sulu yemeği ile yanımıza doğru gelirken gördüm. Maya ile Açelya hemen çaprazlama masamızda oturduğundan her şey daha kolay olacağa benziyordu.
Akın planda ki gibi elinde tepsi ile gelirken birden Büşra'nın sesli bir şekilde kahkaha attığını duydum ve dönüp ona bakacaktım ki Akın'ın geldiği yerde bir hareketlilik oldu. Lanet olsun Büşra'nın sebepsiz yere attığı kahkaha için ona bakayım derken Akın'ın tepsiyi Açelyanın üstüne boca ettiği anı kaçırdım.
"Seni geri zekalı ne yaptın sen?" diye bas bas bağırmaya başladı Açelya ayağa kalkarak.
Akın sanki gerçekten yanlışlıkla olmuş gibi onun önüne eğilmiş ve üstündekileri temizlemeye çalışıyormuş gibi yapıyordu ki Açelya ayağı ile Akın'a bir tekme atıp onu yere serdi. Tabi aynı anda Büşra ayağa kalktı ve Akın'ın yanına gidip "Siz ne yaptığınızı sanıyorsunuz" deyip kavgayı başlattı.
Bende hızla Akın'ın yanına gittim ve ona elimi uzatarak "Kalk" dedim. Akın Büşra ile benim elimden destek alıp ayağa kalktığı gibi kızlara dönüp "Siz kimsiniz de" dememe kalmadan Maya ile göz göze geldim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ajan Akademisi (TAMAMLANDI)
Подростковая литератураİki Ajan akademisinin bazı nedenlerden dolayı birleşmesi ile öğrencilerin bütün düzeni alt üst olur. Kavgalar çoğalır ve rekabetler artar. Bunun yanında birde, aşk karmaşası ve kıskançlıklar da ortaya çıkınca, bütün sırlar ortaya dökülür...