Biz koşarken kafamı dağıtmaya çalışıyordum, bu sene geçen seneden çok daha zor ve rekabetli bir şekilde başlamıştı. Bütün derslerimiz seneye gideceğimiz eğitim kapına hazırlık için ayaklanmış ve bunun üstünede geçen senede kaldığımız normal derslerde üstlerine eklenmişti. Koşumuzun tam ortalarında ormanda eğitim yapan öğrenciler gözüme çarptı. Yeni yeni oluşmaya yüz tutmuş kaslı öğrencileri incelerken aralarında bunan Altar da gözüme çarptı.
''Bu seneki gözetim takımı değil mi bu?" diye soran Sevimin sesini duyunca adımlarımı yavaşlatıp ona ayak uydurdum.
"Evet hemde Altar da aralarında" dedim Sevime hiç bakmadan.
"Altar bugün hiç Sera ile görüşemedi bütün bu olaylardan sonra, bence görüşmek için orman iyi bir yer mi?" diye sorduğunda bu sefer ona 'sen ciddi misin?' bakışı attım. Sevim aramızdaki en şirin kız ola bilirdi ama en sinsisiydi.
"Hadi diyelim uygun? Bunu nasıl yapacağız?"
"İzle ve gör" diyerek bana göz kırptı.
"Sevim sakın.." dememe bile kalmadan Sevimden tiz bir çığlığın kopması ile beraber kendisini yere atması bir oldu.
"Sen ne yapıyorsun" diyerek durdum ve Sevime doğru geri yürüdüm hemen.
"Ahh bileğim" diyerek yattığı yerden yavaşça diklendi ve sol ayak bileğini tutmaya başladı. "Canım çok acıyor."
Gözetim takımındakilerin bize doğru koşmaya başladıklarını görünce Sevimin yanına eğildim ve ayak bileği ile ilgileniyor muşum gibi yaparak "umarım ne yaptığını biliyorsundur" dedim.
Hiç açık vermeden inlemeye devam etti. Takımın eğitim hocası ve bir kaç öğrenci Sevime doğru eğildiler.
Grubu eğiten hocayı okulda ilk defa gördüğümün farkına yeni vardım. İki numara kesilmiş saçlar, beyaz ten, kaslar ve hafiften çekik olan gözleri onun asyalı olduğunu ve kesinlikle türk kökenli olmadığını zaten ele veriyordu.
Hoca "Ne oldu bileğine?" diye sorarken Sevime, bende onun karşısında diz çökmüş bir şekilde onu inceliyordum.
Sevim ekşimiş yüzü ile "Arkadaşlarla tempolu koşu yapalım dedik ama sanırım bileğimi birden fazla zorladım yada bir şeye takıldım, bilmiyorum birden bükülü verdi" dedi.
Hoca Sevimin bileği ile ilgilenirken benim yanıma birinin daha yere doğru eğildiğini hissettim ve dönüp ona baktım. Altar hemen yanımda Sevim'in bir yüzüne birde bileğine bakıyordu.
"Sadece siz ikiniz miydiniz?" diye sordu Asyalı hoca.
"Sera" ismini sanki şimdi aklım gelmiş gibi söyledim ve tam o anda Sevim Altar'ın koluna dokunarak "Onun kulağında kulaklık takılıydı ve bizden çok önde koşuyordu, lütfen onu bul
O çok korkar eğer ormanda tek olduğunu fark ederse," dedi paniklemiş bir şekilde ve sonra bakışları bir ara beni buldu."Evet" diye katıldım bende Sevime. "Sera geri dönüş yolunu panikten bulamaz ve havada kararmak üzere."
Altar eğitim hocası ile bir kaç saniye bakıştıktan sonra, ondan onay almış olacak ki "Tamam ben onu getiririm" diyerek birden ayağa kalktı ve oda koşarak ormanın içine gitti.
Hoca Sevime "Ayağa kalka bilecek misin?" diye sordu. "Bileğinde bir şey yok gibi görünüyor ama birde revirde ki hemşirelerin bakmasında fayda var."
Sevim bir elini hocaya bir elini de bana uzatarak ayağa kalkmaya çalıştı, "Denemem gerek." Sevim ayağa kalktı ve hafiften ayağının üstüne basmaya çalışıyormuş gibi yaptı, tabi bu durumun numara olduğunu bildiğim için gülmemek için kendimi gerçekten zor tutuyordum. Ne kadar da güzel saf ayağına yata biliyordu, hayret doğrusu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ajan Akademisi (TAMAMLANDI)
Teen Fictionİki Ajan akademisinin bazı nedenlerden dolayı birleşmesi ile öğrencilerin bütün düzeni alt üst olur. Kavgalar çoğalır ve rekabetler artar. Bunun yanında birde, aşk karmaşası ve kıskançlıklar da ortaya çıkınca, bütün sırlar ortaya dökülür...