Bölüm 57 = Özel Bölüm (Ecem)

1.1K 61 5
                                    

Taksiden inmeden önce Erdem gözlerimi bantladı. Yaklaşık beş dakika sonra taksiden indik ve ellerimden tutarak beni bir yere doğru çekiştirmeye başladı. 

"Daha gelmedik mi?" diye sordum heyecanla. Tamam genelde bu kadar heyecanlı değilimdir ama bu sefer beni cidden şaşırtmıştı. Ben belki bir sinema yaparız filan derken o resmen benim için bir sürpriz hazırlamıştı. Tamam, tamam. Belkide boktan bir şey bekliyordu beni fakat, yinede heyecanlanmamak elimde değildi.

"Çok az kaldı." Onun ses tonundaki heyecanı da yakalamıştım. Üstelik çevremizde insanlarda vardı, onları duya biliyordum. 

Bir kaç dakika daha yürüdükten sonra bana "Merdivenlere dikkat!" dedi ve iki elimden de tutarak bir kaç merdiven çıktık. Sonra bana "Bir dakika burada bekler misin?" diye sordu.

Yutkundum. Sanırım sürpriz tam karşımdaydı. "Tabi," dedim ona ve alt dudağımı ısırdım heyecandan. Acaba vapura filan mı binecektik? Denizin dalgalarını duya biliyordum, esintisini tüm vücudumda kolaylıkla hissediyordum. Etrafa savrulan saçlarım bile bir çok şey anlatıyordu aslında.

Birisi belime dokundu ve irkilerek sıçradım. "Şşşt tamam benim korkma," dediğinde derin bir nefes aldım. 

"Benim bu şekilde korkutma bir daha," dedim sert bir şekilde.

"Tamam ama şimdi seni kucağıma alacağım."

Panik bütün vücuduma yayıldı. "Ne? Neden?"

"Sorma. Hem fazla sürmez sadece bir kaç dakikalığına."

"Erdem bey, hazır."

Erdem belimi baş parmağıyla usulca okşadı. "Bana güveniyor musun?"

Tereddütsüzdüm... "Hayır!" Ona zerre güvenim yoktu. Sanırım önümüzdeki kırk yıl boyunca da olmayacaktı. Düşmanımın dostu benim düşmanımdır.

"Tamam o zaman," diyerek birinin bacaklarımdan beni havaya kaldırdığını hissettim.

Çığlığı bastığım gibi bir tanımadığım bir adamın gülmeye başladığını duydum. "Beni nereye götürüyorsun ve neden beni sırtına attın."

"Güvenmediğin için kıçımla akrabalık kura bilirsin. Bana güvenmeyen insanın anca kıçımla işi olur." Göbeğim onun omzundaydı. Lanet olsun beni bildiğimiz omzuna atmıştı ve iki koluyla da bacaklarımdan tutuyordu sadece. Beni tutmayı bıraktığı gibi yere kafa üstü kapaklana bilirdim. "Abi sağol tekrardan ya, hakkını nasıl öderim."

"Size iyi eğlenceler!" Sesini duydum ve hemen ardından çelik bir kapının çarpma sesi çınladı kulaklarımda.

"Pardonda biz neredeyiz?" diye sordum dayanamayarak.

"Kıçımda."

"Erdem!" diyerek elimle kıçı olduğunu düşündüğüm yumuşacık yere vurmaya başladım. Göremiyordum ama hissetme kabiliyetim hala yerindeydi.

"Her biraz daha vurursan ikimizde düşeceğiz."

Ellerimle ona vurmayı bıraktım. Erdem'in attığı her adım düzenliydi ve sanki kendi ekseninde dönüyor gibiydi. "Biz merdiven mi çıkıyoruz?" 

"Biz değil. Ben çıkıyorum ve sende arkamda keyif yapıyorsun." Nefesi yavaştan kesiliyordu. Yorulmaya başladığını tahmin etmek zor değildi.

"Ben kendimde çıka biliii... Ahh." diyerek elimle başımı tutmaya başladım. "Kafamı çarptın lan salak!"

Erdemin gülmeye başladığını duydum. Sesi olduğumuz yerde çok az yankı yapıyordu. Üstelik az önce kafamı çarptığım yerde buz gibiydi. 

"Beni buz haneye filan mı götürüyorsun anlamadım ki."

Ajan Akademisi (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin