Arkadaşlar resimdeki kişi Altar'dır.
Kızlarla beraber görev dağılımı yaptıktan hemen sonra hepimiz işe koyulduk.
Bizim yatakhanenin en alt katına doğru hızla fakat bir o kadar da sessizce yürüdüm. Kimseye yakalanmamam lazımdı, en başta da babama. Gerçi yakalansam da Babamı arıyordum desem kimsenin beni sorguya çekeceğini düşünmüyordum.
Son basamakları da indikten sonra öğretmenlere ait olan odaların koridorlarından hızla geçtim ve babamın kapısının önüne geldiğimde kapıyı hafifçe tıklattım. Neme lazım, belkide odasındaydı riske girmeye değmezdi.
Kapının ardından "Geliyorum" diye bir bayan sesi geldi. Olduğum yerde dondum kaldım. Babamın odasında... Bir bayan... Benim hem cinsimden...
Kapı sonuna kadar açıldı "Buyurun" dedi, daha yirmili yaşlarının başında genç, alımlı ve şık giyinimli bir karı... İnanamıyorum babamın manitası olduğunamı üzülmeliyim yoksa tam bir sübyancı olduğunamı...
"Bir şey mi istemiştin canım?"
Canım mı? Ben neden böyle donup kaldım ki şimdi.
Hadi bir cevap versene diye haykıran iç sesime mi kulak asayım, yoksa yerinde çakılıp kalan bedenime mi.
İç sesim her zaman haklıdır düşüncesi ile bütün cesaretimi topladım "Şey ben.... Babam için... Babam içeride mi?" Kekelemiştim. Oha... Ben ve kekelemek. Etrafıma şöyle bir göz attım, umarım bunu kimse duymamıştır.
Uzun kızıl saçlı bayan bütün dişlerini göstererek bana gülümsemeye başladı. 'Bari mal mal gülmesene be karı,' diye ciyaklamak istediysem de bu fikrimden biran önce vazgeçip onun rahatlıkla duya bileceği bir şekilde iç çektim.
"Sen Sera olmalısın. Okan bey buraya belki gelebileceğinizden bahsetmişti, fakat o artık yeni yapılan erkekler yurdunun öğretmenler odasında kalıyor. Bu oda da bana tahsil edildi" deyince içimin sıkıntısının buhar olup uçtuğunu hissettim bir an.
"Şey teşekkür ederim" deyip hızla arkamı döndüm gidiyordum ki arkamdan bana seslenmesi ile durdum.
"Ben yeni Çağla hocanız, hızlılık ve çeviklik dersinize gireceğim bu sene," kapının önünden çekildi. "İçeri girmek ister misin Seracığım?"
En samimi ve bir o kadar da sahte gülümsememi takındım, "Teşekkür ederim ama acelem var biraz, babamı bulmam gerek" diyerek arkamı dönüp yürümeye başladım ve tam merdivenlerin başına geldiğimde dönüp Çağla hocaya baktım. Hala bana bakıyordu "Tanıştığımıza memnun oldum hocam" diye ekledikten sonra hızla merdivenleri çıkmaya başladım.
Babamın bugüne kadar hiç bir işine karışmamıştım, o ne yaparsa yapsın, ne ederse etsin, kararları bana uymasa bile bunu ona asla fark ettirmezdim. Hatta mümkünse hissettirmezdim bile. Sonuçta o sırf beni büyüte bilmek için hayatını okuyarak geçirdiği ajanlığı bırakmış ve Ajan Akademisinde benim daha rahat bir şekilde büyüye bilmem için Öğretmenliğe başlamıştı. Ya o kadın gerçekten babamın odasında olsaydı ne olurdu? O kalp sıkışmasını bir daha yaşamak istemezdim doğrusu. Telefonumun titremesi ile düşüncelerim dağıldı ve telefonu cebimden çıkartım ve gelen mesajıma baktım.
Sevim: Neredesin naneli şekerim ?
Ben: Babamın odasında başka bir karı var mk. Erkeklerin yeni yatakhanesinde kalacakmış babam artık, bende oraya gidiyorum.
Sevim: ...... Gelince konuşuruz biz Ecemle yerimize geldik ve beklemedeyiz.
Ben: OK.
Yazıp yolladıktan sonra yeni yatakhanenin kapısının önüne geldiğimi fark etim. Omuzlarıma dökülen dalgalı saçlarımı şöyle bir elimle düzelttim ve açık giriş kapısından içeri girdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ajan Akademisi (TAMAMLANDI)
Подростковая литератураİki Ajan akademisinin bazı nedenlerden dolayı birleşmesi ile öğrencilerin bütün düzeni alt üst olur. Kavgalar çoğalır ve rekabetler artar. Bunun yanında birde, aşk karmaşası ve kıskançlıklar da ortaya çıkınca, bütün sırlar ortaya dökülür...