Kızlardan ayrılıp hızla merdivenleri yukarı çıkmaya başladım. Umarım Akın şu çatı katında ki bilgisayar odasındadır yoksa onu beklemek zorunda kalacaktım.
Son kata da vardığımda geçen girdiğim sınıfın kapısını usulca araladım. Bir bilgisayarın monitörün ışığı yanıyordu fakat odada kimse yoktu. Kapıyı arkamdan geri kapatarak içeri girdim ve telefonumu çıkartıp Akın'ın numarasını bulup, Akın: Çatı katındaki bilgisayar odasındayım. ACİL yazıp wattsuptan yolladım. Dakikasında mesajı gördü bildirimi geldi fakat geri dönüş yapmadı. Neyse en azından mesajı gördüğünü biliyordum.
Odanın içinde kasvetli bir hava vardı. Kendime en yakın boş pencerenin yanına atıp sonuna kadar araladım. Dışarıya doğru baktım ve derin derin nefes alıp verdim.
"Sende kimsin?" diye ses yankılandı odanın içinde.
Hızla arkamı dönüp kimin geldiğine baktım çünkü bu ses Akın'a ait değildi.
Elinde dumanı tüten kahve bardağı ile kapının önünde öylece durmuş bana bakan oğlana baktım. Onu tanıyordum, Akın'ın arkadaşıydı. "Ben Ecem" dedim "Sen Akın'ın arkadaşıydın değil mi?"
Kapıyı ardından kapatıp monitörü açık bilgisayara doğru yürürken "Evet" dedi ve Kahvesini bilgisayarının yanına bıraktı. "Ben Salih tanışmıştık daha önce" diye konuşmaya devam edince altımdaki şortu biraz aşağıya doğru çekiştirdim ve ona yalancıktan gülümsedim.
Benden cevap alamayınca "Burada bu saate ne arıyorsun?" diye sordu.
"Akın'ı bekliyorum" dedim ve pencereden okul bahçesine bakmaya başladım.
"Akın'ın geleceğinden haberi var mı ki?"
"Şimdi yazdım ona, birazdan burada olur" dedim ve arkamdaki kapı açıldı. Bu sefer kapıda geçen gün yine burada gördüğüm gözlüklü kız vardı. Bunların buradan başka takıldığı yer filan yokmuydu ya sürekli bu havasız mekanda insan çıldırırdı.
"Hoş geldin" dedi kız kapıda şaşkınlık içinde bana bakarak.
"Hoş bulduk" dedim onu gördüğüme sevinmiş gibi gülümseyerek.
Salih "Akın'ı bekliyormuş" diye açıklama yaptı hemen. Salih'e tek kaşımı kaldırarak bakmaya başladım, kız ona daha hiç bir şey sormamıştı ama o açıklama yapıyordu. Havada gizli aşk kokusu var dedikler bu olsa gerek diyeceğim ama burada bildiğimiz toz kokusundan başka bir şey yoktu.
Büşraya dönüp bakığımda ise o hala kapıda bana bakıyordu.
Sırf gıcıklığına "Kapıda kaldın canım içeri geçsene" dedim. Burada olmamdan pek hoşnut olmamıştı birileri anlaşılan.
"Bu saate Akın buraya kolay kolay gelmez" dediği an arkasından Akın'ın "Geldim bile" diye seslendiğini duydum.
Pişmiş kelle gibi sırıtarak "Benim için gelir" dedim ve kapıdan onun içeri girmesini seyrettim.
Kız Salih'in oturduğu bilgisayarının yanındaki boş sandalyeye oturdu. Akında sınıfa girdiği gibi arkadaşlarına eliyle selam verip yanımda bitti. "Hayrola bir şey mi oldu?"
"İllaki yanına gelmem için bir şey mi olması gerek?" dedim en sempatik ses tonumla. Büşra bana oturduğu yerden sanki düşmanına bakıyormuş gibi bakıyordu.
"Yani, genelde ne zaman benimle konuşsanız illaki bir şeyler olur" fakat bunu derken bile yüzüme değilde başka bir yerlere bakıyordu.
"Hadi ama Akın" dedim ve Akın'ın hemen yanında ki Bilgisayar masasının kenarına oturdum. "Ben Sera'ya benzemem."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ajan Akademisi (TAMAMLANDI)
Teen Fictionİki Ajan akademisinin bazı nedenlerden dolayı birleşmesi ile öğrencilerin bütün düzeni alt üst olur. Kavgalar çoğalır ve rekabetler artar. Bunun yanında birde, aşk karmaşası ve kıskançlıklar da ortaya çıkınca, bütün sırlar ortaya dökülür...